1.Gün ( Balkon)

6 1 0
                                    

.
.
.
.

Uyanır uyanmaz telefonuma bakma alışkanlığım hiçbir zaman değişmedi. Arkadaş grubuma kafamın çok yoğun olduğundan bakmayı unutmuşum. Zaten gün içinde çok konuştukları için sessize alınmış bir vaziyette duruyordu.

Gruba baktığımda akşam kızların dışarıya eğlenmeye çıkacağını gördüm. Benden cevap bekliyorlardı. Annem pek o ortamları sevmediğinden girmemi istemese de bana iyi gelir diye düşünüyordum. Bu fikri daha sonra anneme söylemek için rafa kaldırdım.
Bana verilmiş odanın banyosuna girdim. İşim bitince ıslak saçlarımı kurutma gereği duymadım ve balkona çıktım. Benim bulunduğum oda arka bahçeye bakan kısımdı. Nesrin teyzenin kocasını orada etrafına bakarak yürüdüğünü gördüm. Adam sakalını uzatmış bu sefer de sakallı pezevenk olma yolunda ilerliyordu sanırım.

Adam biraz daha yürüdükten sonra durup bir mesaja baktı daha sonra sağda köşedeki küçük denilebilecek kulübeye girdi. Ben orayı odunluk falan sanıyordum. Büyük bir siyah torbayla ordan çıktı ve etrafına bakarak uzaklaştı. Aklıma kötü şeyler gelmedi belki de orası adamın kendine ait odasıdır. Onu bir kadınla görmekten iyidir.

Odama girdikten sonra pijamalarımı çıkarıp günlük giysilerimi giydim. Bizim evde olsaydık akşama kadar pijamayla kalır, tıkınırdım.
İndiğimde kahvaltının hazır olduğunu gördüm. Bu sefer kız kıza değildik, Nesrin teyzenin kocası Ferhatta oradaydı. Beni görünce gözleri açıldı ve gülümsedi:

" Ooo, bakıyorum da git gide güzelleşiyorsun. Küçükken de güzeldin. Zaten birlikte büyüdünüz sayılır Borayla." daha sonra anneme dönerek " İnanır mısın iğrenç bez kokuları hâlâ burnumda tütüyor."
Bu adam gerçekten çok itici.

" Ya Ferhat Bey lütfen öyle demeyin. Hem ben hiç diyor muyum size yaşlanmışsınız diye hı?."
Dememeliydim. Annem öldürücü bakışlarını bana yollarken Ferhat amca cık cıkladı ve aşk olsun diyerek gülümsedi. Zaten kötü Bi şey demedim ki.

Yemek boyu tek düşündüğüm şey annemin gece çıkmama izin vereceği ya da vermiyeceğiydi. Vermemesi çok kötü olurdu çünkü balkondan inmeye çalışacaktım. Kendi balkonumdan değil tabiki yan balkonun kenarında bir merdiven var. Ne kadar garipsesemde işime yarıyacak olma düşüncesi hoşuma gidiyordu. Yan odanın boş olmasının beni korkutacağını sanıyordum meğersem işime yarıyacakmış.

Yemekten kalktıktan sonra annemle, Nesrin teyzenin yanına gittim. Sormaya hazırlanıyordum. Tepkisini gerçekten merak ediyorum.
" Anne, bak bir şey dicem ama hemen hayır demek yok tamam mı?"

" Hayır. Ne istediğini söyle ona göre ben karar vereyim." offfff.

" Ya bak şimdi kızlar beni gece dışarıya çağırıyor. Uzun zamandır gitmiyorum hem eğlenirim lütfen gidiyim. Gidiyim mi? "

" Hayır tabiki ne yapacaksınız gece kimseye güven olmaz. Birinin evinde toplansanız tamam derim. " tam isyan edecekken Nesrin teyzoşum araya girip:
" Canım genç bunlar bırak gitsin. Hem Borayı da al birlikte gidin. Yalnız kalmamış olursun. Koş hazırlan . " dedi ve bana göz kırptı. Yani Borayı alacakmışım gibi gösteriyor yehuuuuu!

  Odama hızla koşup kıyafet seçmeye başladım. Plan basitti giyinecem, süslenecem ve yan odadan inecem, çıkacam. Gruba, geleceğimi yazdıktan sonra saçlarımı yapmaya başladım. Ensemde topuz yaptım. Buseyle diğerlerinden daha yakın olduğum için ona özelden kendi fotoğrafımı attım bana mükemmel olduğumu söyledi. Bildiğim şeyler ya.

   
     Az sonra çıkacaktım. Annen bildiğin halde neden balkondan atlıycaksın diye sormayın çünkü Boranın gelmiyeceğini bilmiyor. Boranın haberi bile yok. Geldiğim günden beri hiç görmedim, sanırım eve gelmiyor. Odamdan sessizce çıkıp az ilerdeki yan odaya girdim. Girdiğimde içeride sarhoş edici erkek parfümü kokusu vardı. Odanın boş olmasına rağmen neden böyle koktuğunu merak ediyordum. Dikkat çekmemek için ışığı açmadan ilerliyordum sanki nefes alış-veriş sesleri duyuyor gibiydim ama önemsemedim.
    

      Tam balkon kapısını açıp çıkacam derken ağzıma yapılan baskıyla ve yaslandığım sert vücut nedeniyle hareket edemedim. Etmeye çalışsam da kulağımda fısıldayarak konuşan adamı dinlemeye odaklandım.
    " Odamda ne yapıyorsun sen?"
Neeee! Olamaz, olamaz. Bu oda boş değil miydi? Nasıl açıklayacam şimdi?  Konuşmaya çalışsam da ağzımdaki eli bunu engellediği için eline tırnaklarımı geçirdim. Elini çektikten sonra :

    " Sadece inip, çıkacaktım. Ne korkutuyorsun beni ya. ". Sanırım bu Boraydı. Evde başka erkek olamayacağına göre.

    " Başka yer mi yok? Sal balkonumu."

  " Olmaz! Yani olamaz! Cimri herif, ne olacak bir kere insem?"

  " Seni balkondan aşağı atmamı istemiyorsan derhal odamı terket. " bunu dedikten sonra yatağına geri yatmaya gitti. Bundan faydalanıp zaten yarım açmış olduğum sürgülü pencereyi tam açıp balkona çıktım. Bora tekrardan korkunç bir şekilde benim olduğum yere gelince aklıma gerçekten de mükemmel bir fikir geldi. Ne yaptığımı duymaya hazır mısınız?
     Topuklu ayakkabımın, topuk kısmını yüzüne doğru tutup :

   " Sakın yaklaşma, vururum seni." dedim. Gülmeye başladı. Ben olsam ben de gülerdim abi rezillik. Gülerek bana yaklaşıyordu. Artık balkon demirinden atlamam şarttı. Ama elbiseyle biraz zor gibi duruyordu. Topuklularımı çıkardıktan sonra nasıl inecem diye düşünüyordum. Bora hâlâ aynı mesafeden beni izliyordu.

    Daha fazla bu rezilliğime katlanamayacak olsa gerek bu yüzden :

  " Balkonun öbür tarafına geçmek için boyunun biraz daha uzun olması gerektiğini ve en önemlisi altı geniş bir elbise giymen gerektiğini anlamış olmanı umuyorum. Bu vaziyette benim kaslı kollarım olmadan asla öbür tarafa geçemezsin."  bir insan aynı anda gıcık ve aynı anda nasıl sempatik olabiliyor ya.

  " Allah allah. Öyle mi?" bunu dedikten sonra onu itip odasına girdim ve çalışma masasının sandalyesini aldım, Bora o sırada etrafı izliyordu. Sandalyenin üstüne çıktım ve merdivenin tarafına doğru vücudumu döndürdüm. İki adamın varlığını farkettim büyük bir şeyi uç kısımlarından taşıyorlardı kulübeye doğru götürüyor gibilerdi ki, Bora bunu farkettiğimi görünce belimden taşıyıp beni odaya soktu.

   " Bugünlük eğlence yeter. Odana git."

    " Bora ne oluyor? O gördüklerim neydi?"

    " Şşşt, unutmaya çalış onları ve kimseye bahsetme."

     " Tamam söylemem ama çok korkuyorum. Ben yatamam böyle."

    " Bak o zaman şöyle yapıyoruz. Sen bugünkü gezmeni iptal ediyorsun ben de, aşağıya inip olan bitene bakıyorum. Sen benim odamda kal istersen beş dakikaya gelirim."

  " Bora. "

" Söyle Alya."

" Söz mü? "

" Söz. "

Bu son söylediğime anlam verememiş olabilirsiniz ama küçüklükten kalma, aramızdaki bir şey yani. Eskiden Nesrin teyzem Borayı da alıp gidince de söz verirdi bana ve her defasında gelirdi. Geldiğinde de ne oyun oynardık ne başka bir şey.

  Beş dakika geçmişti. Odada hâlâ Boranın  sarhoş edici kokusu vardı. Yatağına uzanıp onu bekledim. En son gelmediğini hatırlıyorum ve bir kaç bağırma seslerini....

.
.
.
.
.
.
.
   Aboooovvvvv bence güzel bir bölüm oldu. Daha da uzatabilirdim ama sizi sıkmamak adına biraz kısa tuttum.
Umarım beğenirsinizzzz!!! 🤧💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İyi Mi Yoksa Kötü Mü? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin