2.bölüm| GÖRÜNENİN DİĞER YÜZLERİ

110 16 19
                                    

Lütfen o verip yorum yapmayı unutmayın 🖤🖤

Şarkılar: The Neighbourhood- Afraid, Madrigal-Dip

İyi okumalar!

Çocukluğum romantik komedi dizileri izlemekle geçmişti. Hani şu her yaz televizyon kanallarında yayınlanan erkeklerin çok zengin, kızlarınsa güzel ve sakar olduğu, izlerken aklınızı kapı dışarı etmeniz gereken dizilerden bahsediyorum.

Bu dizileri izler sonra da ne zaman benim hayatımda o dizilerdeki gibi bir erkek girecek diye hayal ederdim. Hatta odama kapanır, kendimi o dizilerdeki kızların yerine koyar, bir dizinin başrolüymüşüm gibi davranırdım. Kendi hayalini kurduğum şeylere güler, ağlardım.

Bir dönem delirdiğimi bile düşünmüştüm ama bu öyle bir şey değildi. Ben olmayan herhangi bir şeyi görmüyor ya da duymuyordum, en azından bildiğim kadarıyla görmüyor ve duymuyordum. Yatağımda uzanıp bana birinin kör kütük âşık olduğunu hayal ediyor, kendime, yaşadığım hayattan daha ilgi çekici bir rol bahşediyorum ve bunu halihazırda yaşamakta olduğum hayattan daha heyecanlı buluyor, bunu diğer çocuklarında yaptığına kendimi ikna edip deli olmadığıma kendimi inandırıyordum.

O hayallerde başrol kız -ben- kendisine âşık olacak erkeği gördüğünde pekâlâ içmekte olduğu içeceği boğazına kaçırıp küçük bir boğulma tehlikesi atlatabilirdi. Ama gerçek hayatta işler böyle olmuyordu, olmamalıydı. Bu, kişiyi rezil bir duruma düşüren bir hareketten başka bir şey değildi.

"Gülmeyi keser misin!" diye sert bir sesle Simge'ye döndüm.

Küçük boğulma tehlikemi ve öksürük krizimi oldukça komik bulduğundan gülüyordu ve bu benim sinirlerimi bozuyordu.

"Bu kadar abartmana gerek yok."

Kötü bakışlarım sebebiyle dudaklarını birbirine bastırıp gülüşünü durdurmak için boğazını temizledi.

"Herkesin boğazına içecek kaçabilir. Bu çok normal bir şey, sonuçta kendisini görüp heyecandan içeceğinin boğazında kaldığını bilmiyor."

Onun bilip bilmemesinin bir önemi yoktu. Burada önemli olan iki şey vardı. Birincisi kimin içeceği heyecanlandığı için boğazında kalır. İkincisi de kim ilk kez uzaktan gördüğü bir erkeği ikinci kez gördüğünde heyecanlanırdı.

Ağlamaklı bir ses çıkarttım.

"Ama ben biliyorum. Önemli olan da bu. O dizilerdeki aptal kızlar gibi olmak istemiyorum. Ayrıca sadece bir kez uzaktan gördüğüm bir erkek için bu kadar heyecanlı olmam çok saçma."

Mızmız bir çocuk gibi çıkan sesimle kaşlarımı çatarken önümde bağladığım ellerime bir bakış attım. Durumu ne kadar dramatize ettiğimi fark etmemle küçük bir aydınlanma yaşayıp ellerimi çözdüm.

"Küçük bir çocuk gibi davranıyorum ve her şeyi gereğinden fazla abartıyorum değil mi?"

"Biraz öyle."

Gözlerimi kısarak yüzüne baktım. "İnkâr etmen gerekiyordu." Omzunu silkti.

Nefesimi sıkıntıyla üflerken kafamı iki yana salladım. Limonata bardağını elime alıp Simge'nin bardağına çarptım yavaşça.

"Salaklığıma."

Bardağını ağzına götürmek üzereyken benim gülerek söylediğim şeyi duymasıyla kaşlarını çatıp bardağı dudaklarından uzaklaştırdı. Dudakları düz bir çizgi şeklini alırken yüzüme baktı.

Porselenden HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin