17

978 43 1
                                    

Madison'un ağzından:

Koğuştan neredeyse çıkmıyordum. Harry , Hermione ve Ronald her halükarda gizli de olsa çıkabiliyorlardı. Bense bir aydır burada tıkılıp kalmıştım. Yine de Bayan Weasley'i seviyordum ve Sirius'u. Özellikle onunla tanışmak benim için çok büyük bir şeydi. Bu esnada Profesör Moody (hala ona Profesör dememem konusunda benimle tartışsa da.) içimdeki gücü bana kontrol etmeyi öğretiyordu. Kendimi iyice ilerletmiştim.

Fred ve George ile kalmak da inanılmaz eğlenceliydi. İnanır mısınız bilmem ama George , Evelyn'den hala deli gibi hoşlanıyordu. Bu durum Fred için çok sinir bozucuydu çünkü zaten çapkınlık ikizlerin her ne kadar kanında olsa da daha önce hiçbiri birinden cidden hoşlanmamıştı ama George'un birinden hoşlanması ,Fred için hiç hoş olmamıştı.

Büyükler bize yaptıkları planlar doğrultusunda hiçbir şeyi paylaşmıyordu. Sürekli gizli toplantılar gerçekleşiyor ve hiçbir şekilde dinleyemiyorduk. Bu durum koğuş üyeleri arasındaki güveni zayıflatıyordu. Gittikçe hemde.

"Hayır bekle bir saniye. Tanrım bunu bildiğime neredeyse eminim!"

Hermione gelecek dönemin derslerine şimdiden çalışmaya başlamıştı.

"Biraz ara ver Granger." Dedi Fred elindeki topu duvara fırlatıp tutmaya devam ederek. Hermione ona soğuk bir bakış attı. Kitabı karıştırmaya devam etti.

"Confundo!" Diye bağırdı Hermione.

Herkes ona kafayı yemiş gibi bakınca yüzündeki heyecan söndü.

"Karşındakinin kafasını karıştırmaya yarayan bir çeşit karanlık büyü olarak geçiyor." Diye devam etti.

"Neden hatırlayamadığımı anlamadım bu büyüye çok da yabancı sayılmam." Diye bitirdi. Hala kimse ona normal bakmayınca susup kitaba gömülmeye karar verdi. Sıkıntıdan ölüyorduk.
Aşağıdaki toplantı hala devam ettiğinden bir halt da edemiyorduk açıkçası.

Akşam yemeğinde güveç ve yanına çorba vardı. Molly mutfakta cidden çok başarılıydı. Elinden her iş geliyordu ve ayrıca bunun için büyüye ihtiyaç da duymuyordu.

Tonks'la pek konuşmuyorduk ama gözlerinin beni 7/24 izlediğinin farkındaydım. Bazen bana tıpkı annemmişim gibi bakıyordu ve benimle önemli konular hariç konuşmaya çekiniyordu. Hatta , benimle gözleri hariç hiç konuşmuyordu.

"Maddie , güveçte bir sorun varsa yeni bir şeyler hazırlayabilirim tatlım."

Oyalanmaktan başka bir şey yapmadığım tabağımdan başımı kaldırdım.

"Yemekler nefis Bayan Weasley , sadece bugün pek iştahlı sayılmam."

"Şuan yemek zorunda değilsin. Acıkırsan dolapta hala var." Dedi tatlı tatlı.

"Sağolun. Size afiyet olsun." Diyip masadan kalktım.

Ne iştahım kalmıştı ne enerjim.

Hep birlikte kaldığımız odada ders çalışıyordum. Hermione bana bitkibilim öğretiyordu her ne kadar toparlasam da biraz yardım fena olmazdı. Odaya Sirius girince ikimiz de yerimizden doğrulduk.

"Yo yo , rahatsız olmayın. Sadece , Maddie seninle konuşmayı umuyordum."

Sirius da ben de Hermione'ye baktık. Hermione de bir bana bir Sirius'a bakıyordu. Sonunda;

"Oh , evet tamam. Sizi yalnız bırakayım." Dedi ve odadan çıktı.

"Sorun ne?" Dedi az evvel Hermione'nin oturduğu koltuğa kurularak.

Ellerimi gergince kıpırdattım. Bu son derece gergin olduğum anlamına geliyordu.

"Bir şeyler yaptığınızı hissediyorum, bak Sirus ben gerçekten dokuz ay boyunca öldürülme korkusuyla orada tıkılıp kaldım hatta eğitim gördüğüm yerde iki tane ölümyiyen vardı. Canıma kastedecek her şeyin üzerine gittim ve kendimi korumaya çalıştım ama şimdi sırf beni korumak için aldığınız kararlardan haberdar olamamak beni güçsüz hissettiriyor. Sirius ben zayıflıyorum."

SILENCE / DRACO MALFOY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin