ᴶᵘˢᵗ ˡⁱᵏᵉ ᵐʸ ᵐᵒᵗʰᵉʳ'ˢ ᵉʸᵉˢ

12 0 0
                                    

Tıpkı annemin gözleri gibi

Geçmişte

"Anlamıyorsunuz! Deli değilim ben! O adam gözümü aldı! Yemin ederim."
"Evet benimde! Yalvarıyorum bir şey yapın!"
Gardiyanlardan Lucy ve Cathy polislerin isteği üzerine hastaları hücrelerine geri götürdüler.
Yetkililer bir ellerindeki raporlara, bir gözleri kayıp hastalara ve bir de doktora bakıyorlardı. Doktorun yüzünde umutsuz bir bakış vardı.
"Galiba tedavi süreçleri biraz daha uzayacak."
"Doktor Dickens bakın. Bu iddialar normal görünmüyor. Eğer bununla ilginiz varsa şimdi konuşun lütfen. Böyle ifade hiç görmemiştim doğrusu."
"Farkındayım memur bey ama dinleyin. Zihinsel olarak gerçekten kötü durumdalar ve bu durum tıpta kendi kendine zarar vermek hatta intihara kadar uzanır. Hücrelerinde anlaşıp birbirlerinin gözlerini oymuş bile olabilirler. Tabi en kötü ihtimal bu olurdu."
Polisler bu durumu mantıklı buldu. Zaten hastaların dosyasında da bu durumların tamamen hayal ürünü olduğu yazıyordu. Doktor Dickens'in sadece işini yapan iyi bir doktor olduğunu düşündüler ve hapishaneden gittiler.
Doktor bundan sonra daha dikkatli olmalıydı. Önce kurbanını öldürüp sonra gözlerini alacaktı. Böyle bir durumla tekrar karşılaşmamak için bunu yapması gerekiyordu.

Günümüz

Onun bu binadan kaçması imkansızdı. Bunu çok iyi biliyordu bu yüzden önce onunla oynamaktan zarar gelmeyeceğini düşündü. Yüzüne telaşlı bir ifade taktı ve kızın yanına koştu.
"Afedersin!"
Korkuyla ona dönen kız birkaç adım geriye gitti.
"Siz de kimsiniz?"
Danny kızın yüzündeki yarayı fark edince cebinden çıkardığı mendille yanağını sildi.
"Ben Daniel. Daniel Dickens. Senin ismini sorabilir miyim?"
Gülümseyen adama bakan kız gözlerini yere dikti.
"Rachel...Gardner."
"Memnun oldum Rachel. İkimizde burada kapana kısılmış gibi görünüyoruz. Çıkmak için birlikte çalışırsak eminim ki işimiz daha kolay olur."
Birkaç saniye sonra kafasını sallayan Rachel birden aklına bir şey gelmiş gibi telaşla konuştu.
"Beni kovalayan biri vardı! Beni öldürmeye çalışıyordu."
Rachel koridorda yürüyen Danny'i takip ederken bunları söylüyordu.
"Hm. Şu tırpanı olan adam mı? Bende onun katındaydım. Neyse ki elinden kurtulabildim."
"Siz de mi?"
Kafasını sallayan Danny bir odayı işaret etti.
"Bir şey bulmak istiyorsak araştırmamız gerek. Bakalım burada neler varmış?"
Odaya girdiklerinde Danny Rachel'a döndü.
"Rachel. Gözlerin çok güzel."
"Ne?" kız bunu tuhaf bir şekilde söylerken Danny ona biraz daha yaklaştı.
"Evet gerçekten mükemmeller. Tıpkı anneminkiler gibi."
Kızı kolundan sertçe tutmasıyla Rachel gözlerini yumdu.
Danny hızlı bir şekilde Rachel'ı sedyeye yerleştirmiş ve elleriyle de onun kaçmasını engelliyordu.
"Bırakın beni! Lütfen!"
Danny Rachel'ın yüzüne yaklaşınca Rachel fısıldadı.
"Lütfen...gitmeme izin ver."
"Bunu yapamam."
Rachel kurtulmaya çalışıyordu ama faydasızdı.
"Lütfen! Annem ve babamın yanına gitmek istiyorum!"
Ah evet bu o kızdı. Annesinin ve babasının ölüsüyle aynı evde bulunan kız.
"Merak etme. Annen ve babanı çok yakında göreceksin."
Danny Rachel'ın yüzüne biraz daha yaklaştı.
"Onlar seni cehennemde bekliyorlar."
Rachel birden duraksadı. Cehennemde mi? Daha geçen beraber köpekleriyle oynamışlardı. Nasıl olmuşta ölmüşlerdi?
Kız birden ani bir hareketle ayağını Danny'nin karnına doğru götürdü ve sert bir tekme attı.
Bu Danny'nin dengesini kaybetmesine ve hafifçe gerilemesine neden oldu. O gerilediği gibi Rachel çantasından çıkardığı silahla Danny'i iki defa göğsünden ve bir kere de bacağından vurmuştu.
"Rac...hel!"
Hızlı hareketlerle kaçan kıza bakan Danny kısa süreliğine bilincini kaybetti. Bu sırada da Rachel geri gelip doktorun cebinden asansörü aktif edecek kumandayı alıp gitmişti.

Yaklaşık yirmi dakika sonra Danny bilincini geri kazandı ve sürünerek yaralarını tedavi etmek için diğer bir odaya geçti.
"Lanet olsun."
Bir yandan yaşadığı olaya lanet edip bir de kurşunları dikkatlice vücudundan çıkarıyordu.
Daha önce onun katından kurtulabilen hiç kimse olmamıştı ve bu onu sinirlendirmişti.
Tüm yaralarını tedavi ettiğinde Danny yavaşça kalktı ve Rachel ile gittiği odaya geri döndü.
Birkaç ilaç, silah ve Cathy için ayırdığı iki çift gözü fanuslarıyla birlikte aldı ve katından ayrıldı.

Eddie'nin katına geldiğinde onu göremedi. Sadece gri bir mezarın yerde olduğunu görmüştü. Eddie'nin mezarı yerinden kaldıracak bir şey almaya gittiğini düşünen Danny vakit kaybetmeden Cathy'nin katına gitti.
Bacağındaki yara tam olarak iyi olmadığı için topallayarak yürüyordu Danny. Cathy'nin katına geldiğinde onun çizdiği resimlerin olduğu duvarda durdu ve biraz dinlendi.
Kendi kendine düşündü.
Cathy resim çizmekte pek iyi değildi ama bu çizimleri çizerkenki yüz ifadesini hayal edebiliyordu.
Acı içinde gülümseyen Danny Cathy ile çay içtiği büyük alana geldiğinde elindeki gözler yere düşüverdi. Neyse ki fanus camları dayanıklı olduğu için kırılmamışlardı ama bu önemli değildi.

Danny gördüğü şeye inanamadı.

__________________________________

Yani bilemiyorum bok da çıkabilir.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi şuraya alalım 👉🏻

𝙇𝙤𝙤𝙠 𝙄𝙣𝙩𝙤 𝙃𝙚𝙧 𝙀𝙢𝙚𝙧𝙖𝙡𝙙 𝙀𝙮𝙚𝙨 | 𝓓𝓪𝓷𝓷𝔂 𝔁 𝓒𝓪𝓽𝓱𝔂 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin