Ses çıkaramamıştım. Her konuşmasında tekrardan aşık oluyordum. Şu an bu atraksiyonun içinde aşktan bahsetmek vurdumduymazlığa girdiğini biliyorum. Fakat ne yaparsa yapsın her hareketinde beni kendine bağlıyordu. Abime karşı benimle direnecek olması zaten bana yapılabilecek en iyi şeydir.
Kısa süre sonra abimin dediği yere gelmiştik. Gerçekten de çok kuytu yerlerdi. Kesinlikle tek başına gelen birinin buradan kurtulma imkani yoktu. Merak ettiğim bir şey daha vardı. Abimler kavga edecek baska yer bulamamışlar mıydı?
"Abimle önceden kavga edecek başka yer bulamadınız mı? "
"O konuyu deşme de acele edelim. Abini kızdırmaya gerek yok."
Acaleyle abimin dediği yere girdik. Yanımda Baran olmasına rağmen içeri girdiğim anda irkilmiştim. Gerçekten de abimden çok ortam korkutuyordu. Boş, sessiz, karanlık, kırık camlı bir yerdi. Filmlerde cinayet işlemeye götürdükleri yere benzemiyor değildi.
" Evet abi şimdi sana sormam gereken birseyler var. Ama lütfen doğru cevaplar ver. " diyip söze atılan ilk ben olmuştum.
"Evet dinliyorum fakat benim de sonra sana diyeceklerim var. "
"Başta Baran meselesine gelelim. Kusura bakma abi ama Baran bana gerektiğinde abi gerektiğinde anne gerektiğinde "BABA " gerektiğinde sevgili oldu. Sen bizim görüşmememizi isteyebilirsin. Hatta diyeceğin şeyi de biliyorum. " senin iyiliğini istiyorum. " diyeceksin? Yalan mı? Ama ben onu bırakmam bırakamam. Eski sevgilin vardı. Hatırlar mısın? Hani adı Delpin'di. Sen onun için gece gündüz ağlardın. Görmesem bile duyardım ben yan odadan. Onda sen neler çektin? Her gördüğün kızda Delpin'de olan bir özelliği aramadın mı? Ne acılar yaşadın? Kaç kere yeni insan arayışına girdin? Ama hala seviyorsun biliyorum. Çünkü bir insanı senin elinden çekip alınınca ulaşılmayacak gibi durana daha çok ulaşma isteği oluyor. Eğer beni ondan, onu benden almaya kalkarsan emin ol ki hayatında benden hiç görmediklerini görürsün. Bu birincisi. Bunun hakkında görüş bildireceksen söyle bildirmeyeceksen ben direk 2. Konuma geçeyim. "
"Sen nasıl hissederdin kendini? Kardeşim dediğim insan canımdan çok değer verdiğim kardeşimle çıkmasına? "
"Abi eğer sen bize engel olmaya kalkmazsan herşey daha güzel olabilir. Bırak peşimizi abi. Ben kimsede görmediğim mutluluğu Baran ile yaşadım. Beni düştüğüm çukurdan çıkarttı. Siz eski dostluğunuzu koruyun. Bizde yine eskisi gibi birbirimize sarılacak kol, ağlayacak gövde olalım. "
"Biliyorsun. Ben senin her dediğine her zaman evet demişimdir. Ama zarar görmenden korktum. Sen nasıl istiyorsan artık sana karışmıyorum. "
"Bu konuları bırakıp esas konumuza geçelim mi Alara? "
"Eveet.... geldik esas konumuza. Konu babam abi! "
Bana sinirli bir biçimde bağırmaya başlamıştı. Konuyu tam olarak bilmiyorum sanıyordu fakat bu kadar sinirlenmesi ilerleyen dakikalarda kavganın daha fazlalaşacağının habercisi olmalıydı. Aynı fırtına öncesi sessizlik gibi.
"Abi bak bağırma. Sakin sakin konuşabiliriz. "
"Baran sen dışarı çıkar mısın? "
"Çıkmasına gerek yok. Konuyu o da biliyor. "
"Çıkarım ben. Siz abi kardeş konuşun. "
"Sana dur diyorum!! "
Gerçekten çok sinirlenmiştim. Herkes şaşırmış olmalıydı ki bir süre sessizlik olmuştu. Geveze biri olaraktan sessizliği bozan ilk kişi ben olmuştum.
"Ortamı germenin anlamı yok. Abi sana birşey sormam gerek?"
"Sor bakalim bekliyorum hadi. "
"Kardeşim dediğin birinin babasının canını almaya utanıyor musun? Kusura bakma ama abi babamın vefat etmesinde de en büyük suç senin. Babamın arkasından döktüğün her bir gözyaşında kendini suçlu bulmadın mı hiç? Yazık değil mi abi? Neler yaşadık sen biliyorsun? Ne acılar çektik. Bunların hiçbirinde kendini suçlu bulmadın mı? Bana doğruları anlat. Yaşadığınız herşeyi anlatmanı istiyorum. "
Abim anlatmaya başlamıştı. Kendini savunacak hiçbir tarafı yoktu zaten. Ne kadar mırın kırın etse dahi neyin ne olduğu apaçık ortadaydı zaten. Hepsi Baran'ın anlattıklarıyla aynıydı. Bu demek oluyordu ki Baran'ın anlattıkları doğruydu. Ama asla bu işin peşini bırakmayacaktım. Konu babam olduğu sürece karşıma herkesi alabilirdim.
"Kimse peşimden gelmesin. Ben gidiyorum. Emin olun ki ben bu işin peşini bırakmayacağım. "
"Gidemezsin. Baran sen bu kızın yanından 1 dakika bile ayrılma. Olaylar karışık. "
"Tabiki de. Hep yanında olacağım zaten.
"Nedenmiş o abi? "
"Olaylar karışık. Lütfen dediğimi yap. Başına bela gelmesini istemem."
"Öyle mi abi? O belalı işlere girerken hiç sordun mu bana? Dedin mi Alara'nın başına birşey gelir yapmamam gerek ya da bunlar belalı insanlar yaklaşmamam gerek falan dedin mi? Peki başında bana sordun mu? Peki şimdi beni neden koruyorsun?"
"Sana dediğimi yap diyorum!"
Abim öyle bir bağırmıştı ki korkmuştum. Gerçekten abimi ilk defa bu kadar sinirli görüyorum desem yeriydi. Ama haksız da değildim. Sonuçta kendi yaptığı hatalar neden beni ilgilendirmek zorundaydı? Uzun zamandır Ada ile görüşmemiştim. Uzun zaman derken 1 hafta fala oluyorfu fakat bizim ayrı kalma standartlarımıza göre gerçekten uzun zaman dilimine giriyordu. Buradan çıkar çıkmaz buluşmalıydım. Herşeyimi bilen tek arkadaşımdı.
"Sakın arkamdan gelme Baran. Arkadaşımla bulunacağım. "
"Gelmek zorundayım. "
"Tamam o zaman gideceğiniz yerde dışarıda seni bekler. Bu arada ben uzak durman gereken kişilerin fotoğraflarını Baran'a atacağım. Dikkatli olun. "
Ses çıkarmadan dışarı çıktım. Abim gerçekten sevilecek insan değildi. Ama arkadaşım yani en yakın arkadaşım olan Ada nasıl abime aşık olabiliyordu anlamamıştım. Arkamdan yankılanan bekle sesiyle irkilmiştim. Tabiki de beklememiştim. Arabanın yanına geldiğimde kilitli olduğu için bir süre Baran'ın gelmesini bekledim. Ne kadar pislik bir insan modeliydi? Sonuçta bu kadar lüks bir arabanın uzaktan algılayan anahtarı mı yoktu? Yoksa pisliğine mi açmak istemiyordu? Tabiki de pisliğine yapmış olmalıydı. Yanıma geldiği zaman hiç konuşmadan arabaya bindim. Zaten yoldaki süre dahilinde de hiç konuşmamıştık. Sadece ben gideceğim yerin adresini verirken dilimden birkaç kelime dökülmüştü. Zaten onun dışında konuşacak neyimiz kalmıştı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN? #Wattys2016
Novela JuvenilGünden güne kayboluyordu kız. Kendi acısında yanıp kavruluyordu. Kim isterdi ki böyle yaşamayı? Babasız, annesiz... Yoktu onun hayatında kimsesi. Eğer nefes almak yaşamaksa, evet yaşıyordu o da. Eğer bu yaşamak sayılıyorsa. Bu kadar mutlu gezenlere...