SAUDADE

102 6 7
                                    

Tarih: 10.01.2022 Saat: 01.17

"Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana, kolbostancı danayı, yemes-" çocuğun söylediği ninni yanında yatan arkadaşının gülmesiyle bölünmüştü. "Ne gülüyorsun yine?"
Kız sol kolunu kafasının altına koyarak destek aldı ve arkadaşına döndü. "Of salak kolbostancı ne kov bostancı olacak o." Jungkook reddederek kafasını salladı. "Hayır ya, kolbostancı diyor." Lalisa geri yattı ve karanlık odada bakışlarını tavana dikti. "Of olan uykumu da kaçırdın, sus." "Aman iyilik de yaramıyor." Lalisa yatması için çocuğun kafasını yastığa geri itti ve iyi geceler dileklerinde bulunup arkasına döndü. Ninnisiz uyumak çok daha kolaydı.

Saat: 10.17

"Heyecan var mı heyecan?" Kız yanında dikilen, kendisiyle beraber pastanede sırada olan arkadaşının koluna dirsek attı. "Sen sürekli sorup sorup beni germesen yok aslında guzelim." Önlerindeki kadının onlara uzattığı paketleri alıp parasını ödemiş ve dışarı çıkmışlardı. "Ne yapayım ben de heyecanlıyım, ilk defa en yakın arkadaşımı psikoloğa götürüyorum." Jungkook güldü ve yayalara kırmızı ışık yandığı için kalabalıkla birlikte yaya geçidinin başında durdu. "Babamın zoruyla gidiyorum zaten biliyorsun, şizofren falan değilim sonuçta 1 saat boyunca oturup muhabbet edeceğim boş boş." "Ay öyle deme bilerek genç psikolog seçtik iki dedikodu yapar eğlenirsin." Lalisa beceriksizce göz kırpmış, Jungkook ise onu kolundan tutup yola itiyormuş gibi yapmıştı.

Lalisa neyse ki arabalara kırmızı ışık yandığını fark etmiş ve olası bir saç baş kavga engellenmişti. "Gerizekalı, ya tutamasan düşsem yere aaa!" Jungkook gülmüş ve kızın koluna girip karşıya geçmeye başlamıştı. "Kötüye bir şey olmaz kızım, korkma." Lalisa kolunu cimcirirken Jungkook olduğu yerde durmuş ve Lalisa'nın omzuna tutunarak gözlerini kapatmıştı. "Noluyor, hop iyi de değilsin ki noldu şimdi sana?" Jungkook hafif gülerek gözlerini açmış ve karşısında işi şakaya vursa da endişeli gözlerle ona bakan kıza bakmıştı. "Ne bileyim gözüm karardı öyle, yok bir şey." Tekrar yola koyulduklarında Lalisa gülmüş ve Jungkook'u dürtmüştü. "Geçen hafta da miden bulanıyordu kesin yeğen geliyor bana!" Jungkook içinden 'mal bu kız' diye düşünürken sadece gülmüş ve klinikten içeri adımını atmıştı.

Saat: 11.00

"Jeon Jungkook, buyurun Doktor Bey sizi bekliyor." İkili ayağa kalkmış, Jungkook toplanan pantolonunu düzeltirken Lalisa omzunu patpatlamıştı. "Hadi bakalım aslan parçası, gir iki ağla iki fingirdeş gel, bekliyorum ben." Jungkook sonda dediğine gülmüş ve kimsenin duyup duymadığını kontrol etmek için kısaca etrafa bakınmıştı. "Salaksın ama seviyorum seni he, ayrılma burdan bak bırakma beni." Lalisa gülmüş ve Jungkook'un alnına düşen ufak saç tutamlarını düzeltmişti. "Mala bak ameliyata giriyor sanki. He bir de arkadaş ayağına bana yürüyorsun yani anlamıyorum sanma." Jungkook geri geri adım atarken kısık bir kahkaha atmış ve 'ay çok mu belli ettim' diye fısıldamıştı. Lalisa onu odaya doğru iterken arkasından fısıldamıştı. "Mommy burada seni bekliyor canım korkma içeride, seni bırakıp gitmem." Jungkook havada bir öpücük atmış ve odaya girip kapıyı kapatmıştı.

Saat: 13.42

"İşte klasik çocukluğuma falan indik, üniversitede derslerden dolayı zorlandığımı ama ailemin beklentilerinin çok fazla olduğunu söyledim, iyi geldi konuşmak." İkili çıkışta bir kafede oturmuş randevu hakkında konuşuyorlardı. "Devam edecek misin?" Çocuk bir süre durmuş ve başını sallamıştı. "Olabilir, he bir de seni bir övdüm bir övdüm, dedim canım kankam her şeyimi bilir destekler." "Ben de diyorum neden kulaklarım çınlıyor ya!" İkili gülmüş ve önlerindeki içeceklerinden birer yudum almışlardı. "Aslında sana bu kadar bağlı olmamı pek tasvip etmedi doktor, hiç kimse kimsenin hayatında sonsuza kadar kalmaz kendi kendine yetebilmeyi öğrenmelisin dedi." "Aaa! Kahpe doktora bak sen, 30 yıl sonra karşısına çıkıp noldu lan kahpe hala hayatındayım Jungkook'un deyip nah çekmem lazım." Jungkook Lalisa'nın çattığı kaşlarını eliyle düzeltmiş ve konuşmasına devam etmişti. "Aslında haklı da, benim tek arkadaşım sensin ama senin tek arkadaşın ben değilim, hepimize aynı anda yetmeye çalışırken zorlanıyor olmalısın." "Bak ya, saçma sapan konuşma salak. Kendini diğer arkadaşarımla bir tutma diye daha kaç kere demem gerekiyor. Onlar arkadaşlarım sen arkadaştan ötesin benim için." Jungkook masada öne doğru eğilmiş ve Lalisa da psikolojik olarak ona eşlik etmişti. "Asıl sen bana aşıksın puahahahayt!" Lalisa gözlerini devirmiş ve alnına vurup geri yaslanmıştı. "Ben de duygusal bir şey diyecek sanıyorum ya." "He bir de doktora Lalisa ölürse ben de arkasından giderim dedim diye bana kızdı." Kız kahve bardağındaki gözlerini kaldırmış ve Jungkook'a bakmıştı. "Salak salak konuşma, sen bu dünyada hüküm süreceksin ben öteki dünyada Lucifer'la alem yapacağım. Geceleri hortlar gelirim hem odana sen zahmet etme yoksa döverim." İkili gülüşürken bir garson yanlarına yaklaşmış ve Lalisa'nın bardağını önünden alıp tepsiye koymuştu. Kız kaşlarını çatarken Jungkook garsona seslenmişti. "Pardon bakar mısınız, arkadaşım daha içiyordu." Garson bir kaç saniye oğlana bakmış ardından özür dileyerek gülümsemiş ve kahveyi geri masaya bırakmıştı. "Ay bu garsonların da masadan bardak alma huyları nedir be kardeşim daha yarısı duruyor aaa!" Lalisa isyan edip kahve kupasını iki eliyle kavrarken Jungkook kıkırdamış ve fısıldamıştı. "Çocuk galiba iki saattir poposunu kestiğimi fark etti." Lalisa yüzünü buruşturmuş ve mırıldanıp camdan dışarı bakmıştı. "Valla aromantikliğimin en büyük sebebisin ya." "Sus paçoz, bu gece Galaksinin Koruyucuları'nı izleyelim." Lalisa başıyla onaylamış ve ikili evlerine dönerken saatler akıp geçmişti...

Saat: 23.52

İkili nihayet filmi bitirmiş oturduğu koltuklarda yatar pozisyona geçmişti. "Ay hiç kalkıp odama kadar yürüyemem burada uyuyalım bu gece." Oğlan mırıldanarak arkadaşını onaylamıştı. "Yarın akşam bol baharatlı ramen yapalım canım çekiyor kaç gündür." Jungkook onay istercesine başını kaldırıp Lalisa'ya bakmıştı. "Tamam sen marketten malzemeleri al ben yaparım, ne de olsa mommynim yani." Çocuk gülmüş ve başının altındaki yastıklardan birini kıza fırlatmıştı. "Sataşma lan, uyuyorum ben hadi ses yapma." "Ay canım söylemesen kalkıp halay çekecektim ya!" Lalisa cevap vermemiş, Jungkook'ta gözlerini kapatmıştı. Uykuya dalmak üzereyken Lalisa'nın mırıldandığını duydu. "Bana ninni söyler misin?" Jungkook gülmüş ve onaylamıştı. "Bu son olsun."

Tarih: 11.01.2022 Saat: 11.23

"Minik minik kolları,
Düşmüş iki yanına,
Başı düşmüş yastığa,
Uyuyor mışıl mışıl,
E bebeğim ee ee ee
E bebeğim ee ee ee..."

"Sonunda uyandın." Jungkook sabah ışıklarına alışmak için gözlerini hızlı hızlı kırpıştırmış ve sonunda açabilmişti. Başına doğru eğilmiş olan dünki doktorunu görünce şaşırmış, ardından rüyada olduğunu düşünmüştü. Etrafına bakınmaya başladığında bir hastane odasında olduğunu ve etrafında çokça insanın bulunduğunu fark etmişti. Hızla yatakta geriye kaçarken doktorunu ve odanın en uç köşesinde ona ağlayarak bakan anne ve babasını görmüştü. "Ne oluyor! Neden buradayım ben? Rüya mı görüyorum ne bu?" Doktor yavaşça ona yaklaşmış ve yüzünü incelemeye başlamıştı. Jungkook o esnada herkesin odada olduğunu fakat onu asla yalnız bırakmayacağını söyleyen kişinin olmadığını fark etmişti.

"Lalisa'm nerede?! Ne oluyor burada, ne yaptınız ona? Beni burada tek bırakmaz o." Doktor ayak ucuna oturmuş ve gözlüklerini düzeltip konuşmaya başlamıştı. "Dün saat 10.57'de arabanın önüne itip ölmesine sebebiyet verdiğin arkadaşından mı bahsediyorsun Jeon?" Jungkook önce tepkisizce durmuş ardından gülmeye başlamıştı. "Evet çok komik bir şaka hadi şimdi sonlandırın şunu." Doktor hemşirelere bir bakış atmış ardından geri ona dönmüştü. "Dün saat 10.57'de Lalisa Manoban'ı yaya geçidinde arabanın önüne ittin, ardından muhtemelen şok etkisiyle hiçbir şey olmamış gibi bana geldin ve orada bana bu olanları anlattın. Fakat normal bir olaydan bahsediyormuşsun gibiydin ve o an anladım ki sen şoktaydın. Polisleri arayıp olayı teyit ettirdim ve ekipleri şokta olduğuna ve kendin fark etmeden dışarıdan hiçbir müdahelede bulunmamalarını söyledim. Onlar da seni takip edip gözetlediler. Ta ki dün gece kendini öldürmeye çalışana kadar. Ekipler sana ulaştığında bayıldın ve işte şimdi buradayız." Jungkook kıpırdamadan, istemsizce gözlerinden akıttığı yaşlarla doktoru dinlemiş kısa bir süre ise bağırıp etrafı dağıtmaya başlamıştı. "Hayır yalan söylüyorsunuz! Ben ona zarar veremem ki. Şaka yaptım sadece! Hayır ölmedi bana bu akşam ramen yapacak!" Doktorlar ve hemşireler onu sabit tutmaya çalışırken hamşirelerden biri de doktorun işaret ettiği gibi sakinleştirici yapmayı başarmıştı. Çocuk yavaş yavaş etrafı tekmelemeyi bırakıp yatağa çökerken olanlar gözlerinin önünden film şeridi gibi geçiyordu.

Klinikteki görevli kadının kendi kendine konuştuğu için attığı tuhaf bakışlar, yolda gözünün kararması, garsonun kullanılmayan bardağı alması. Bütün taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Fakat gözleri yavaş yavaş kapanırken hala reddediyordu. "Hayır ben ona ninni söyledim."

"Evet Barış, kolları düşmüş iki yanına, başı düşmüş yastığa ninnisini söyledin..."

Son.

SAUDADE | LISKOOK x ONESHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin