1: secret

4K 244 165
                                    

Elimdeki sonuç kağıdı ile bakışırken öğretmenin konuşmalarını net bile duyamıyordum. Gözlerim kağıtta sadece bir yere takılmıştı.

Sıralamamın yazdığı yere. İkinci olmuştum. Yine.

Kafamı kağıttan kaldırıp en arka sırada oturan okul birincimize çevirdim. Kağıdına bile bakmıyor, önündeki deftere bir şeyler karalıyordu.

"Birincimiz yine Hyunjin oldu. Tebrik ederim."
Kafamı önüme ancak öğretmen tüm sonuç kağıtlarını dağıtıp tekrar konuştuğunda çevirebilmiştim.

Tüm sınıf alkışlarken bende istemeyerek onlara katıldım. Hyunjin ise hiç bir tepki vermeden öylece oturmaya devam ediyordu. Her sınavda birinci olmamı o engelliyordu. O olmasa yapılan tüm bu tebrikler, alkışlar benim için olacaktı.

Burnumdan akan kanın sıcaklığını hissettiğimde hemen elimin içiyle sildim. Kafamı kaldırmadan lavaboya gitmek için izin isteyip hemen sınıftan çıktım.

Yüzümü yıkadıktan sonra bahçeye çıktım. Sınıfa geri dönmeye niyetim yoktu zaten zilin çalmasına da çok kalmamıştı.

Bir banka geçip oturduğumda camdan dışarıyı izleyen Hyunjin ile bir anlığına göz göze geldik. İlk gözlerini çeken ben olmuştum. Onu görmek veya ona bakmak istemiyordum. Resmen hayatımı yaşamamdaki tek engel oydu, tek engel birinci olamamamdı. Gözlerimi kapatıp derin derin nefes alıp vermeye başladım.

Zil çaldıktan kısa bir süre sonra Jisung yanıma gelmişti.

"Sınıfına kadar gittim seni arıyorum ışınlanmayı mı buldun oğlum?"

Göz devirerek Jisung'a baktım ve sessiz kalmaya karar verdim.

"86. olmuşum sınavda. Bunda sıralamamın yükseleceğine emindim oysa."

"Her sınavda yükselteceğine eminsin ama yükselmiyor nedense o sıralama."

Bu sefer göz devirme sırası Jisung'taydı.

Konuyu değiştirmek için hemen benim sıralamamı sormuştu.

Sence kaç dermiş gibi bir bakış attım.

"İkinci?" Sesi sanki biraz korkuyormuş gibi çıkmıştı.

"Uff, evett!"

Teselli vermek istercesine omuzuma vurdu.

"Çıkışta Jeongin internet kafeye gidelim diyordu.
Gelsene bir değişiklik olur sana." dediklerinden sonra beklenti ile yüzüme baktı.

"Hayır, olmaz. Kütüphaneye gideceğim, ders çalışmam lazım. Bir sonraki sınavda da ikinci olamam"

Zaten ne zaman geldin ki gibi bir şey geveleyip gitti. Son bir ders kalmıştı ondan sonra çıkış saati gelecekti. Böyle günler de -sınav sonuçlarının açıklandığı ve birinci olmadığım günlerde- eve olabildiğince geç girmeye çalışırdım. Hatta bazen annemle babam yattıktan sonra eve giderdim ki azarlarını dinlemeyeyim.

Kütüphaneye gidecek olmam ise eve geç gitmek için bulduğum bir çözümdü.

Son ders zili çaldığında olduğum yerden kendimi zorlayarak kalkıp sınıfa gittim.

Dersin bitmesini istemediğim için inadıma su gibi akıp geçti zaman. Zili duyunca herkesin aksine sıkıntıyla nefesimi verdim.

Sıramın üstündekileri çantama atıp sıramdan kalktım. Kalkmamla arkamdan birinin bana çarpması bir oldu.

Arkamı dönüp kafamı kaldırıp baktığımda Hyunjin ile göz göze geldim. İlk önce konuşan ben oldum.

"Biraz daha dikkatli olamaz mısın?"

"Tch, aniden kalkan sensin. Sen daha dikkatli ol"

Dalga geçiyor herhalde benimle. Tam ağzımı açıp bir şey diyecektim ki beni kenara itip sınıftan çıkması bir oldu.

Sınavlarda beni geçiyor olması gereksiz bir özgüven vermişti ona. Gerçi herkesi geçiyordu ya orası ayrı.

Okuldan çıktığım da arabanın önünde beni bekleyen şoförümüzle karşılaştım.

"Bugün kütüphaneye gideceğim, siz geri dönebilirsiniz."

"Fakat Bayan Lee okuldan sonra eve gelmeniz konusunda kesin bir dille uyarmıştı."

Yalan bir gülümseme takınıp tekrar konuştum.

"Siz onu dert etmeyin. Lütfen geri dönün geç kalmam."

İstemeyerek de olsa arabaya binip geri dönmüştü. Şoför ile eve dönmediğimi görünce annemin beni arayacağını bildigim için telefonumu kapatıp çantama attım.

Kütüphaneye gitmeden önce adımlarım beni her zaman gittiğim bir ara sokağa yönlendirdi.

Karanlık ara sokağa girdiğimde çöp konteynırının oraya adımladım. Çöp konteynırını zorlukla biraz ileri ittim ve arkasındaki duvara tam oturmayan taşı çekip arkasında ki kutumu çektim.

Ara sırada etrafıma bakıp bir gören olup olmadığına bakıyordum. Kutuyu açıp içinden bir sigarayı aldım ve kutudaki kibritle aceleyle yakıp kutuyu geri yerine koydum.

Yanan sigarayı ağzıma koyup çöp konteynırını eski haline getirdim.

Dumanı üfledikten sonra sigarayı tam ağzıma götürecekken sokağın başında sigarasını yakmaya çalışan kişi ile göz göze geldim.

Hwang Hyunjin ile.

"Siktir..."

İlk bölümm <33

Bol bol yorum atıp, bölüme oy verirseniz çok sevinirim. İlk bölüm olduğu için biraz kısa ama diğer bölümler bundan daha uzun. Haftada iki gün olacak şekilde bölümler gelicekk.

Bölüm hakkında ki genel düşüncelerinizi de buraya yorum olarak atabilirsinizz^^

Aklınıza takılan şeyleri fice yorum olarak atabilir veya panoma yazabilirsinizz.

Sonraki bölümde görüşmek üzeree 🤍🙌🏼








top to the end | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin