Sarışın Güzel ve Kumral Güzel

47 2 0
                                    

Gözlerini sıkı sıkı kapatıp içinden geri sayım yapmaya devam etti kadın, heyecandan neredeyse ölmek üzereydi. Onu doğuran kadını görecekti daha ne olsundu? Beş, on, yirmi, kırk..dakikalar birbirini kovalıyordu fakat "Annem" diye seslenmek için can attığı kadından ses seda yoktu. Ağzına gelen kan tadıyla dakikalardır dudaklarını koparırcasına soyduğunu fark etti kadın. Derin bir nefes aldı, ardından dudağını yoklamaya başlamasıyla birlikte eline gelen kanla beraber hıçkırması bir oldu. Hıçkırdı hıçkırmasına ama göz yaşları ona darılmışcasına dökülmüyordu narin yanaklarından. Aslında ağlamak için can atıyordu, çünkü biliyordu ağlasa sorunlarıda göz yaşlarıyla beraber akıp gidecekti. Biliyordu kadın, çünkü hep öyle olurdu. Bir gün ağlardı ve ertesi gün tüm acıları adeta yok olurdu, aslında olmazdı içinde bir yerlerde hep kalırdı ama anlamazdı ki kadın. Saftı, şefkat doluydu kalbi; bilirdi o kalbin fazla acıyı kaldıramayacağını. Kalbide bunu bilircesine unuttururdu acılarını, diye düşünürdü kadın lakin gerçekler böyle değildi. Kadın, başkasının acılarını dinleyerek sustururdu kalbini; uzağa gönderirdi acılarını, daha doğrusu gönderdiğini sanardı.

Güneş batardı, etraf susardı; acılarıyla baş başa kalırdı.

Tekrardan saatine baktı kadın, anlamıştı gelmeyecekti görmeden deli gibi sevdiği annesi. Elleriyle yüzünü sıvazladı, "Elbette" diye fısıldadı kendinin bile duyamayacağı bir ses tonuyla "Elbette vardır bir nedeni, neden gelmesin ki."dedi beş senedir kendine defalarca söylediği çaresizlik kokan cümleleri..

En sonunda gözünden bir damla yaş döküldü, "Sonunda." dedi kadın lakin göz yaşları tekrardan küsmüştü güzel kadına..

Garsonun ısrarlı dürtmeleri ardından uyandı, sarışın güzel. "Bayan, lütfen uyanın. Kapatıyoruz, üzgünüz ama artık gitmek zorundasınız" kadın sabah sabah ne kapatması diye düşünürken zifiri karanlık kadını şaşkına uğrattı. Saatlerce kokusuna hasret kaldığı annesini beklemişti, sonuç her sene olduğu gibi; hüsrandı..

Sonuç olarak her zaman yaptığını yaptı, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip ayağa kalktı.

O her şeye rağmen hep annesini beklemişti, hep bekleyecekti..

~

Kulaklığında kulaklık, elinde çikolata salıncakta daha hızlı sallansa huzura kavuşacakmış gibi sallanarak acısını dindirmeye çalışıyordu kadın. Gittikçe dahada hızlanıyordu güzel, hızlandı hızlandı.. Kendinden geçmiş bir şekilde, durmaksızın hızla sallanıyordu.. En sonunda kendini toprağın üstünde buldu, anında göz yaşları dökülmeye başlamıştı kadının pembe yanaklarından. Gören hızla yere çarpması sonucu oluşan, kolları ve dizlerindeki yaralar sayesinde ağlıyor sanardı ama gerçek şuydu ki; kadın çaresizliğine ağlıyordu.. Yalnızlığına ağlıyordu.. Oysa ki kollarındaki,bacaklarındaki birde karnındaki yara umru bile değildi ki. Tekrardan açtı babası olacak o adamdan gelen lanet mesajı. "Müdürün aradı, olaya karışıp bıçaklanmışsın. Nasıl olurda böyle bir olaya karışıp adımı lekelersin, insanlara aslında benim çocuğum olmadığını sana acıdığım için seni yanıma aldığımı bu yüzden böyle fevri davranışların olduğunu artık seni evladım olarak görmeyeceğimi beni hayal kırıklığına uğrattığını söyledim. Söylediklerimi ezberle, sorarlarsa sende aynen bu şekilde anlatacaksın. Seni yatılı okula gönderiyorum." Nasıl bir baba evladına böyle bir şey söyleyebilirdi, nasıl böyle bir şey yaptırabilirdi? Ama babası aynen böyleydi. Hiçbir zaman onu sevmemiş hatta onu kendine bir yük olarak görmüştü babası denilecek o adam. Her şeye rağmen babasını severdi kadın, kopamazdı ondan. Nedenini bilmezdi lakin tüm bu davranışlara kin besleyemezdi, sadece kırılırdı. Çok, çok kırılırdı. Ağladığı nokta babasının bu davranışı bile değildi ki, bu davranışlara alışmıştı ki zaten kadın. Onun üzüldüğü nokta, yatılı okula gidecek olmasıydı, babasından ayrılacak olmasıydı; belki kimsesi olmadığındandı belki koca yüreğindendi ama babasını bırakacak olması ona korkunç bir acı veriyordu.

Tekrardan acıyla inledi kumral güzel, babasından nefret ederken bile onu nasıl bu kadar sevebilirdi?
Nasıl bu kadar güçsüz olabilirdi?

Sonuç olarak her zaman yaptığını yaptı, yüzüne o donuk ifadeyi yerleştirip tekrardan ayağa kalktı.

O nelere göğüs germişti, babasından uzak kalmayada pekala dayanabilirdi..

~Siz onlara kadın diye seslendiğime bakmayın, onlar sadece sevgisizlik yüzünden erken olgunlaşmış; iki küçük kız çocuğuydular.~


Bu benim ilk kendimi vererek yazdığım hikaye, umarım beğenirsiniz.
Lütfen beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yönleri söyleyin dediğim gibi ciddiye aldığım ilk hikaye hatalarımı yavaş yavaş düzeltmek isterim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sarışın Güzel ve Kumral GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin