17~

3K 198 59
                                    

Medya; Ayperiyle Asrın amaaaa sayılır. (aklımda olan bu değildi)

"Ayperiiiiiiiiiii." biri arkamdan beni itince gözümde ki bandajı çıkardım. "Ya ama haksızlık hani dokunmak yo- Oha Burak!" sesimde ki sistemle isyan ederken arkama döndüğümde bakış açıma giren ayakla kafamı yukarı kaldırdım. Burak bana kaydırağın minik çatısının içinden örümcek gibi dururken gülümseyerek bakıyordu. "Oraya nasıl çıktın lan?" dedim hayretle.

"Bilmiyorum... Ve nasıl ineceğimi de bilmiyoru- ANANI."

"AH!" Burak daha konuşmasını bitirmeden üstüme düşmesi bir oldu. Canım bir hayli yanarken kaydırağın zeminiyle öpüşmek pek keyifli değildi. Bahçede Monopoly oynadıktan sonra gece geç saate kadar sohbet etmiştik. Sonra ben kendi grubumu alıp sahilde ki parka getirmiştim. Burada çekirdek kola yaparken Serkan'ın isteğiyle körebe oynamaya başlamıştık. Burak üstümden inerken tekrar inledim. Yağmur çıktığı demirden inip bana doğru geldi. "İyi misin?" diye sorduğunda yüz üstü uzandığım yerden kendimi zorlayarak dönüp sırt üstü uzanmaya başladım. "Hayvan herif. Belim kırıldı galiba." acı içinde inlerken aynı zamanda gülünce Burak'ın tedirgin ifadesi rahatlamış gibi yumuşadı. Kaya indiği kaydıraktan geri tırmanırken bizim olduğumuz tarafa baktı.

"Lan ayı! Nasıl becerdin kızın üstüne düşmeyi?" Kaya sinirle sorarken kolumu anlıma koyup belimde ki acının geçmesini bekledim. "O bana öyle şaşkın bakınca gülesim geldi. Gülünce de elim kaydı amk." dediği şeye gülerken ayağımı hareket ettirmek istedim ama hissettiğim acıyla inledim. Ayak bileğime sanki iğneler batıyormuş gibi yanıyordu. Yerimden zar zor doğrulurken ayak bileğimi tuttum ve gene acıyınca inledim. "Siktir ya." kendi kendime fısıldarken Sıla merdivenlerden çıkıp yanımıza geldi. Kaya da kaydıraktan zar zor tam çıkıp küçücük alana o da girmeye çalıştı. "Lan ben çatının üstündeyim. Noluyo orada?" hepimiz anlık yukarıya bakınca gülmeden edemedim. "Bir şey yok. Aman diyim sakın inme." Sıla konuşurken Kaya bileğimi tutup havaya kaldırınca yüzümü buruşturdum. Kafamı arkamda olan Yağmurun göğsüne yasladım.

"Kaya... Acıyor!" gözüm istemsiz yaşlanırken bir bana bir de bileğime baktı. "Şişmeye başladı. Buz koymamız lazım." dedi.

"Ya çıktıysa?"

"Çıksa duramaz lan." Serkan yukardan Sılaya cevap verirken o onu görmese bile göz devirdi. "Kız zaten duramıyor Serkan." dedi. Kaya biraz daha incelerken dudağımı ısırdım. "İncinmiş bence. Çıkık, kırık kolay kolay olmaz. Evren abi bakar şimdi." sertçe yutkunarak ona baktım. "Hayatta olmaz. Küs o bana, birde ayağımı görürse daha çok kızar." Kaya karasız bir şekilde bana bakarken ben bileğime bakmaya başladım. Kızarmaya ve şişmeye başlamıştı. "Ee napacağız?"

"Hastaneye mi gitsek?"

"Acil doludur oğlum. Ha burda acı çekecek, ha evde."

"Doğru." Burak Kaya'ya başını sallayarak onay verirken bileğime değen parmakla inledim. Yağmur yanağımı öperken Kaya kontrol amaçlı bileğimi sıkmaya başlamıştı ama canım çok yanıyordu. "Kaya bırak! Acıyor diyorum."

"Tamam güzelim de, napacağız?"

"Asrın... Asrın abiden yeni evinin anahtarını alsak. Hemen bizim evin arkasında zaten." herkes bana bakarken Kaya bir süre düşündükten sonra derin bir nefes aldı. Bir kolunu bacağıma, diğer kolunu belime sararken beni yavaşça kaldırdı. "Gidelim bakalım meymenetsizin yanına." o homurdanırken ben ayağımın acısı yüzünden ağlıyormuş gibi sesler çıkardım. Kafasını kaydırağın demirlerine çarpmamak için eğip, merdivenlerden yavaşça indi. Serkan Burak'ın yardımıyla inerken bizi takip eden kızların peşine takıldılar. Kolumu boynuna dolayarak başımı omzuna yasladım. Allah'ım benim bir günüm neden boş geçmiyordu?! Sonunda Asrın abinin evlerinin önünde durduğumuzda Kaya arkasını döndü.

Yıldızların ArkadaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin