benbirperiyimama bir mesaj gönderdi

37 5 0
                                    

Tepemdeki su beş dakikadır kafamı yasladığım kollarıma ve kafama akıyordu. Pozisyonum o kadar rahattı ki israf ettiğim su aklımda değildi.

Bundan dört yıl öncesi aklımdaydı şimdi. Halamların yanından buraya taşınmıştık o zamanlar. Maddi durumumuz hiç yerinde değildi. Berke'nin babası Nadir enişte ve babam birlikte küçük bir işletme yürütüyorlardı. 3.kişi olarak Fırat Ergeçerler ortak olduğunda, ki kendisi babamın eski bir arkadaşı olurdu, yavaş yavaş düzeltmiştik her şeyi. Yüklü borçlar ödenmiş ve bu evde düzenli yaşamımız oturmuştu.

Her ne kadar halamızın yanında kalıyor olduysak da, ev ev üstünde olmadığını, herkesin kendine ait bir çatısının olması gerektiğini o zamanlar çok iyi anlamıştık. Halam kötü bir insan değildi, fakat ev içinde geçen para mevzularının bir süre sonra beni çok bunalttığını, annemin koltukta yatarken sırt ağrılarının arttığını, üç yaşında olan kardeşimin davranışlarının onlara çok battığını anlıyordum. Bu yüzden akşam yemeklerini yemezdim ki halam çok söylenmesin, saat 7 gibi herkes işten döndüğünde göz önünden çekilirdim ki eniştem bakışlarıyla rahatsız etmesin, çok çalışırdım ki yüksek notlar alıp ailemi bu durumdan kurtarayım.

Anneme okulda veya evde olan şeyleri anlatmak istediğimde annem hep sustururdu çünkü eniştemin beni gizliden tartakladığını, iyi ihtimalle birkaç tokat yediğimi bilirdi. Küçük yaşta susmayı öğrenmiştim ve birkaç dönem süren akran dayaklarımı kimseye anlatamamıştım. Her gün biraz daha içime kapandığımda, yeterince uzun bulunmadığım için veya 'erkeğe' benzemediğim için merdivenlerden aşağı itildiğimde lise birdeydim ve susmak o saatten sonra benim için bir seçim değil alışkanlık haline gelmişti. O sıra başıma gelen en iyi şey kendi evimize geçip o liseden kurtulmam ve Berkeyle tanışmak olmuştu, akabinde tabii Göktuyla da.

İlk o zamanlar görmüştüm Göktuğu'da. Üniversiteli, 20'lerinde bir delikanlıydı. Türkiye de olduğu süre boyunca yediğim dayakları Berkeye sorardı. Sorduğunu bilirdim çünkü abisi gittikten sonra böyle şeyleri sormayı kesmişti. Arada bir belki denk geldiysek nasılsın iyi misinden fazlasına gitmedi konuşmalarımız çünkü etrafında çok arkadaşları olurdu. Asla yalnız kalmazdı, ararlar, davet ederlerdi bir yerle. Düşününce şimdiki yalnızlığı onda bir garip duruyordu gerçekten. O zamanlardan hatırladığım birkaç isim vardı. Elif ve Mert. Onlarla da konuşmuyor muydu sahiden.

Şimdi çok büyümüştü, olgunlaşmıştı. O zamanlar ortaokuldan yeni çıkmış liseli dayak yiyen ezik bir bebeydim onun gözünde. Gerçi şimdi de değişen bir şey yok gibiydi. Hala Berke'nin arkadaşı ve liseli bir ergendim ona göre.

Akan suyu kapattığımda aklımda tek bir şey vardı.

Onun gözündeki Erdemi değiştirmem gerekiyordu.

.........

'Kanka Allah belamı versin yaptığım ilk hafta döküldü tırnaklarım. Asla gitme oraya' Eylül tırnaklarına gelişigüzel bir bakış atıp jelibon yiyen Ahuya akıl veriyordu. 'Hani metrodan indikten sonra siteler var ya. Ordan ikimize de randevu aldım gideriz. Orası daha güzel diyorlar.'

Ahu Bartu'nun telefonunun içinden geçiyordu o sıra. Kafasını kaldırmadan cevapladı 'Param yok gelemem' diye. Bartu da o sırada Ahu'nun telefonunu karıştırıyordu 'Ben veririm' derken.

İstemeden de olsa ikisine de güldüm. Bartu iflah olmaz bir piçti. Bu herkesçe bilinen bir gerçekti, Ahu ise onu düzelteceğim diyerek tüm sinir sistemini dümdüz etmişti. Ahu kırmızı uzun tırnaklarını karışmış sarı saçlarına sertçe geçirdiğinde anlamıştım yine telefonda bir şeyler bulduğunu.

Berke'nin kafası omzuma düşmüş telefonuyla uğraşırken sadece etrafımdaki insanlara uyarak ben de telefonu elime aldım. Instagramda tanımadığım bir isimden gelen mesajları gördüğümde istemsizce kaşlarım çatılmıştı, bana genelde tanımadığım insanlar yazmadı.

@benbirperiyimama: selam Erdemmm
@benbirperiyimama: seni TT'den tanıyorummm
@benbirperiyimama: geçen günkü canlı yayında çok eğlendim
@benbirperiyimama: özellikle arkadaşının o komik hali 😹
@benbirperiyimama: (4X fotoğraf)
@benbirperiyimama: baksana tipi çok komik 😹

Çocuğun yazdığı şeyler o kadar tatlıydı ki hemen arkadaşlık istediğini kabul ettim ve hesabında gezindim bende istek atmadan önce. Gördüğüm fotoğraflarla ağzım şaşkın bir o şeklini aldı.

Eğer biraz gay radarım varsa bu çocuk yüzde yüz gaydi.

'Oha o kim la. Kankan mı? Allah aşkına ŞAKASINNN. Ayarlasana kanka!'

Berke telefonumu eline almaya çalışırken gülüyordum. Çocuğun erkek olduğunu öğrense götü aya çıkabilirdi. Ben de biraz uğraşmaya karar verdim.

'Az bi dur lan. Rahat bırak telefonumu.' Yalancı bi sinirle kendimi geri çekerken söyleniyordum. 'Arkadaşım bu. Ayarlayayım mı sana?'

Ağzı açık bir şekilde telefona bakıyor bana cevap vermiyordu.

Ağzının suyunu akıttığı fotoğrafa şöyle bir göz attım

Ağzının suyunu akıttığı fotoğrafa şöyle bir göz attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4.077 beğenme
benbirperiyimama: vişneli sakızlar tanrısıyım belki de
37 yorumun tümünü gör
Feoleo1013:bebeğimsin
|benbirperiyimama: 💓

'Dur istek atayım bekle'

Hevesle kavradığı telefon birkaç saniye sonra elinde patlayacaktı ama o an umursamadım. Ahu elindeki telefonu titreyerek tutuyordu. Ahu ve onun destansı aşkı Bartu... Ya fena ayrılacaklardı ya da evleneceklerdi..

'Sil ağzının salyalarını' dedim telefonuma gömülmüş olan Berkeye göz devirip. Hiç umrunda bile olmamıştı. Erkek olduğunu hala anlamamış mıydı salak.

Zil çalınca Berke'nin elinden telefonumu çekip aldım. Bu arkadaşlık bir gay daha kaldıramazdı.


....


Berkeyle hep geldiğimiz çay bahçesine oturmuştuk okul çıkışı. Geçen gün izlediği bir youtube videosundaki kızı anlatırken ben bacaklarımı kendime çekmiş ve Göktuğ'un gözünde nasıl kendimi değiştirebileceğimi düşünüyordum.

Eskiden, yani o gitmeden önce, öyle çok bir muhabbetimiz olmamıştı. Hatta zaten onu bir daha görebileceğimi düşünmemiştim bile. Çocuktum. Şimdi oturmuş, taa o zamanlar başlayan hoşlantımın tam gaz devam edip büyümesini izliyordum. Yarımda bıraktığım heyecanlı bir film gibiydi bu benim için. İlk partı sonunu bilmediğim muallaklarla dolu bir başlangıçtı, fakat şu an.. her şeyin daha muallak olduğu kesindi.

ERDEM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin