" yapmak istemiyorum,gerçekten zorunda mıyım?""ne o,gerçek bile olmayan tanrıçanın seni lanetleyeceğinden mi korkuyorsun? hah! Zeus onu çoktan ortadan kaldırmıştır bile. emin ol tanrıçan yaşamıyor. şimdi kır şu sembolü. "
"Jonathan,madem bu kadar eminsin,o halde neden sen kırmıyorsun?"
Jonathan ve Matt arkalarındaki saçlarını yeni boyatan kızı görünce bir anlık endişelendiler. Matt ona ne açıklama yapacağını düşünürken Jonathan konuştu.
"seni ilgilendiren bir şey mi vardı Meishu? gidip ailenle akşam yemeğini yesene sen,Japonların böyle şeylere çok önem verdiklerini duymuştum."
gülen çocuğun suratına bakarak ondan ne kadar iğrendiğini düşündü Meishu. hayır,ona vurmayacaktı. günlerce bakım yaptığı elinin onun o kirli ve iğrenç suratına değme düşüncesi çok kötüydü.
"konuşmayı kes Jonathan. sen konuştukça midem bulanıyor. Matt sen de şu sembolü bana ver. "
sarışın çocuk koyu mavi saçlı kızın yumuşak ellerine yavaşça bıraktı sembolü.
"özür dilerim,ona uymamalıydım. "
"bu konu hakkında konuşmaya gerek yok. evinize gidin. yarın akademide işimiz var. iyi geceler."
çocuklar giden kısa boylu kızın arkasından bakarak gülümseyip düşündüler,sert birisiydi ama bunun nedeni de çok belliydi. Nkys onun hassas noktasıydı. Matt Jonathan'ın yanağına,parmak uçları üzerinde yükselerek ufak bir öpücük bıraktı. Jonathan küçük sarışınını kolları arasına alarak sarıldı.
"özür dilerim. seni zorlamamalıydım. "
"önemli değil,seni seviyorum. "
küçüğünün gözlerindeki o parıltıları,hiçbir şeye değişmezdi. ve biliyor musunuz,Matt neye inanırsa inansın,Jonathan onu hep böyle kolları arasına alıp sevecekti. bir süre orada zaman geçirdikten sonra,ikili evlerine dağıldı.
Meishu ise yarının ona ne getireceğini bilmeden araştırmalarına devam etti. her şeyin yakın olduğunun farkındaydı. sadece zamanın gelmesini ve bu evden kurtulmayı bekliyordu. her açıdan Zeus ve onun gibilere tapan bu ailede büyümek ve uyanmak,onun için çok zordu. ancak bir şekilde kendi yolunu bulabilmişti. şimdiyse Nkys'in ona bahşettiği yıldızlarla bezeli gökyüzüne bakıyor,yarın olacakları düşünüyordu.
göz kapakları onu yenmeden önce masasını toplayıp üstünü çıkarttı ve özlediği yatağına girip alarm kurdu. çünkü biliyordu,o asla kendi kendine uyanmazdı ve annesi de asla onu uyandırmaya kıyamazdı. akademiye geç kalmak gibi bir isteği yoktu,aksi taktirde profesör Louis'in ona ne yapacağının farkındaydı. daha fazla geç olmadan genç kız gözlerini kapatıp kendi karanlığına teslim oldu.
EVET CİDDEN NE DUSUNUYOSUNJZ BİLİYORUM FANFİXİ YAYINLAMADAN BUNU YAYINLADIĞIM İCİN GÜNEY BENİ DOVUCEK AMA KOOKİEMİN BUNU DA BEGENECEGİNE EMİNİMve bu hikayeyi ya da kurguyu artık ne derseniz,hiçbir beklentim olmadan yazıyorum çünkü sadece aklıma bir anda esen bir şey yani ama tutarsa güzel olur sevinirim
oy verip yorum yaparsanız teşekkür ederim eğer beğenilirse devam etmeyi düşünüyorum tutmazsa ve arkadaş ortamım beğenmezse muhtemelen kaldırırım
hadi buraya gününüzün nasıl geçtiğini anlatın
seviom sizi mua
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Mavisi
Fantasyherkes her zaman bir şeyler hakkında konuşur,söylentiler yayar,ve bu söylentileri yalanlardı. peki ya insanoğlu bu söylentilerin gerçek olma ihtimalini hiç düşünmüş müydü? yıllarca insanları izleyip köşesine çekilen tanrıça,yeryüzüne inerse kim anla...