1- Bize biraz kendinden bahseder misin?
Adım Şura. 23 yaşında, mesleğinin daha başlarında bir anaokulu öğretmeniyim. Röportajımıza Samsun'dan katılıyorum. Memleketime fena halde aşık olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ultra Fanatik bir Samsunsporlu'yumdur :D
2- Ne zaman ve hangi olayla yazmaya başladın?
Aslında yazmayı hep severdim. Üzüldüğümde kelimelerime sığınır, aklımdakileri yazıya dökerek kendimi teselli eder, sorunumun kaynağına ulaşıp çözümler bulmaya çalışırdım. Yazarak, kendi kendimin psikologluğunu yapardım.
Sonra hayatımı değiştiren o soru geldi. 2015 yılında bir tanıdığım watty'de yazacağı kurgu için ona Mentorluk yapmamı istedi. Bu yardım sürecinde verdiğim fikirlerden bana 'Sen kitap yazsan var ya efsane olur. Hiç kitap yazmayı düşünmedin mi?' tarzında birçok dönütte bulunduğunda ciddi ciddi kitap yazmayı düşünmeye başladım. Birçok Kitap Kurdu gibi benim de zihnimde kurgular, karakterler yuva yapmış olsa da yazıya dökme olayı başkaydı. Ayrıca aklımdaki kurgular yazıya dökemeyecek kadar uzun soluklu ve karışıktı.
Ancak bir kere aklımda yer almıştı bu yazma düşüncesi. Bir gün bir baktım sırf yazabilmek için kurgu oluşturuyorum. Lise zamanında olduğum için o kurgum bir lise kurgusuydu, sonraki yıllarda başta 'Ben' dili olmak üzere kurgudaki bazı unsurlar hoşuma gitmedi, ben de kitabı kaldırdım. 2019'da kadar kurgu bakımından bir şey yazmasam da yazmak hep hayatımdaydı.
2019'da ise kurgu yazmayı delicesine özlediğimi fark ederek yazmaya geri döndüm. Bu sefer kurgu oluştururken başı çeken kuralım kitabı 'Ben dili' ile değil de '3. Şahıs, İlahi bakış açısı' ile yazmaktı. Ben dilinin kısıtlayıcılığından kurtulup özgürce her karakteri, her olayı yazmak istiyordum. Böylelikle KİT evrenim ortaya çıktı. İstediğimi elde ettim, kelimelerimle karakterlerim arasında Kelebek misali uçuyorum ❤️3- Yazmak sana ne ifade ediyor?
Yazmak bana ne ifade ediyor? Bununla alakalı birçok betimleme yaparım ama hiçbiri asıl hislerimi ifade edemez sanırım. Seviyorum ben yaa. Kelimelerimin öylece akmasını, oradan oraya konmayı, 'Şöyle yazarım.' diye düşündüğüm sahneyi karakterlerimin yönlendirmesiyle bambaşka bir yerde bitirmeyi... Çok seviyorum.
Hiç yaşamadığım hayatları karakterim vasıtasıyla yaşayıp üstüne bir de sonsuz bir empatiyle onun ruh haline bürünerek hüznünü hüznüm yapmayı, acısıyla ağlamayı, mutluluğuyla gülmeyi, komikliğiyle 32 diş olmayı, aşkıyla aşkı, dostluğuyla dostluğu tatmayı seviyorum.Reel hayatımda üzüldüğümde kurguma koşup karakterlerimin beni güldürmesine izin vermeyi ya da o ruh halimi karakterim üzerinden kelimelerime yansıtıp, yine karakterim vasıtasıyla kendimi teselli etmeyi seviyorum mesela. Buradaki asıl eğlence ise herkes karakter gelişiminden ya da kurgu açısından o sahneyi yazdığımı düşünürken ben sadece ruh halimi iyileştirmek için yazmış oluyorum. Kendimi teselli etmek için. Ama bunu benden başka kimse bilmiyor. Hatta belki de o an ben bile bilmiyorumdur. Kim bilir?
Sonuç olarak hangi konuda yazarsam yazayım; kelimelerimin parmaklarımdan dökülmesini sağlarken tam şu an gözlerimde olduğunu bildiğimi parlaklığı ve dudaklarımda yer alan tebessümü yaşamayı... Bu hissi seviyorum.
Ben sadece yazmayı seviyorum.4- İdolüm oldu dediğin bir yazar var mı?
İdolüm olan bir yazar yok. İdol kavramı bana göre ağır bir kavram. İnsanın örnek aldığı insanı gerçekten tanıması ve yaşayışına yakın birini rol model olarak seçmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden de genelde şahıs odaklı değil, olay ağırlıklı bakarım hayata.
Elbette kalemini severek okuduğum yazarlar var ama bu durum sadece kurgusunu okumakla sınırlı kalıyor. Hani böyle her şeyini takip edeyim, bir kitap çıkarır çıkarmaz okuyayım, imza günlerine gideyim vb. bir durum yok.
Yine de soruyu gördüğümde aklıma yazarlık dünyasına bakışımı değiştiren, watty'de kendimce riskler almam konusunda bana gerçek bir cesaret veren bir olay geldi. Yazarının bundan haberi yok ancak üzerimdeki etkisi büyüktür.
Payelll'i biliyorsunuzdur. Bir ara onun kitaplarına çok sarmıştım. Bir gün onun bir kurgusunda tesettürlü bir yan karaktere ve kitap içinde belli başlı dini öğelere yer verdiğini gördüm. Watty gibi bir ortamda, Payelll kitlesine sahip biri için bence oldukça cesaret vericiydi bu durum ve cidden çok hoşuma gitmişti. Bu platformda dini içerikli kitaplar elbette var ancak onlar genelde aynı minval üzerinde ilerlerler. Çoğunun kapağında tesettürlü bir karakter olur, etiketleri, adını ve kurgusunu görenler de dini içerikle ilgileniyorlarsa kitaba yönelir. Benim burada kastettiğim ise bambaşka bir boyut. Kitabın dini konularla hiçbiri alakası yoktu ancak Payelll içerisine belli başlı dini parçalar serpiştirmişti.
Bu kitaptan aylar sonra, belki de yıldır, kendi kitabımı yazmaya başladığımda aklımda sürekli bu durum dönüyordu. Ben dini şartlara çok bağlı bir insanım ve yaşayışımdan bazı kesitleri kitabımda gösterebilme düşüncesi beni oldukça heyecanlandırıyordu. En sonunda bariz çekingen bir şekilde kitabımın 4. bölümünde başrol kızıma bir namaz sahnesi yazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZAR KÖŞESİ
Historia CortaWattped üzerinde yazan yazarların bilinmeyenlerini soruyoruz... Hadi sende gel en sevdiğin kitabın yazarı hakkında bilmediğin şeyler öğren.