Ağaçların arasından ilerleyen genç, fısıltı sesleri ile olduğu yerde durup etrafına baktı. Gözlerini kısıp etrafı taramış, kimseyi görememesi ile de yoluna devam etmişti ki birkaç adım attıktan sonra kendisine seslenilmesi ile tekrardan bakmış sonra da sesin kaynağını bularak kafasını yukarı kaldırmıştı.
"Peri Hwang. Nereye böyle?" Diye soran Han Jisung Süpürgeye yan bir şekilde oturmuş sırıtarak tepesinde süzülüyordu.
"Defol git başımdan Han." Hyunjin gözlerini devirerek yürümeye devam etmişti.
"Sana verilen görevleri yaptın mı?" Diye sordu Jisung Hyunjin'in tavrını umursamadan. "Duyduğuma göre bir cadı ile beraber yapmanız gereken görevler de varmış." Jisung ucunu tuttuğu süpürgesi ile süzülerek Hyunjin'in yanına doğru inmiş yanında uçarken konuşmuştu.
Hyunjin ifadesini bozmadan Jisung'a baktı.
"Yani? Bu seni neden ilgilendiriyor." diye sordu. Jisung omuz silkmiş ellerini süpürgeye dayayarak Hyunjin'e doğru eğilmişti.
"Belki benim yardımıma ihtiyacın vardır diye düşündüm." Dedi alaycı sesiyle. Hyunjin tekrar gözlerini devirmiş daha fazla yanındaki cadıyla muhattap olmamak için zarif bir hareket ile yerinde zıplayarak turkuaz rengi kanatlarını ortaya çıkarmış, ağaçların arasından hızla yükselmişti. Jisung bir kaç saniye onu izlemiş ardından süpürgesine düzgünce oturarak onun peşinden gitmişti.
"Peşimi bırak artık, senin yardımına ihtiyacım yok." Hyunjin'in sert sesi ile Jisung bir kaç saniye duraksamış ardından tekarar hızlanarak Hyunjin'e yetişmişti.
"Bana biraz peri tozu verirsen sana yardım ederim." Jisung'un sözleriyle Hyunjin olduğu yerde durdu ve Jisung'a döndü.
"İstemiyorum kelimesinden ne anlıyorsun? İstemiyorum çok basit. Seninle yapmak istemiyorum."
Hyunjin'in gittikçe yükselen sinirli sesine karşı Jisung yalandan dudaklarını büzdü. Neden kendisinden bu kadar nefret ettiğini anlamıyordu. Kendisi de onu pek sevmiyor olsa da Hyunjin kadar sert davranmıyordu ona karşı. Genelde her şeyi alaya alan taraftı kendisi.
"Çok üzüldüm şu an. Kalbimi kırıyorsun ama beraber yapardık tüm görevlerini. Sırf seni düşündüğümden diyorum, cadılar pek sevmiyor ya seni o yüzden. Benden başka sana katlanabilecek bir cadı bulamazsın." Hyunjin alaycı bir şekilde sırıttı. Jisung'a yaklaşarak onu yakalarından kavradı.
"Perilerin hiç biri sana toz vermek istemedi değil mi? O yüzden benim peşimdesin. Çünkü kim senin gibi bir cadıyla uğraşmak istesin ki? Beni ikna edip tozumu alacaksın ve püf" elleri ile patlama olur gibi yaptı. "Yok olacaksın."
Jisung ısrarlarına rağmen hala onunla inatlaşan Hyunjin'e karşı sinirlenmeye başlamıştı. Gevşek bir yapısı vardı fakat Hyunjin onu sinir edebilen tek kişiydi. Bu yüzden bir şekilde Hyunjin'i sinir etmek hoşuna gidiyordu.
"Fiziksel yemin edelim o zaman?" Jisung'un söylediklerine karşılık Hyunjin tek kaşını kaldırdı. Ciddi miydi bu cadı? Fiziksel yeminin geri dönüşü yoktu.
Fiziksel yemin büyülü iki varlık arasında yapılırdı ve üzerine yemin ettikleri şey ne ise sözleri yerine getirilmezse yok olurdu. Bir daha geri getirilemez, kullanılamazdı.
"Ne üzerine yemin edeceksin?" Diye sordu Hyunjin ciddi bir şey değilse onun sözüne güvenip yemin etmeyi düşünmüyordu.
Her ne kadar dışarıdan Jisung'a asla güvenmiyormuş gibi gözükse de içinde bir yerlerde Jisung'un verdiği sözleri tutacağına inanan bir taraf da vardı.
"Âsama karşılık." Meydan okurcasına sırıttı Jisung. Hyunjin şokla gözlerini büyütü. Hiç bir cadı asası olmadan büyü yapamazdı. Bu da demekti ki Jisung sözünde çok ciddiydi.
"Peki" diyerek kanatlarını kapatmış ve kendisini yer çekimine bırakmıştı. Bu hareketine karşılık ona şaşkınca bakan Jisung süpürgesini düzeltti ve hızla aşağıya doğru sürmeye başladı. Hyunjin'in yere değmesine az bir mesafe kala onu belinden kavradı ve yan bir şekilde süpürgesine oturttu. Ardından yavaşça yere indi.
"Ne yapıyorsun?" Hyunjin onun yaptığı şeye karşılık şaşkınlıkla sordu.
"Yere düşmene engel oldum. Rica ederim." Jisung masumca söylediğinde Hyunjin onun bu saflığına gülmüş ve belindeki elden kurtularak süpürgeden atlamıştı.
"Benim kanatlarım var farkındasın değil mi?" Jisung aptallığı karşısında gözlerini kaçırarak ensesini kaşımış daha sonra süpürgesinden inmişti. Süpürgesini yere bırakıp Hyunjin'e doğru ilerledi.
"Haydi et yeminini." Elini karşısındaki zarif çocuğa uzatırken konuştu.
Hyunjin de elini Jisung ile birleştirdiğinde karıncalanan elini umursamadan konuşmaya başladı.
"Ben peri Hwang Hyunjin Cadı Han Jisung'a anlaşmamız karşılığında peri tozlarımdan vereceğime kanatlarım üzerine yemin ederim."
Jisung şaşkın bir ifade ile Hyunjin'e baktı. Bunu beklemiyordu. Hyunjin'in kanatlarının güzelliği başka hiç bir peride yoktu. Hyunjin'in kanatlarına olan düşkünlüğünü de bildiği için kanatları üzerine yemin edeceğini düşünmemişti.
"Ben cadı Han Jisung." Şaşkınlığını atlattıktan sonra konuşmaya başladı cadı olan. "Peri Hwang Hyunjin'e anlaşmamız süresi boyunca her konuda yardım edeceğime asam üzerine yemin ederim."
Kırmızı bir ışık birleşen ellerini yılan gibi sararak ikisinin de kolundan tüm vücuduna yayılmaya başladı. İkisinin de gözleri kırmızıya dönerken kalplerinde bir sıcaklık hissettiler. Kırmızı renkli ışığı gözleri ile takip ederek göz göze gelen ikilinin ise kalp atışları hızlanmaya başlamıştı.