O gün sörf tahtasının üstünde fazla güzel gözüküyordun sevgilim. Dalgaların sesi, seni izleyen insanların çığlığı ve yan yoldaki küçük trafik bile bastıramamıştı senin kahkahalarını. Çok mutluydun biliyorum. Sen mutluysan ben de mutluydum ve bu benim için yeter de artardı bile. Kimseden bir beklentim olmadan bir toz tanesi gibi savrulurken bir anda girdin hayatıma çünkü. Beni bilirsin ya işte; Her zaman ki gibi neşeli ve seni çokça sevdiğimi söyleyen bir insanım ben.Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki senin sörfü bırakıp yanıma geldiğini bile fark etmemiştim. Bana her zamanki gibi en içten gülümsemenle bakıp öylece yanımda duruyordun. Konuşmakta iyi değildik tabiki! Her ne kadar sürekli yan yana olsakta ikimizde birer fermuar gibiydik. Derin bir nefes aldım ve kocaman sarıldım sana, hemen kollarını belime sarıp kafanı koynuma soktun. En çokta bu halini seviyordum zaten.
" Eve gitmek, bu yuvadan ayrılmak istemiyorum sanırım. "
Uzunca güldüm.
" Saçmalama sho, yarın okulda da beni görebilirsin. Hatta eve gittiğin an yine konuşabiliriz, hm? "
Başını kaldırıp bana o parlak gülümsemenden verdin. Akşam olsa bile hala günü aydınlatan en parlak güneşim sendin. Ayrıca bunu destekler nitelikteki sarı saçlarında gülüşün gibi parlardı.
" Beni hep gafil avlıyorsun ve bu hiç hoşuma gitmemeye başladı. "
" Sadece seni çok sevdiğimi ve bunu kullanmam gerektiğini biliyorum. "
Sho derin bir nefes aldı ve yavaşça kollarını belimden çekti. Yanımızda duran sörf tahtasını aldı ve elimi tutarak beni ilerletmeye başladı. Eve gitmek istemediğini biliyordum. Sebebini bilmesem bile. Ancak mühim değildi. Sonuçta sonunda hep beraberdik.
" Turnuva için çalışmaya ne zaman başlayacaksın? "
Somurttum. Sörf kesinlikle eğlenceliydi ancak iş turnuvaya gelince kendimi yetersiz hissediyordum. Katılmayı elbette istiyordum ama aklımda şuanlık yoktu.
" Sana bunu söyledim Sho... Turnuvalar benlik değil. "
" Hem eğlenip hem turnuvalara da katılabilirsin. Her şey yarışma ve ya ödül demek değil. "
" Ama orada ister istemez rekabet içinde olacağım. Stres altında bocalıyorum biliyorsun... İnan bana ben böyle gayet mutluyum. Hem türübinlerde seni destekleyen bir sevgili istemez misin?! Hadi sho kazanabilirsin hadi!! "
Ellerimi kaldırıp beceriksizce tezaruhat yapmaya çalıştığımda Sho bulunduğumuz sokağı inletecek bir kahkaha attı. Bu hallerimin onu güldürdüğünü bildiğimden biraz daha şaklabanlıklar yapıp onu daha fazla eğlendirmeye devam ettim. İkimizin mutluluk kaynağı yine ikimizdik, başka da birşeye ihtiyacımız yoktu zaten.
" Bu halini keşke şuan Nalu görseydi. Eminim o benden daha çok gülerdi!! "
Gülerek kafamı salladım. Nalu, en yakın arkadaşım ve kardeşimdi. Tek çocuk olsam bile onu öz kardeşim yerine koyar ve severdim. O da beni aynı şekilde.
" Hey!! Nalu'ya bundan asla bahsetmemeliyiz. Bu mükemmel hallerimi türübinlerde yanımdayken bizzat izlemeli. Kahkaha atarken seyircilerin ona kızmasını zevkle izlemek istiyorum. "
" Senden de daha azı beklenemezdi zaten. "
Birbirimize genişçe gülümsedik ve ondan sonra da eve varana kadar tek kelime konuşmadık. Her zaman Sho, beni evime bırakır ve yürüdüğümüz yola geri döner, evine giderdi. Onunla tanıştığımdan beri aile ilişkileri hakkında en ufak fikrim dahi yoktu. Tek bildiğim abisinin ünlü bir sörfçü olduğuydu ama bu konu da bile konuşurken geri dururdu. Onu rahatsız etmemek için bir süre sonra aile konusunu açmamaya karar vermiştim ve bence bu da onun için iyi bir seçenekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
サーフボード/ Shosaki
FanfictionGözyaşlarım fırtınadaki yağmurlara karışırken elimden ağlamak dışında hiçbir şey gelmiyordu. Şuan bunu yaşadığıma inanmakta dahi zorluk çekerken iri yağmur taneleri ve sertçe dalgalanan deniz bana hatırlatırcasına hırçınlaşıyordu. Bu gerçekti. Kahre...