1.

37 10 10
                                    

Merhaba! Ben Gözde Budan.
20 yaşındayım, kitap okumayı, resim çizmeyi, yağmurda yürüyüş yapmayı çok severim - bunun gibi bir çok şey- aslında bunları kim sevmez ki değil mi? Hayatım fakirlik içinde geçmiş olsa da ben çok mutluydum, ve krallığı mı çok seviyordum, ta ki o güne kadar... Bir babam birde annem var herkesin olduğu gibi, pardon! Annem var cümlesine bir ek gelmesi lazım o da şu olacak "dı" Yani anlayacağınız üzere bir annem vardı, ama ben daha 10 yaşındayken vefat etti, o günden sonra hayat benim için bir zindan gibiydi. Annem ile son konuşmamda kavga ile olmuştu.

O zamanlar cidden kelimenin tam anlamı ile depresyona girmiştim, neredeyse her gün ağlıyor ve odamdan asla çıkmıyordum.
O anı her düşündüğümde gözlerim dolar ve kendimi çok pişman hissederim, çünkü o gün annemle baya kavga etmiştik.
Bezim mükemmel komşularımız(!) ben evde değilken gelip annem ile görüşmüş ve ona benim sürekli milletin çocuğuna zarar verdiğim, önüme gelene küfür ettiğim ve bunun gibi bir çok şey hakkında annemle konuşmuş.

Bu kadının neden bana sinir olduğunu anlayamıyorum, hayır neden diye düşünüyorum ama yok bulamıyorum. Galiba o göt kadın ile çok zıdız. Evet belki de bir kere falan küfür etmişimdir ama bence onlar küfür bile sayılmazdı, agroydu işte! Ve yine evet belki de benden yaşça büyük olan bir kıza bir kere tekme atmış olabilirim -sonra kız beni yakalayıp hırpalamıştı ama olsun- ne olursa olsun tekme atmamın bir sebebi vardı sonuçta ve bu sebep ise kız bana dalaştığı içindi! O gıcık sıçan karı cidden tam bir şerefsizdi! Eğer annem gidip o şerefsiz kadına inanmamış olsaydı böyle bir şey olmazdı! Tabi şu an konumuz benim komşum ile olan sıkıntım değil, konumuza dönelim.

Ben o gün anneme baya baya bağırıyordum, ama tek ben bağırmıyordum sonuçta. Bir taraftan annem bana bağırıyor bir taraftan ise ben bağırıyordum, o anda çok sinirlenmiştim bende hemen kapıya yöneldim ve kapıyı açtığım gibi kendimi dışarıya attım.
Annem ne kadar çok arkamdan bağırsa da ben onu dinlemedim ve arkamı dönmeden meydana gittim.

Meydan aşırı kalabalıktı, büyük bir ihtimal Veliaht Prens yine şehire inmiştir diye düşündüm ve yola devam ettim ama şüphelerim de yanılmamıştım veliaht prens cidden de buradaydı babası Kral Murat ile halkın dertlerini dinliyordu.

Tam o sırada Veliaht Prense bakarken göz göze gelmiştik ama onu umursamadan yoluma devam ettim.

Benim her zaman gittiğim bir göl vardı, yine oraya oturdum ve düşünmeye başladım.

"Acaba annemi ne kadar üzmüşümdür?"
"Acaba annem ağlıyormudur?"

Tabi o zamanlar daha küçük olduğum için direk gözlerim dolmuştu -aslında hala gözlerim en küçük bir şeyde dolar- bende hemen yerimden kalkıp eve doğru yol aldım. Zaten annemin kalpte sorunları vardı bu yüzden anneme bir şey olmasından korkuyordum.

Kral Murat ve Veliaht Prens hala halkın yanındayken ben hemen koşarak eve gittim kapıyı çaldım kimse açmadı, tekrar çaldım kimse açmadı, tekrar ve tekrar çaldım ama kimse açmadı.

Babam işte olduğu için evde tek annem vardı ama oda kapıyı açmıyordu, artık biraz panik olmuştum

"Ya anneme bir şey olduysa?" Bu endişe ile kapıya vurmaya devam ettim ama kimse açmadı bende koşa koşa babamın çalıştığı manava gittim ve babama annemin kapıyı açmadığını bu yüzden
korktuğu mu söyledim, babamda patronundan izin alarak benimle birlikte eve doğru yürümeye başladı.

Evin kapısının önüne geldiğimizde babam elinde ki anahtar ile kapıyı açtı, eve girdiğimizde her yer çok sessizdi ve içim bir tuhaf olmuştu, bende ilk salona sonra mutfağa gitmiştim, ama mutfağa girdiğimde gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi olmuştu, elim ayağım tutmayacak gibiydi, en sonunda kendimi yere bıraktım ve ağlamaya başladım, babam hemen sesime geldi ve oda o manzarayı gördü...
Annem... yerde yatıyordu... Hareketsiz şekilde.
İşte tamda o andan itibaren hayatım kararmaya başlamıştı.
Babam annemi hemen kucağına aldı ve yolda bir atlı araba çevirdi hemen araba bindik.
5-8 dakika içinde şifahaneye ulaşmıştık, annemi hemen alıp bir odaya götürdüler o anda nereye götürdüler anlamamıştım, babama ne kadar çok sorsam da o da üzüntüden ne söyleyeceğini bilemiyordu.
O anda o küçük aklımdan binlerce belki de milyonlarca soru geçiyordu.

kraliçe Ölmek İstiyor☂︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin