Aradan birkaç gece geçmişti ve Hyunjin'in suçluluk duygusu her geçen saniye artıyordu. Rosalie'yi geride bıraktıkları için. Kendisini ve Elanor'u tutsaklıktan kurtaran yoldaşlıklarını özgürlüğüne kavuşturmak adına hiçbir şey yapmadığı, yapamadığı için.
Ve hepsinden önemlisi bazen hem Rosalie'yi hem savaşı hem de yitirilen onca hayatı unutup, Chan'ına kavuşmasına ne kadar az kaldığını düşünüp durmaktan, hayallere dalmaktan suçlu hissediyordu.
Ona soracak çok şeyi vardı. Neden binlerce senelik geçmiş hayatlarını kendisine yeteri kadar anlatmadığını, neden kendi gücünden ve dünyanın gerçeklerinden onu birhaber bıraktığını.
Ama bunlar çok küçük detaylardı. Alfasını görür görmez yapacağı ilk iş onun kollarına atlamak, bedenine hiç sarılmadığı kadar sıkı sarılmak, özlem duyduğu kokusunu ciğerlerine çekmek ve sıcaklığını neredeyse unuttuğu teninin dokunuşlarında bilincini kaybetmekti.
"Her şeyin bitmesine çok az kaldı."
Yüce Betanın sesinin geldiği tarafa dönme ihtiyacı duymadı. Onu düşüncelerinden koparmıştı. Üstelik herhangi bir düşünce değildi. Onu, Chan'ını düşünüyordu.
"Yine de henüz hiçbir şey bitmedi." dedi.
"İçimden bir ses sona oldukça yaklaştığımızı söylüyor oğlum."
"Peki o ses sana sonun nasıl olduğunu da söylüyor mu Elanor? Bizi bekleyen mutlu bir son mu?"
Beta kadın bir süre bakışlarını yerde tutarken sessizliğini korudu.
"Anlaşılan bu, bizlere bağlı."
~~~~~~~~~~~
"Görünüşe göre kaçmayı başarmışlar. Seni bırakıp. "
Alexis, sözleriyle Rosalie'yi etkilemeye niyetliydi. Biraz olsun başsrmıştı da. Genç omega geride bırakılmanın sıkıntısını çekiyor olsa da yine de onlar için seviniyordu.
En azından kaçabildiler, hala dünyanın bir şansı var. Ben önemli değilim, tüm o hayatların yanında ben önemli değilim, diye düşünüyordu.
Erkek kardeşi tam da düşüncelerini duymuş gibi konuştu.
"Ne büyük utanç. Ama içim rahatladı doğrusu. Sen, benim için en önemli olansın."
Omega mutluluktan değil, sarkastik bir şekilde gülümsedi.
"Senin için önemli olan tek şey güç."
Alfa bir süre sessizliğini koruduktan sonra kız kardeşini, hüzünlü bir tona bürünmüş kısık sesiyle, fısıldar gibi ancak Rosalie'nin duyacağından emin olacak şekilde yanıtladı.
"Benim gücümün kaynağı sensin."
Rosalie istemsizce sinirden kahkaha attı.
"Senin gücünün kaynağı: para, tahtın, tacın ve kaç insanın hayatının senin ellerinde olduğunu bilmekten yaşadığın zevk!"
Alexis bakışlarını yere düşürüp sessizce iç çektikten sonra mırıldandı.
"Artık değil. Artık anlayabiliyorum. Sen benim her şeyimsin kardeşim. Ve bundan sonra yapacağım her şeyi senin için yapacağım Rosa."
Omega bir kalp atışı kadar kısa ama aynı zamanda sonsuzluk kadar uzun gibi gelen bir saniyenin ardından ayağı kalkıp birkaç adım ilerleyip durdu. Ardından sertçe iki yumruğunu da demir parmaklıklara vurdu.
"Eğer bu dediklerin doğru olsaydı ben şu an bu zindanda olmazdım!"
Alexis ablasının ani hareketiyle irkilmişti. Gözlerinden anlık korku parıltıları gelip geçmişti. Normal bir insan, yüz ifadelerini ustaca kontrol edebilen birindeki bu belirtileri fark edemezdi. Ama Rosalie hayatını onunla geçirmişti. Her hareketini ezberdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Tears | Hyunchan
FanfictionHyunjin, omega olduğunun öğrenilmesiyle hayatı mahvolan bir prensti. Bilmediği şey, karşı krallığın veliaht prensi Chris'in hayatına aniden girmesiyle her şeyin değişeceğiydi. Kehanet, savaş, ihanet ve kayıplarla dolu bir hikaye. Aşklar ve arkadaşlı...