1.

85 11 15
                                    

Arkadaşlar hepiniz hoş geldiniz! Öncelikle iyi okumalar diliyorum umarım beğenirsiniz. İlk bölümlere bakıp ön yargılı olmanızı istemem. İleriki bölümlerde güzel bir anlatımla çok güzel bölümler olucaktır.

Ben Hilal Asena Kara 17 yaşındayım. Lise üçe gidiyorum. Arkadaş çevrem pek geniş değildir üç dört arkadaşım var. Bir abim var, annem evinin hanımı babamda eskiden küçük bir şirketin patronuydu şimdi ise kafasına göre takılıyor.

Ben bu hayatta her şeyin bir sebebi olduğuna inanırım. Eğer otobüsü kaçırmışsanız demek ki sonraki otobüste oturacak yer bulucaksınız. Eğer yeni biriyle tanışırsanız sizin hayatınızda iyi bir izlenim bırakmazsa dahi size bir daha o tarz insanlara bulaşmamayı öğretir. Biz fark etmezsek bile yolda gördüğümüz insanların, hayvanların,diğer varlıkların bile hayatımızda etkisi oldukça büyük.

Demem o ki hiçbir şey sebepsiz değildir. Her Şeyin Bir Sebebi Vardır.

Günümüz...

... Yastığımız mezar taşı yorganımız kan olsun
Yastığımız mezar taşı yorganımız kan olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun...

Evet herkes gibi benimde bir hayalim var. Bu vatan için canım dahil her şeyimi vermek istiyorum. Belki geçmiş yüzünden Özel Harekat da çalışamayacağım ama uzaktanda olsa her daim destekleyeceğim.

Mırıldana mırıldana varmıştım okula. Bahçe kapısında durdum ve etrafa göz gezdirdim. Kapının sağ tarafında yerleri yapay çim olan küçük bir futbol sahası, bahçenin sonunda da basketbol sahası hemen yanında iki tanede çardak vardı. Bahçenin bir kaç yerinde düzensiz yerleştirilmiş banklar vardı.

Şimdi derin nefes al ver, al ver, aaalll veeeerr, sakin ol her zamanki gibi derse girip çıkıcaksın evine sdönüceksin. Ama bu her zaman geldiğim okul değil ki?! E ne güzel farklılık iyidir. Değildir! İyidiiiir! Değiildiiir! Tamam şimdi sakince okula doğru yürüyorum ve yeni sınıfıma gidip sırama oturacağım.

Şimdi size bir şey anlatacağım ve size klasik gelebilir ama benim için korkunç olan şey. Babamın durduk yere iflasından sonra Ankara'dan Bursa'ya taşındık. Bende mecburen 11. Sınıfın ikinci döneminde nakil almak zorunda kaldım. Üstelik kolejde okuduğum için sınava girmemiştim ve şimdide sınavsız mahalle okuluna gelmiştim...

Müdürden öğrendiğim sınıfıma doğru adımımı atıyordum. Ben müdürün odasından çıkarken zil çalmıştı o yüzden acele etmem gerekiyordu çünkü öğretmen girdikten sonra sınıfa girmek çok strese sokan bir durum.

Anlaşılan gürültülü bir sınıfa düştüm çünkü sesleri tüm koridorda yayılıyor. 11/B nin önüne geldim yani kendi sınıfıma. Haydi besmelemizi çekip sağ ayakla girelim sınıfa. Kapısı kapalı olan sınıfın kapısını açtım ve ilk adımı mı attım.

Niye herkes sustu bir anda? Anaaa ne güzel kuş o öyle derken bir anda etraf kararmaya başladı. Neyseki hemen kapıyı tuttum ve dengemi sağlamaya çalıştım. Ahh kafam acıyor! Bakim ayağıma? E sağ diye sol ayaklan girersen böyle olur! Bunlar bu yaşta hala sınıfta top oynanmaması gerektiğini öğrenememişler mi bir de basketbol topuyla!

"Çok özür dilerim iyi misin? Kusura bakma ya hedef sen değildin ama sana patladı" dedi bir çocuk.

Boş boş baktım sadece çünkü hiç beklemediğim bir anda çarptığı için kafam zonkluyordu.

"Ula Dolunay! Sana kaç defa dedim şu topla sınıfta oynama bir gün birimizi öteki tarafa göndericeksin diye niye dinle miyorsun adamı?" dedi bezmişlik ve hafif sinirli bir ses tonuyla yanımdaki çocuk.

Demek bana cinayet saldırısında bulunan çocuğun adı Dolunay... Yazdım ula seni kara listeye!

Yanımdaki çocuk bana döndü ve "iyi misin?" diye sordu.
"Kafasına basketbol topu yemiş birisi ne kadar iyi olabiliyorsa o kadar iyiyim" dedim alnımı sıvazlarken.
"Tamam abartmayın alt tarafı bir top ölmedin ya. Sen ne için gelmiştin onu söylede git"dedi gıcık gıcık bakan kız.

Alt tarafı bir top mu?? Havuz topundan bahsetmiyoruz basket topundan bahsediyoruz! Sınıfın gıcığıda belli oldu.
"Yeni öğrenciyim ben" dedim
"Bu sınıfta mı?" diye sordu bir kız.
"Yok karşı sınıf normalde ama ben bugün kafama basketbol topu yemediğimi fark ettim geçerken sizede bir uğrim dedim" bu ne salakça soru ya!

Arkadan kapının açılmasıyla hoca geldi ve sınıfı yerine oturttu ben hariç... Sakin ol Hilal bir şey yok sakiiin.

Hoca"Hoş geldin kızım. Sen yeni öğrenci olmalısın bize biraz kendinden bahset"

Gülümsedim,önce hocaya sonra sınıfa döndüm "Ben Hilal Asena Kara." dedim ve hocaya döndüm.
Hoca"Bu kadar mı?"
"Bu kadar" Yani daha ne diyim adımı söyledim yeter fazlası özel hayata giriyor ve bu da sınıfı ilgilendirmez.
Hoca "Peki neden buraya nakil aldırdın kimse durduk yere ikinci dönemde nakil almaz?"

Başladı benim mesai. Gülümsedim ve konuşmaya başladım "Ankara'dan buraya taşındığımız için mecburiyetten nakil almak zorunda kaldık."

"Niye taşındınız peki? Ordaki okullar seni kabul etmediği için mi?"diyip güldü kapı tarafında en önde oturan kız.

Gülümsemeye devam ettim "Ha sen sınıfın boş boğaz şaklabanısııın ahaha esprilerine biraz daha özen göster tatlım yeterince ilgi çekmiyorsuun" dedim gıcık gıcık gülümseyerek.
Sınıf birden gülmeye başladı, hiç haz etmem şu ergenlerdende.

Hoca "Tamam bu kadar yeterli cam kenarında arkadan ikinci sıra Mustafa'nın yanı boş oraya geçebilirsin"

Hemen geçtim yerime daha fazla tahtada cezalandırılan öğrenci gibi durmak istemiyordum.

"Aramıza hoş geldin Hilal" diyip elini uzattı.
"Hoş buldum, Mustafa" diyip elini sıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MahzenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin