"Y-yüzümde bir şşey mi var?
Son 5 dk'dır Bible'nin bakışlarına hapsolmuş Build utanarak kaçamak bakışlar atmıştı,genç polisin ısrarları sonucu kahve teklifini kabul etmişti, şimdiyse seanstan çıkar çıkmaz cafeye oturmuşlar sipariş için menüye bakınıyorlardı,en azından Build.
"Hmm pek sayılmaz,yüzün güzel."
"Bu kadar r-rahat nasıl aniden s-ssöyleyebiliyorsun?"
Bible hiç düşünmeden aklından geçenleri dile getirdiğinde karşısında ki utangaç oğlanla gülümsedi.
"Aklımdan geçenleri direk söylerim kimi zaman,ah hadi siparişleri verelim."
Build sessizce başını salladı Bible garsonu çağırdığında siparişini verip Build'e dönüp bekledi.Üzerinde ki bakışlarla Build çoktan gerilmeye başladığında yerinde hareketlendi menünün kenarıyla oynarken konuşmaya çalışıp gözlerini yumup açtı.
"Ee bb-ben içe-"
Garsona dönüp Bible latte olacak dedi, gidişinin ardından Build nefesini düzenleyip konuştu.
"Latte sevdiğimi n-nereden bildin?"
"Sert bir şeyler içecek olsaydın o barda elinde içki olurdu görmedim,sana baktığımda görünüşünde buna karşı ayrıca ek olarak annem de çok severdi şansımı denedim diyebiliriz."Bible burukça gülümsediğinde kısa süreli geçmişi hatırlamış hemen Build'in sesiyle kendine gelmişti?
"Annen ş-şimdi sevmiyor mu?"
"Lise 3'te falan iken Amerika'ya taşındık,
ben üniversite son sınıftayken vefat etti.Amerika'da onu kaybettiğimde polis akademisine girdim bu acıyı kalbime gömmek istedim,orada bir süre denedim yapamayıp ülkeme Tayland'a geri döndüm.İlk adapte olmak çok zordu ne yalan söyleyeyim.Build karşısında ki bu adam kendini anlattıkça duyduğu merakı engelleyemedi,usulca sormak üzere olduğu soruyu Bible anlayıp ister istemez öfkeli gözleriyle cümlesini yarıda kesti.
"A-anladim peki b-bab
"Sakın sakın o kelimeyi dile getirme seni kırmaktan korkarım,öyle birine sahip değilim."
Bu sıra garson siparişleri getirmiş masaya koymak üzereyken yalpalamıştı, neredeyse Build'in üzerine dökecek gibi olduğunda Bible kahve bardağını tutup kazayı engelledi.Çoktan ayaklanıp adamın yakasını kavradığında kaşlarını çatıp öfkeyle konuştu.
"Dikkat etsene lan neredeyse onu yakacaktın,canına mı susadın seni beceriksiz."
Build durumu kavrayamadi neden aniden bu kadar öfkelendiğine anlam veremeyip etrafta ki bakışlarla ayaklanıp koluna elini koyup konuştu.
"D-dur ll-lütfen sorun yok."
Bible'nin gözleri dönmüş yeniden öfkesine yenilmek üzereydi bu sıra Build'in kolunda ki eliyle ve çekingen tavırlarıyla sakinleşip yavaşça onu bıraktı.Garson hızlıca üzgün olduğunu dile getirip oradan uzaklaşınca Bible yerine oturdu.
"B-ben ehh sana zarar verecek sandım bu yüzden mm açıkçası,öfke problemim var."
Derin nefes alıp konuşurken gözlerini yumup -son kelimeleri bastırarak söyleyip-geri açtığında ona şaşırarak bakan sevimli oğlanla yeniden burukça gülümsedi.
"Kısacası ikimizde ağır bir hastalığa sahibiz Build...Tuhaf sen koluma dokunduğun an tüm öfkem dindi."
Build kafası karışmış halde genç polise kaçamak bakışlar atıyordu bardağın etiket kısmını parmaklarıyla aşındırırken konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Safe Place /BİBLEBUİLD
Novela Juvenil✓✓✓✓✓ Sinirli bir polis memuru ile insanların dokunuşlarından,yakınlıklarından korkan bir stilist mi pekala bu ikisi nasıl tanışır? -VegasPete-