Her zamanki gibi uykulu gözlerimle Mete' nin iyi geceler mesajıyla gözlerimi derin uykuya kapadim.
Sabahın köründe kalkıp okula gideceğimi biliyordum. Okula gitmeyi çocukluk aşkım olan Çağrıyı görmek için seviyordum.
Yine herzamanki gibi her teneffüs Çağrının arkasında yürümeyi, onu sürekli takip etmeyi, arkadaşları ile neler yaptıklarını izliyordum.
Çok sevmiştim onu arkasında çok koştum. 11 yaşımda aşkın be demek olduğunu ögrenmiştim aslında.
Zor da olsa en sonunda kavuşmuştum ona. Artık çıkıyorduk. Evet 11 yaşımdayken sevgilim oldu :)) O gün, hergün çizgi film izleyip mutlu olduğum günlerden çok farklı idi . O gün sanki benim için hiç unutulmaz bir gündü. Çok mutlu olmuştum.
O gün okulda son derse kadar birlikte vakit geçirmiştik. Teneffüs te oyunlar oynuyor, birbirimizi kovalıyor, bazen de sarılıyorduk. Çıkış vakti geldiğinde " görüşürüz canım. " deyip alnima kocaman bir öpücük kondurdu. O akşam eve geldiğimde neler olup bittiğini anneme anlattım . Çok şaşırmıştım annemin tepkisini olumsuz bekliyordum ama annem yaşımın daha çok küçük olduğunu bu konular için çok küçük olduğumu tatlı bir dille söyledi. Evet öyleydi Çağrı benim çocukluk aşkımdı.
Aksam olduğunda hergün olduğu gibi annem bugün de muhteşem yemeklerinden yaptı. Karnımı güzelce doyurduktan sonra ödevlerimi yapmaya hazırlanıyordum. Ödev listeme baktığım da yine o lanet olası matematik ödevimdi.
Defterimi ilk kapağını açtığımda sayfaların arasına sıkışmış bir kağıt vardı. Elime aldığımda çok uzun ve özenli yazılmış olduğu çok belliydi. O uzun ve özenli yazılan kağıtta şunlar yazıyordu ...