Poyraz geldiğinde, Bergüzar Gülbeyaz la tanıştırdı ve Sevgi durumu anlattı.
"Siz uygun gördüyseniz, Gülbeyaz hanım kabul ederse neden olmasın. Bende için rahat giderim o zaman. Bergüzar hanıma yük olduk dert olduk diye üzülüyordum."
Bergüzar tek kaşını kaldırarak Poyraza baktı.
Poyraz güldü.
"Kaşını kaldırdığın çok belli olmuyor ama anladım hanımefendi. Yarın sabah Şerefi gönderirim. Ha Şerefi tanımıyorsun, bundan önceki şoför emekli oldu. Şeref de eski, güvene bilirsin.
Kimin kardeşiyim demiştin?"
"Bergüzar ablanın oturduğu sitede güvenlik görevlisi, Salim Karakaş'ın."
"Gece kalmana bir şey demez değil mi?"
"Hayır, yani sanmam. Sizinle tanışmak isterse?"
"Beni tanıyor zaten Poyraz Sevdik dersin. Sigortanı yapacağım. Aylığın da Saliminkinden fazla olacak bilesin.
Ayrıca bayramlarda yarım maaş ikramiyen olacak. Tek şart dürüst çalışacaksın ve çocuklarımın gözünde yaş olmayacak."
Gülbeyaz, neredeyse Poyrazın boynuna atlayacaktı gözleri parladı.
"Abi Allah razı olsun."
"Bir de abi değil Poyraz bey. "
Gülbeyaz önüne baktı.
"Gidelim mi Bergüzar hanım. Sanırım halletmemiz gereken bir konu var."
Sevgi, Bergüzarı adeta kovaladı.
**** ****
Nereye gittiklerini sormadı. Bir süre gittikten sonra Poyraz, Bergüzarın elini tuttu.
"Konuşmayacak mısın?"
"Sanırım konuşmak isteyen sizsiniz!"
"Evet. Yüzün bu gün daha iyi görünüyor. Canın yanmıyor değil mi?"
"Hayır, teşekkür ederim. Morluklarım soldu. Dudağım daha az acıyor. Başımdaki şişlik saçlarımı taramamı engellemiyor. Başka öğrenmek istediğiniz bir şey var mı?"
Poyraz güldü.
"Evet var. Hiç aşık oldun mu?"
Bu kez Bergüzar Poyraza dönüp baktı.
"Bu özel, susma hakkımı kullanıyorum!"
Poyraz bu kez kahkaha attı ve Mavi göle gelene kadar konuşmadılar.
"Buraya daha önce geldin mi? Maamii göl"
Bergüzar, gülümseyerek Poyraza baktı.
"Evet geldim. Hatta getiren," gözlerinle aynı renk diye buraya geldik," dedi."
"Bende tam o nedenden seni buraya getirdim. "
Arabadan indiler, Poyraz, Bergüzarın elini tuttu. Bergüzar çekmedi. Nedense bu adamın sıcaklığı içini ısıtıyordu.
Sakin, gölgedeki bir tahta masaya oturdular.
Poyraz, hala elini bırakmıyordu. Tam karşısına oturup gözlerinin içine baktı.
"Neden verdiğiniz sözü tutmuyorsunuz? Hani beni rahat bırakacaktınız?"
"Bırakacağım, ama haksız yere suçlanmaktan hoşlanmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
General FictionÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"