Akşam üstü olduğunda Jackson ve Jimin gitmişlerdi. Jackson bir süre sonra yanıma tekrar geleceğini söylemişti. Ben de yalnız başıma düşünmek için vakit bulabilmiştim.
Hazırladıkları kahvemi batan güneşe bakarak yudumlarken aklıma birkaç gündür yaşadıklarım gelmişti.
Kırmızı gözler... Bir süredir sürekli gözüme çarpan bu gözler de neyin nesiydi? İlk gün gece kulübünde görmüştüm. Hem de bizim masamızda. Alkollü olduğum için sarhoş olmama bağlamıştım. Ama aynı gün Tae'nin gözlerinde de emin olmak için suratının dibine kadar girdiğim zaman da aynı kırmızılığı görmüştüm.
Evimin önünde. Benden sakladıkları şeyden haberdarlardı. Bu yüzden beni yalnız bırakmak istemiyorlardı. Bu yüzden panik halindelerdi. Peki bu kırmızı gözler neydi? Kimdi?
Jungkook... Herkesi öptüğüm gibi mi öpmüştüm onu? O zaman beni nasıl bu kadar heyecanlandırabiliyordu? Ya da bu heyecana neden olan duygumun adı neydi? Çekici bulduğum için mi onun yanında, onu öperken bu kadar heyecanlanıyordum?
Öğrenmem ve anlamam gereken bir çok şey olduğunun farkındaydım.
Jimin'in bana söylemek istediği ve beni kaybetmekten korktuğu durum neydi?Her şeyi anlamak için bir şeye ihtiyacım vardı ama o şey neydi?
Güneşin son kırmızılıklarının günü terk edişini izlerken ve bunca şeyi düşünmeye çalışırken Jackson'ın arabasının yanaştığını gördüm. Dikkatimi ister istemez o tarafa yönelttim.
Peki bu insanlar, neden bana bir şey olacağından bu kadar endişe ediyorlardı?Jackson yanıma gelip karşıma oturdu. Öfkeli gözüküyordu.
"İyi misin?"
"İyiyim." Masada olduğumu fark edip bakışlarını masadan çekip gözlerime yönlendirdi. " Ben bu gece yanında olamayacağım. Bu senin için problem olmaz değil mi?"
"Olmaz tabi. Sıkıntı yok. Bakıcılık yapmak zorunda değilsiniz bana. Yetişkin bir insanım ben."
"Yani konunun yetişkinliğinle pek alakası yok ama... Tamam o zaman ben gidiyorum." diyip ayaklandı. Biraz uzanıp kolundan tuttum. Bakışlarını elime yönlendirdi.
"İyisin değil mi Jackson? Bir sorun yok?" Diğer eliyle kolunu elimden kurtarıp elimi ellerinin arasına aldı. Suratıma bakarak,
"İyiyim Vien. Sadece görüşmem gereken birkaç kişi var."
Başımı olumlu anlamda salladım, o da karşılık verip arkasını döndü. Ben de gidişini izlemeye başladım.
Bu durumu Jimin'e bildirmeli miydim? Gerek var mıydı? Sanırım yoktu. Hava serinlemeye başlayıp hava kararınca üstüme iyice battaniyeyi alıp koltuğa iyice kıvrıldım. O kadar güzel bir serinlik vardı ki kendimi ister istemez uykunun içinde buldum.
...
Saçlarımda hissettiğim dokunuşla gözlerimi yavaşça araladım. Karanlıktı. Bir elin parmaklarının saçlarımın arasında olduğunu hissedebiliyordum. Bir parfüm kokusu vardı ama daha önce almadığım bir kokuydu.
Gözlerimi daha çok açmaya çalıştım ancak ne kadar çalışırsam çalışayım kim olduğunu anlayamayacağım kadar siyahtı her şey. Sokak lambaları yanmıyordu. Ay bile yoktu bu gece.O an bir yabancının bana dokunduğu bilincine varıp yattığım kanepede debelenmeye başladım. Geri geri ilerlerken o da elini saçımdan çekmişti. Sadece gözlerindeki derinden gelen kırmızılığı görebiliyordum.
" Benim olana kadar uğraşacağım. Bir noktada benim olmak zorunda kaldığında kimse artık seni koruyamayacak." boğuk ve derinden gelen güçlü sesle yerimden kalkmaya çalıştım. Çok yakınımda olduğunu hissedebiliyordum. Üzerimdeki her yerime dolanmış battaniye bir türlü kalkmama izin vermiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Vampir Sevgilim | JJK
FanfictionHikayede +18 diyaloglar ve olaylar olacaktır. 18 yaşından küçüklerin okuması yasaktır.