Bölüm 19

2K 60 101
                                    

Tekrardan selam canımın içleri umarım beğendiğiniz bir bölüm oluuur, bölüm sonunda görüşürük :))

"Gözlerimde sanki bir şey arıyormuş gibi bakıyordu."

Esenli okumalar 🕊

Nereye gittiğimiz hakkında hiç bir fikrim yoktu. Çantamı açıp içerisinden telefonumu çıkardığımda önce saate baktım sonra ana ekranı bir o tarafa bir bu tarafa çevirip durdum.

Ormanlık bir yola girdiğimizde içime kaçmış sesimle sonunda konuşabilmiştim. "Nereye gittiğimizi söyleyecek misin?"

"Zaferle Sinan'ı almış Cengiz, kendi adamıyla takas istiyor. O evde hiç güvenli olmadığın için de seni buraya getirdim. Poyraz'on da haberi var. " Dedi ve araba durdu.

Canım Zafer ve Sinan...

Etrafıma bakındığımda karşımda duran o mükemmel ev görüp görebileceğim en güzel dağ eviydi. Berat arabadan inip hızla gelip benim kapımı da açtıktan sonra eve doğru ilerlemeye başladık. Ahşap merdiveni tırmanıp evin kapısının önüne geldiğimizde Berat cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdik.

İçeride bizi hemen bir şömine karşılıyordu. Koltuk takımı zümrüt yeşili ve kadifemsi bir dokusu vardı. Her yer akşap eşyalarla dekore edilmişti ve çok güzel bir havası vardı. Bir duvar tamamıyla camdan yapılmıştı ve ormana bakıyordu. Harika bir manzarası vardı. Etrafa bakındığım sırada, "Odanı göstereyim." dedi ve ahşap merdivenlerden çıkmaya başladı. Peşinden ilerliyordum. Üst katta altı tane kapı vardı. Üçü sağ tarafta üçü sol taraftaydı. Sağ tarafındaki en son kapıya ilerleyip kapıyı açtığında bende arkasından içeri girdim.

"Ben işe nasıl gideceğim?" Diye mırıldandım.

"Gitmeyeceksin." Dedi otoriter bir sesle. Odadaki perdeleri kapatırken.

"İyi ama-" diye başladığım cümlemi kesti ve bana döndü,"Cengiz denen o piç belki de her gece sana nasıl zarar vereceğini planlıyor ama sen işe gitme derdindesin öyle mi? Saçmalama istersen." Dedi ve kaşlarını kaldırdı.

Zort oldun mu?

Maalesef.

"Bende öyle düşünmüştüm." Dedi, tebessüm etti ve arkasını dönüp merdivenlerden inerken, "Karşındaki oda Zeynep'in ve odasına girilmesinden nefret eder. Zeynep'in cırcır sesini asla tavsiye etmem."

Hah! Bende ölüyordum Zeynep'in odasına girmek için!

***

Başımdan aşağı akan sıcak su tüm vücudumun gevşemesine sebep olurken mayışmıştım. Hemen uyumak istiyordum. Duşakabinin içerisinden çıktığımda banyo dolabını açtım ama havlu yoktu. İçerisi bomboştu. Ciddi olamazsın?

Çırılçıplak bir halde banyonun kapısını aralayıp odamın içerisine baktığımda kimsenin olmadığına emin oldum. Banyodan çıktığımda gardolabı açtım. Lanet olsun Efsun!

Şimdi ya öylece kurumayı bekleyecektim ve eski çamaşırlarımı ve kıyafetlerimi geri giyecektim ya da Berat'tan kıyafet ve havlu isteyecektim. Çırılçıplaksın Efsun!

Kapıyı hafif aralayıp kafamı uzattığımda, "Beraat! Beraaaat!" diye bağırdım.

Gelen seslerden merdiven basamaklarından çıktığını anlamıştım. Tam odamın kapısının karşısında durduğunda başımın üstünden bir yere bakınca gözleri irice açılmış ve hızla başını eğmişti. Ne olduğunu anlamamıştım.

"Kıyafet getireyim ben sana." Dedi ve hızla bir odaya girdi. Kıyafete ihtiyacım olduğunu nereden anlamıştı.

Kapıyı kapatıp kapıya yaslandığımda bulunduğum yerin çaprazında bir boy aynası olduğunu fark ettim. Tam şuan da camdan atlayabilirsin bence.

Hayır. Hayır. Hayır. Berat çok yanlış şeyler gördü Efsun. Sus. Sus. Bak cam şurada.

Utançtan yerin dibine girmek isterken kapı tıklatılmıştı ve kapıyı çok az aralayıp kolumu dışarı uzattığımda elime koyulan kıyafetler ile hızla kolumu çekip kapıyı kapattım ve kilitledim.

Hayatım boyunca hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyordum. Yüzümün alev alev yandığını hissediyordum. Verdiği kıyafetleri yatağın üzerine bıraktığımda havluyu üzerime sardım. Bir tişört ve bir dar paça eşofman altı getirmişti. Yatağa oturup yüzümün kızarıklığının geçmesini bekledim ama sanırım günün geri kalanını böyle geçirecektim.

***

Giyindikten sonra bir saat boyunca odadan çıkamamıştım. Karnım guruldamaya başladığında odamdan çıkma kararı almıştım. Derin bir nefes alıp odadan çıktım ve sessizce aşağı indim. Berat koltuklardan birine uzanmıştı. Gözleri kapalıydı. Umarım uyuyordur.

Sessizce dolabı açtım ne yemek olduğunu kontrol ettim. Ocağın üzerindeki tencereye baktığımda pilav vardı. Sessizce kendime bir tabak çıkartıp tabağıma pilav doldururken arkamda duyduğum ses ile vücudumdaki tüm kan yanaklarıma hücum etti.

"Fırında köfte de var. Seni bekledim ama gelmeyince ben yedim yemeğimi. Afiyet olsun." Dedi ve elindeki kola dolu bardakla tekrar uzandığı yere gitti ve kumandayı eline alıp televizyonu açtı.

Fırındaki tepsiyi çıkartıp pilavını yanına üç tane köfte koyup dolaptan da yoğurt çıkardım ve pilavını üzerine iki kaşık koyup. Hızla mutfak kapısından bahçeye çıktım. Hava kararmıştı. Havuz çok güzel gözüküyordu.

Havuzun yanındaki şezlonglardan birine oturup hunharca yemeğimi yemeye başladığımda odamdan çıkmadan cebime koyduğum kulaklığımı çıkarıp kulağıma taktım, yirmi7'nin "Muhtemel Aşk" şarkısını dinlemeye başladım.

Muhtemel aşk için,

Aşk güzel şeydi Poyraz öyle söylemişti ben daha önce hiç aşık olmamıştım. Lisedeki Mert'i unutmyalım. Sus sus. Kendi düşünceme 'nıç nıç' yaparken o tanıdık koku geldi bir anda.

Virane oldum.

Poyraz yaralandığı zaman tüm ailesiyle birlikte odada konunun bana gelmemesi için dua ettiğim sırada Berat'ın arkasında dururken burnuma gelen o tanıdık koku. Evet bu babamın kokusuydu. Bergamot ve sigara... Ağlamamak için hemen gökyüzüne çevirdim gözlerimi.

Bir anı aşk ömrüme,

Yanıma gelip oturduğunda kulaklığımın birini alıp kulağına taktı ve bir rüzgar esti içim titremişti aniden soğuk olmuştu.

Divane oldu.

Berat'ın beni izlediğini hissetmiştim. "Ne o çok mu güzelim." Dedim gökyüzünü izlerken zihnimi dağıtmaya çalışarak.

Muhtemel aşk için

"Evet." Dediğinde gözlerimi gökyüzünden alıp ona baktım.

Virane oldum, aman aman...

Gözlerimde sanki bir şey arıyormuş gibi bakıyordu. Tebessüm edip aniden bir rüyadan uyanmış gibi hemen gözlerini gökyüzüne çevirdi o da ve derin bir nefes aldı. Gülümsüyordu. Neye gülüyor Efsun? Bilmem. Onu izlemeye devam ettim.

Bir anı aşk ömrüme,

"Ne o çok mu yakışıklıyım?" Dedi övünerek ve tekrar bana baktı. Gülümsedim, gözleri dudaklarıma kaydı bir iki saniye sonra tekrar gözlerime bakmaya devam etti. "Imm... Olabilir belki birazcık."

Divane oldu...

Deyip ayağa kalktım ve içeri girdim. Birazcık mı! Çarpılacaksın Efsun.

Bölüm Sonu

Hellöv yine ben öncelikle bölüm hakkındaki düşüncelerinizi minik de olsa yazarsanız çok sevinirim lütfen belirtin.

Eveet bir şeyler değişti efenim umarim beğenirsiniz -duştan sonraki kısım rezaletti kdmwldmsleöfl neyse- kendinize iyi bakın bir daha ki bölümde görüşmek dileğiyle muuuah ^^
















DESİSE | +18 (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin