kırmızı bisiklet

3.6K 583 246
                                    

Alkışlar kesildiğinde, Mina pastaları dilimlere ayırdı. Jisung ilk dilimi Minho'ya uzatıp meraklı büyük gözlerini üstüne dikti.

Minho'nun tepkisini merak ediyordu. Minho içten bir gülümse sundu ona.

"Teşekkür ederim Ji, ben de en çok seni seviyorum ve seveceğim" dedi.

Jisung da Minho'ya dünyadaki en değerli şeymişcesine baktı. Abileri ve Mina ikilinin tatlılığına gülümsediler.

"Bebeğim baban ve ben hediyeni akşam vereceğiz" dedi Mina.

"Ama çok merak ediyorum" diye huysuzlandı.

"Şşş huysuz şirin biraz beklemen lazım" dedi annesi saçlarını okşayarak.

Chan "Biz başlayalım o zaman" dedi.

Jimin ve Chan ayrı ayrı hediyelerini verdiler. Chan krem rengi sevimli bir bucket şapka almıştı. Jimin de Jisung kolye takmayı çok sevdiği için renkli boncuklardan yapılmış ucunda gülen yüz olan bir kolye almıştı.

İkilinin ellerinde kalan parayla alabildikleri bunlar olmuştu. Ama Jisung o kadar sevinmişti ki sanki dünyanın en güzel hediyelerini almış gibi tepki verdi.

"Çok teşekkür ederim, bunları hep kullanacağım" dedi. Elindeki şapkayı kafasına geçirdi. Kolyeyi de takması için Minho'ya uzattı.

Minho kolyeyi taktıktan sonra Jisung'a baktı. Sevimliliğine sevimlilik katmıştı. Şapka ve kolye tulumuna ve dalgalı saçlarına öyle çok yakışmıştı ki.

"Ben de bunu hazırladım, her yaşın için sana mektup yazdım bir de o yaşlarımızdaki hallerimizin fotoğraflarını koydum. Umarım beğenirsin. Tabi şimdi okuyamazsın ama okumayı öğrenince ilk bunları oku ve sakın kimseye okutma sadece kendin oku, anlaştık mı?" dedi.

"Anlaştık, çok teşekkür ederim. Bu aldığım en güzel hediye, seni çok seviyorum"dedi gözleri dolmuş bir şekilde Minho'ya sarılan Jisung.

"Ben de seni çok seviyorum" dedi daha da sıkı sarılan Minho.

Herkes hediyelerini vermeyi bitirmişti. Pastalar yendi, biraz dans edildi ardından Jimin ve Chan ayrılmaları gerektiğini söylediler çıkmadan önce Chan Minho'ya çok geç kalmamasını söyledi. Minho abisinin mesajını alarak kafasını salladı.

İkili Jisung'un odasına geçtiler. Jisung Minho'yu yatağına çekip uzanmasını sağladı böylece kendisi de Minho'nun sol göğsüne yatıp kalp atışlarını dinlemeye başladı. Minho da Jisung'un saçlarını okşuyordu.

İkili konuşmuyor öylece uzanıyordu. Hissettikleri tek duygu huzurdu. Sessizliği bozan Jisung oldu.

"Seni üzen şey her neyse onu yok etmek istiyorum. Keşke ben de senin süper kahramanın olabilsem" dedi.

Minho duydukları karşısında güldü. Uzun süre Jisung'u süper kahraman olduğuyla ilgili kandırıp kolunu kırdığını hatırladı. Bir de bu aptalın kendi gücünün farkında olmaması komik geldi.

"Sen zaten benim süper kahramanımsın Ji, gülümsemen beni iyileştiriyor" dedi okşadığı saçları karıştırarak.

Jisung kıvrılıp Minho'ya daha çok yanaştı. Bir süre daha öylece uzandılar, daha sonra Minho kendi evine geçti.

O gün öylece sona ermişti. Babası yine geç gelmiş herkes onu beklemeden yemeklerini yiyip odalarını çekilmişti. Herkes onun yüzünü görmeden günlerini sonlandırabildi.

Bugün hafta sonuydu. Babası mesaisi olduğunu söyleyerek işe gitmişti. Ev ahalisi de kahvaltılarını yapıp, bir köşeye dağıldı.

O sırada birisi kapıya vurup aynı anda zile basıyor ve Minho diye bağırıyordu. Minho duyduğu sesle gülmeye başladı. Belli ki Jisung çok heyecanlıydı. Hemen koşup kapıyı açtı.

"Hey hey yavaş Ji sakin ol, elini acıtacaksın" dedi gülerek.

"Ne yapayım çok heyecanlandım, gel çabuk sana ne göstereceğim" dedi hemen Minho'nun eline atılıp tutup çekiştirmeye başladı.

Kendi evlerinin evlerinin önüne getirip, kırmızı bisikleti gösterdi.

"Bu artık bizim, çok güzel değil mi?" diye sordu Jisung meraklı büyük gözlerini Minho'ya dikmişti.

Minho da hep bir bisiklet istemişti ama ailesi sınıfında başarılı olursa alacaklarını söylemişti. Belki bir kaç hafta sonra onun da bir bisikleti olur diye ümit ediyordu.

Büyülenmiş gibi bisiklete baktı. "Gerçekten çok güzel" dedi.

"Bak arkasında oturağı var, ben buraya otururum sen de bisikleti sürersin istediğimiz her yere gideriz, artık Han nehrine bile gidebiliriz" dedi heyecanla.

Minho "Orada kitap okur, oyun oynarız belki suya bile gireriz" dedi aynı heyecanla.

"Evet harika olmaz mı, bir karahindiba tarlası varmış, Hyungwon amcadan duydum ona bile gideriz" dedi.

Heyecanla "Çok güzel olur, bir sürü dilek tutarız" dedi Minho.

Jisung sevinçle zıplamaya başladı. Yaşasın diye ellerini çırpıp duruyordu. Minho da onun bu haline güldü en az onun kadar heyecanlı ve mutluydu onun ellerini tutup zıplayarak dönmeye başladılar.

Yorulup durdular, birbirlerine sarılıp dinlenmeye çalıştılar. Nefesleri düzene girince, Jisung konuştu.

"Bir de kamera almışlar, artık manzara fotoğrafları çekebilirim, ben senin gibi pinti olmayacağım" dedi gülerek.

Minho'nun bir fotoğraf makinesi vardı ama Jisung manzara ya da hayvan fotoğrafları çekmek istediğinde Minho Jisung'un da kadraja girmesi şartıyla izin veriyordu.

"Şapşal ben o kamerayla sadece senin fotoğraflarını çekmek için söz verdim biliyorsun" dedi.

Jisung gülmeye devam etti. 'Biliyorum biliyorum, kameranın video özelliği var onunla bir sürü video çeker daha sonra izleriz" dedi.

"Ben de bisiklet istemiştim bizimkilerden notlarım iyi olursa alacaklarını söz verdiler" dedi mahcup bir şekilde.

"Sen sınıf birincisinin bunu hak ediyorsun eminim ki çok güzel bir bisiklet alırlar sana da ama o zamana kadar bunu kullanırız hem çekinmene gerek yok Minho, sen böyle yapınca çok üzülüyorum sana bisikleti gösterirken bile bu artık bizim dedim, bana ait olan her şey aynı zamanda senin, buna kalbim de dahil" dedi Jisung.

"Seni çok seviyorum Ji, çok çok çok çok" dedi Jisung'un yanaklarına bir sürü öpücük bırakırken.

Jisung da hem huylandığı hem de çok mutlu olduğu için gülüyordu onun bu çocuksu haline. Dün gördüğü Minho'dan sonra onu böyle görmek kalbine iyi gelmişti.

"Ben de seni çok seviyorum, milyon sonsuz kere hem de" dedi kıkırtıları eşliğinde.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Buraya yeni bölüm atmayalı uzun zaman oldu. Aslında bu hikayeye aklımda milyon tane yeni bölüm yazdım ama yazıya dökmek zor geliyor. Hep aynı şeyleri yazıyor gibi hissediyorum. Sanırım motivasyonumu kaybettim. Lütfen bol bol yorum bırakın yorumlarınız beni mutlu ediyor.

Hikayeyle alakalı eleştirileriniz varsa lütfen benimle paylaşın.

dandelions, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin