0.0

28 10 8
                                    

Selam Leydilerim ve Centilmenlerim, ben Lily!

Kurguma ve bu evrendekilerin hayatına hoşgeldiniz.

Buraya başlama tarihinizi yazabilirsiniz.

Fazla uzatmadan ilk bölümle başlayalım.

Keyifli okumalar :))

"Hadi ama anne Ege beni bekliyor diyorum. Geç kalacağım."

"Nerede buluşacaktınız? Bak uzağa göndermem biliyorsun." Annem ve o çok meşhur takıntıları yüzünden evden asla uzaklaşamıyordum.

"Bizim buradaki parka gelecek demiştim ya." Ve klasik B12 eksikliği...

"Tamam ama fazla oyalanmayın bak en geç 5'te evdesin. Duydun mu beni!" 5 iyiydi ama saatin 3 olduğunu unutursak.

"Peki annem geç kalmam. Seni seviyorum." Ama buna da şükürdü.

"Bende seni seviyorum kızım, dikkatli ol." Çabucak evden çıkmam gerekiyordu yoksa daha fazla bu tarz cümleye maruz kalacaktım. Ve bunu istemiyordum.

Hemen dış kapıyı açıp beyaz ayakkabılarımla evden çıktım. Çekçek yardımıyla giydiğim beyaz ayakkabılarıma son kez hüzünle baktım. Çünkü Ege ayakkabıma kesinlikle basacaktı. Bundan kaçış yoktu.

Evin kapısını anneme son kez çıktığımı söyledikten sonra kapattım. Derin bir nefes alıp mervidevlerden inmek yerine asansörün düğmesine bastım. Üşengeçtim ve bundan pişman değildim. Hem asansörde fotoğraf da çekilirdim. Yaşasın asansör aynası!

Asansör bizim kata geldiğine dair ses çıkarttığında gri kapakları beni buyur edercesine sağa doğru kaydı ve vakit kaybetmeden içine bindim. Zemin kata basıp hızlıca telefonumu çıkarttım. Arka kamerayı açıp aynaya tuttum. Ve özellikle beyaz ayakkabılarımın kadrajda olduğu bir kaç fotoğraf çekilip fotoğraflara göz gezdirmeye başladım.

Güzel bir fiziğim yoktu ama normal kilolardaydım. Bu bana yetiyordu. Spor yapmaya gerek duymuyordum. Çünkü üşengeçtim.

Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum. Aslında üşeniyorum şuan anlatmaya ama tanıyın beni. Ben Naz Yazıcıoğlu. Lise son sınıf öğrencisiyim. Ailemle birlikte İzmir'de yaşıyorum. Annem ev hanımı, babam ise dedemden kalan şirkette genel müdür olarak çalışıyor. Benden 2 yaş büyük bir abim var ve geçen sene mezun bırakıp bu sene tekrardan girdiği sınavda aldığı puanla güzel sayılabilecek bir üniversitede Elektrik Haberleşme okuyor. Ben mi? Daha karar veremedim. Veremedim değil aslında Türkçe öğretmeni olmak istiyorum ama bu konuda başarılı olabilir miyim bilmiyorum.

Asansör zemin kata inip kapılarını çıkmam için tekrar açtığında hızlıca içinden çıkıp binanın çıkışına yöneldim. Otomatik kapının tuşuna basmadan son bir kez daha binanın aynasından kendime baktıktan sonra dışarı çıktım. Park eve 15 dakika mesafedeydi. Ege biraz daha beklebilirdi ağaç olmazdı sonuçta.

Yolda giderken Ege'ye yazmak için telefonumu çıkardım. Parkın kim bilir neresindeydi ve ben onu aramak istemiyordum. Evet üşeniyordum.

Naz: Nerdesin? Bir de seni aramayayım orada.

Ege: Geliyor musun????

Naz: Hayır ama nerede olduğunu merak ediyorum kaybolursun falan diye.

Naz: Geliyorum tabiiki, nerdesin tam olarak?

Ege: Sadece annenden bu kadar çabuk izin almana çok şaşırdım.

Ege: Ben girişe gelirim güzelim o zaman.

Naz: Bu arada annem sandığın kadar gaddar bir kadın değil. Sandığından daha gaddar bir kadın ama bende şaşırdım. Sana güveniyor sanırım.

Nerdesin l yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin