12| Jungkook'un ilk kıvılcımı

607 48 23
                                    

-

Titreyen adımlarım odamdan çıktı. Karşı odadaydı annem... sesler geliyordu. O sesler... çocukluğumdan beri kâbusum olan sesler. Midem çalkalandı. Hızlıca geri adımladım odama. Kapımı hızla kapatıp yere bıraktım kendimi. Kusmak istiyordum. Yüzüme yaklaşan köpeğimi ittim. Hıçkırıklara boğuldum bir kaç saniye sonrasında... içimdeki çocuk tekrar öldü. Annem tekrar o kadın oldu. Bir kaç saatlik mutluluğum, annemin varlığı tekrar yerle bir oldu. Nasıl inanmıştım ona tekrar? Nasıl her defasında ona kanabiliyordum? Hıçkırıklarım boğazımı aşamaz oldu. Sesim çıkmıyordu. Ama öyle şiddetli ağlıyordum ki, nefesim kesiliyordu. Açım dinsin istedim, göğsüme vurdum. Geçmiyordu. Deli gibi bağırıp buna son vermek isterken, sessizce boğuluyordum. Kaderim buydu... çırpındığım suda daha derine batıyordum.

Neye olduğunu anlayamadığım bir öfke vardı göz yaşlarımın arasında. Dişlerimi koluma geçirdim... acımı hissetmemle kendimi geri çekmem bir oldu. Kendime gelmiştim. Neden yaptığımı anlayamamıştım... donup kaldım. Kendime bunu neden yaptım... korkuyla ayağa kalktım. Köpeğim ayaklarıma dolandı. Kolum sızladı.

Düzgün düşünemiyordum. Dolabıma gittim ağır adımlarla. Yüzümdeki ıslaklığı silmeye çalışıyordum bir yandan. Çantamın içine bir kaç kıyafet attım. Bir kaç önemli eşyamı
ve bir miktar para aldım. Köpeğim yüksek sesle havlamaya başladı...

"Dur... sessiz ol."

Susmamıştı. Telaşlansam da yaptığım işi bırakmamıştım. Üzerime ceketimi alıp kapıya ilerledim silik adımlarla. Korkuyordum fakat neyden korktuğumu bile bilmiyordum.
Alt kata kadar arkamdan takip etti köpeğim... giderken onu da alacaktım. Tasmasını takarken bastonumu da almıştım. Kapıyı telaşla açıp gidecekken arkamdaki seslerle yerime çivilendim...

"Jungkook?!"

Cevap vermedim. Ama hareket de edemedim...

"Bay jeon ha?"

Duyduğum erkek sesiyle elim direkt kulağıma gitti...

"Jungkook içeriye geç hemen! Bu saatte ne yapmaya çalışıyorsun?!"

Sustum.

"Cevap versene?"

O erkek sesi... midem çalkalandı tekrar. Annemin yanında beliren her erkek mide bulandırıcıydı. Annemle beraber olmak isteyen her erkek iğrençti. Beraber olmaya can atan annem ise, hepsinden iğrençti... annem iğrençti... çok...

"Kör olduğun gibi dilsizsin de anladığım kadarıyla? Geç içeriye diyor duymuyor musun?!"

"Seni-"

Öfkeyle arkama döndüğümde elimdeki bastonu rasgele savurdum. Sertçe isabet ettirdiğimde öfkeli bir ses yükseldi.

"Orospu çoçuğu! Buraya gel!"

Ardıma bakmadan koşmaya başladım. Köpeğimin tasmasını bırakmıştım... arkamdan geldiğini duyabiliyordum. O da benimle koşuyordu. Öfkeli sesler hâlâ duyuluyordu fakat ezberlediğim yolu umursamadan koşuyordum. Ayağımı boşluğa basmamla yere sertçe yapışmam bir olmuştu. Çenemi yere vurmamla da tüm dişlerim sızlamıştı. İnledim.

Arkamdan gelir korkusuyla kendime gelmemi beklemeden ayaklanmaya çalışıp hızla ilerlemeye devam ettim fakat sesi artık gelmiyordu. Büyük ihtimalle annem geri geleceğimi söyleyip onu içeriye almıştı fakat bu sefer... o eve asla girmeyecektim.

Acıyan dizlerimi ovaladım bir süre. Ağzımda kan tadı vardı. Köpeğim elimin altına geldiğinde tasmasının ucunu tuttum. İlerlemeye başladığında takip ettim onu. Biraz topallasam da iyiydim... boşluk hissi tüm bedenimdeydi artık fakat alışıyordum. İlk boşluğum, uçurumum değildi bunlar. Ben bunu da atlatabilirdim...

Starry eyes | tk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin