Lucas:
-Adın sanırım Arthur'du değil mi genç adam?
Evet anlamında kafamı sallamıştım.
-Pek konuşkan değilsin sanırım, arkadaşın Louis mi sürekli olarak konuşur?
-Evet, genellikle dedim.
-Pekala, müşteri ile konuşabilecek misin?
-O kadar da suskun değilim, evet konuşabilirim.
-O zaman bir gün deneyelim. Eğer işi becerirsen alınırsın.
Lucas, tombul kel birisiydi. Sakalları beyazlaşmıştı. Daha sonra kafeden çıktım. Yarım saat bekledikten sonra Louis' de çıktı.
-Ne oldu, nasıl geçti? diye sordum.
-İyiydi, ya senin?
-Benimde iyiydi, bir gün deneme yapacağız. Eğer işi becerebilirsem alınacağım.
-Harika.
Yurdun yolunu tuttuk. Bir kaç saat sonra hava kararmaya başlamıştı. Bu gece yurtta son gecemizdi, bir gün sonra evimize taşınabilecektik. Yurda geldiğimiz zaman çantalarımızı toplamaya başladık. Kıyafetlerimizi düzenledikten sonra uyumak için yattık. Louis:
-Ev hakkında ne düşünüyorsun? diye sordu.
-Bence harika olacak, her şeyin güzel olacağını düşünüyorum. dedim.
Louis bir süre daha sağa sola döndükten sonra uyuya kaldı, aynı zamanda bende.
Uyandığımız zaman saat dokuz gibiydi. Çantalaramızı aldıktan sonra otobüs durağına gittik. Evimize gidecek olan otobüsü beklemeye başladık. Bir kaç dakika sonra durağa bir araba yanaştı. Bu Brian'dı! Sürücü koltuğunun camını açtı ve kafasını çıkararak konuşmaya başladı.
-Çocuklar, gelin sizi eve bırakıyım. Bu gün yerleşeceğinizi biliyorum. Louis
-Teşekkürler, sizin başınıza iş çıkartmayalım?
-Saçmalamayın! Arabasından indi ve çantalarımızı alıp bagajını açtı ve kibarca yerleştirmişti. Onu yine hayranlıkla izliyordum, Louis bunu tekrar fark etmişti. Tam sırıtıcaktı ki ona bir dirsek attım. Yinede kendisini tutamayarak güldü. Brian sürücü koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açtı ve eliyle içeriyi gösterdi.
-Arthur bey..
Bunu duyunca hem ben, hem de Louis şok olmuştuk. Buna çok sevinmiştim. Arabaya bindikten sonra bizi eve götürdü. Eve girer girmez Louis kahkahalar ile gülmeye başladı. Omzuna sert bir yumruk atmıştım.
-Sus! Yoksa dayak yiyeceksin!
Hala gülüyordu... Gülmesi kapımızın çalınması ile durdu. İkimizde koşarak kapının yanına gittik ve açtık. Karşımızda bizim gibi genç iki erkek vardı. İçlerinden esmer olanı:
-Merhaba! Ben Kian ve buda arkadaşım Joey. Sizin karşı komşunuz olacağız. Bizde sizin gibi yeni taşındık.
Louis tam konuşacaktı ki ben ondan önce davranarak:
-Merhaba, ben de Arthur ve buda arkadaşım Louis. Tanıştığımıza memnun olduk.
-Bizde. Akşam bize gelebilir misiniz? Bu gece ilk gecemiz ve bunu hoş bir gece ile kutlayalım. İçki alacağız.
-Harika olur! dedim. Bunu ben mi söylüyordum? Gerçekten kendimden şüphe etmiştim o an..
-Harika o zaman! Akşam görüşürüz!
Onlar gittikten sonra kıyafetlerimizi dolaplarımıza yerleştirdik ve odamızı düzenletik. Yeni dizaynı için konuştuk. Kian gerçekten çok etkileyiciydi. Esmer saçlıydı. Oda saçlarını dikiyordu. Kolunda ufak bir dövmesi vardı ve dudağının kenarında ise piercing vardı.
Kian beni nasıl etkilediysede aynı şekilde Joey' de Louis'e aynısını yapmıştı. Sırıtarak bakma sırası şimdi bendeydi.