adhesive plaster

460 64 41
                                    

Bugün 17 yaşına döndüğü kaçıncı günüydü bilmiyordu. Günden güne bu duruma alışıyor gibiydi. Belki de sürekli eski günlere dönmek istemesindendi bu.

Sürekli gençliğini yaşayamadığını düşünürdü. Şimdi elinde bir fırsat vardı ama bunu nasıl değerlendireceğini de bilmiyordu. Ders mi çalışmalıydı? Bir hobi daha mı edinmeliydi? Belki resim çizmeyi deneyebilirdi. Ya da spora başlayabilirdi. Elinde bu kadar seçenek varken seçmek daha zor oluyordu.

Haftasonuydu, bir şeylerle uğraşmak için tam zamanıydı. Tam olarak ne yapacağını bilmiyordu. Başta gitarıyla vakit geçirmek istemişti ama babası evdeyken bu pek mümkün olamıyordu. Sabah kahvaltıdan sonra çalışma masasına oturduğunda ilk resim çizmekle başlamıştı. Ama sonuç pek hoş olmadığından çabuk vazgeçmişti.

Kitap okumaya başladığında da daha 5. sayfadan uykusu gelince geri yerine bırakmıştı.
Bu durumdan iyice sıkılmaya başladığı anda telefonuna bir mesaj gelmişti. Açıp baktığında mesaj gönderen kişinin Taehyun olduğunu görmüştü.

Taehyun
Bisikletini ve paranı al evimin önünde buluşalım!!
Piknik günü
Efsane bir yer buldum

Bu mesajla yüzünde adeta güller açan Beomgyu hızla ayağa kalkmış ve heyecanla dolaptan oversize bir tişört ve kot pantolon alıp giyinmişti hemen. Sırt çantasına birkaç kitap koyup ailesine -daha doğrusu babasına- söyleyeceği yalana da hazırlanmıştı.
Taehyun'lara bana matematik çalıştırması için gideceğim.

Fakat salona indiğinde etrafta kimse yoktu. Biraz evde gezindiğinde onların evde olmadığını fark etmişti. Nereye gittiklerini bilmiyordu, ya da hatırlayamıyordu. Yine de meraklanmamaları için bir not yazıp salondaki masaya bırakmış ardından dışarı çıkmıştı, Beomgyu.

Bisikletine atladığı anda içini rahatsız edici bir mutluluk sarmıştı. Rahatsız hissetmesinin nedeni ise bu mutluluğunun genelde son demlerinde bir şeyler olur ve gününü tamamiyle mahvederdi.

Yine de o an bunu pek düşünmemişti Beomgyu. Kendini bisikletine ve rüzgarın kollarına bırakmıştı.

...

Soobin ve Taehyunla beraber piknik yerine vardıklarında hem Soobinin hem Beomgyu'nun ağzı bir karış açılmıştı. Çünkü burası gördükleri manzarası en güzel yer falan olabilirdi. Çok fazla kişi yoktu bunun sebebi de biraz uzak olması ve ormanın içinde bir yerde olmalarıydı.
Fakat ormanı biraz yürüdükten sonra bir uçurumun kenarına gelmişlerdi. Çok tehlikeli bir yer değildi, geniş bir yerdi. Hatta sağda solda birkaç insan daha vardı burayı keşfeden.

Beomgyu burayı hayal meyal hatırlıyordu aslında. Zaten insan her anısını net hatırlayamazdı ne kadar güzel olsa bile.

"Lan Taehyun nasıl buldun burayı? Korede böyle bir yer mi varmış?" Biraz etrafa baktı Soobin "E burada okuldan kişiler de var. Sen bulmadın da birinden duydun dimi?"

Beomgyu da etrafa baktığında cidden birkaç kişinin tanıdık olduğunu fark etmişti.

Taehyun elindeki poşetleri bırakıp yere otururken ters ters Soobine'e baktı."Hayır tabiiki oğlum. Buranın ismini yanlışlıkla yayan benim zaten. Milletin geleceğini de bilmiyodum. Aman neyse ne oturun işte."

Soobin heyecanla Taehyun gibi çimlere oturup bağdaş kurdu ve poşetten birkaç içecek çıkarıp arkadaşlarına adeta fırlattı. "Gün asıl şimdi başlıyo hadi bakalım."

Orada, çimlerin üzerinde oturup sohbet ettiler ve atıştırmalıklarından yemeye başladılar. Beomgyu 24 yaşındayken vakit geçirmek için yaptığı çoğu aktivite dışarıda iş arkadaşlarıyla kahve içmek gibi şeyler olurdu. Burada çimlerin üzerinde, temiz havayı içine çekerek aldığı ucuz yiyecekleri öylesine dışarda içilen bir kahveye yeğlerdi elbette. Gençliğinin kıymetini en çok da tekrar yaşayınca fark ediyordu. 24 yaş da çok yaşlı sayılmazdı belki ama Beomgyu o zamanlar ruhunun yaşlandığını hissediyordu. Şuan tekrar gençliğine dönmek içinde bir şeyler uyandırmıştı. Güzel bir şeyler.

once again | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin