Sonunda bölüm geldi!! Daha gidip Forbidden'a bölüm yazacağım. Neysee hadi geçelim artık. Her satır arası yorumlarınızı gülerek okuyorum. Teşekkür ederim<333
***
Önümdeki tabağın içindeki sosisli omlet ile oynuyordum. Karşımda Vegas ve onun yanında Macau oturuyordu. Tatlı sohbetlerini dinleyebildiğim kadar dinlemiştim. Macau uzun süredir arkadaşında kalmış Vegas'da onu ne kadar özlediğini söylüyordu.''Pete, güzelim?'' Vegas'ın sesini duymamla kafamı tabaktan kaldırıp ona baktım. Bana kardeşinin yanında da böyle hitap etmeye devam etmesiyle kızarmıştım. Masanın altında ayaklarımı birbirine kenetleyip ile geri sallamaya başladım.
''Hm?'' Elindeki çatalı bırakıp tüm dikkatini bana verdi. ''İyi misin? neden hiçbir şey yemiyorsun?'' Tabağıma baktığımda sadece ucu kemirilmiş bir yumurta ve eşelenmiş sosisler duruyordu öylece. Macau ben cevap vermeden, ''Belki de batı yemeklerine alışık değildir midesi ağabey.'' dedi. Ona gülümseyip, ''Sorun değil.'' dedim.
Vegas hemen sandalyesinden ayaklanıp, ''Tamamen unutmuşum. Özür dilerim bebeğim.'' dedi. Tam mutfağa gidecekken kolundan tuttum. ''Önemli değil Vegas. Yiyebilirim.'' Bana yaklaşıp saçlarımı okşadı ve şakağımın biraz üstünü öptü. ''Önemli. Bekle beni.'' Kafamı sallayıp kızaran suratımı saklamak için aşağı eğdim.
Masanın üstünde duran elime sıcak bir el değdiğinde kafamı kaldırıp Macau'ya baktım. Bana kocaman gülümseyip, ''Onun için gerçekten çok önemlisin.'' dedi. Ben de ona gülümseyip, ''O da benim için çok önemli. Ayrıca seni çok fazla seviyor Macau. Daha önce Vegas'ın hiç bu kadar şefkatle baktığını görmemiştim.''
''Ben gördüm.'' Dedi. Gülümsemem meraklı bakışlarıma yer verdi. ''Sana.'' dedi. ''Sana nasıl baktığının farkında değil misin? Bakışlarıyla bile seviyor seni.'' Acının tatlı tebessümü bu olsa gerek. Son damlası da dudaklarıma bulaştı.
Bir süre sonra önüme dumanı üstünde zencefil, haşlanmış yumurta, yeşil soğan ve kıyılmış domuz ile zenginleştirilmiş lapa kasesi konuldu. Yanağımdan öpüp, ''Afiyet olsun.'' dedi ve yerine oturdu. Ben sıcak yemeğimi yemeye başlarken Vegas da soğumuş yumurtasını ses çıkartmadan yemeye devam etti. ''Teşekkür ederim.'' Bana gülümseyip tekrar yemeğine döndü.
''Ağabeyi yarın babam hastaneden taburcu olacakmış.'' dedi Macau. Vegas bunu duyduğu an yemeyi bırakıp çatalı yanına koydu ve buradan bile sahte olduğu anlaşılan gülümsemesini yerleştirdi dudaklarına. ''Çok güzel bir haber bu bebeğim. Birlikte gideriz.'' Macau gülümseyip Vegas'a sarıldı. "Neyse ben gidiyorum.''
''Nereye?'' diye sordu Vegas. Şu an tamamen onlara odaklanmıştım. ''Bir arkadaşımın yanına.'' Veges elini çenesinin altına yaslayıp, ''Hangi arkadaş bu?'' dedi. Bu tavrına karşı gülümsedim. Macau köşeye sıkışmış gibi duruyordu. Bana bakıp gözleriyle Vegas'ı işaret etti. Galiba bu 'bana yardım et.' oluyordu.
''Iı.. Vegas, bırak eğlensin. Ne olacak ki.'' dedim. Gergince ona baktım. Kardeşi konusunda çok hassastı ve bana kızmasından korkmuştum. ''Top ile değil mi?'' Vegas bana bir şey söylemeden Macau'ya yöneldi. Sesi biraz yükselmişti. ''Ne olmuş oysa? Beni sevdiğine eminim.'' dedi. Macau'nun da sesi yükselmişti. Vegas masadan kalkıp yanına gittiğinde ben de ayaklandım. ''Macau neden bana inanmıyorsun? O adam sadece seninle eğleniyor. Sana zarar gelmesini istemiyorum. Kimi sevdiğine karışamam. Ama tek amacım seni korumak. Anla beni.''
Macau sanki ağabeyisinin dediklerinin doğru olduğunu biliyor gibiydi. ''Ağabey.. sence ben çirkin miyim ya da yeterince yakışıklı değil miyim?'' Sorduğu soru ile Vegas hemen onu kendisine çekip sarıldı. ''Sakın bir başkası için kendini çirkin ya da yetersiz görme. Sen benim gördüğüm en tatlı ve en yakışıklı erkeksin.'' deyip yanağından öptü. Bu Macau'yu gülümsetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal or Love || VegasPete
Fanfiction"Pete tarafını seç" Girdiğim bu savaşta yine kaybeden olarak çıkmıştım. Yine kaybetmiştim. Hiçbir şeyim kalmayana kadar her şeyimi kaybetmiştim.