5.

441 59 82
                                    

Jeongin ve Felix minik piknik sepetlerini ellerine almış Thomas'ın onları bıraktığı büyük dağ lalesinin üzerine oturmuşlardı.

Felix sepetten gül suyu şerbeti, minik parçalara ayırdığı meyve dilimlerini ve yaptıkları sandiviçleri çıkartırken Jeongin de piknik örtüsünü çiçeğin üzerine sermişti. 

Jeongin yiyeceklerin kutularını açarken Felix de gül şerbetini bardaklara dolduruyordu. Jeongin meyve tabağındaki minik böğürtlen taneleri den birini Felix'in dudaklarının arasına uzatmış, Felix ona gülümseyerek elindekini yediğindeyse elini geri çekmişti.

"Felix sen sihir yapabiliyor musun?" Sessiz geçen dakikalardan sonra yemeklerini yemeye başladıklarında Jeongin sordu.

"Çok fazla değil. Bitkileri kontrol edebiliyorum biraz da suyu. Peki sen?"

"Bitkileri büyütmek sihir sayılır mı?" Demişti Jeongin gülerken.  Felix onun gülüşünü bir süre izlemiş daha sonra 'bekle' diyerek çiçeğin üzerinden atlamıştı.

Bir kaç dakika sonra geri geldiğinde Jeongin merakla ona bakıyordu. Onun yanına çökmüş elindeki tohumu açarak diğer elini üzerine kapatmış ve elindeki enerji ile tohumun çiçeğe dönüşmesini beklemişti.

Çiçeği Jeongin'in kulağının arkasına yerleştirmiş ardından yanağından öpererek geri çekilmişti.

Jeongin parlak gözlerle kendisine bakan periye hayran hayran bakmış, dayanamayarak onu kendisine çekip sarılmıştı.

"Ya" dedi Jeongin "ben seni çok seviyorum." Felix gülümsemesini genişleterek kollarını Jeongin'in sırtında birleştirmiş çenesini omzuna yaslamıştı.

"Ben de seni çok seviyorum çiçeğim."

✨✨✨✨✨

Hyunjin ve Jisung saraya kadar başarılı bir şekilde girmiş, bir hizmetliyi  takip ederek Changbin'in odasını bulmuşlardı.

Hyunjin yatakta otururken Jisung da etrafı karıştırıyordu. "Bu ne ki?" Diyerek masanın üzerinderi daktilonun tuşlarına basmıştı. Çıkan sesle irkilerek geri çekilmiş , beyaz kağıdın üzerinde yazan 'C' harfi ile şaşırarak "Woaw" demişti.

"Hwang bak bu yaratık büyü yapabiliyor. Kağıda dokunmadan çirkin bir hilal çizdi.

Hyunjin ayağa kalkarak Jisung'un gösterdiği 'yaratığa' bakmıştı. "Dokunsam bir şey olur mu?" Diye sormuştu Jisung'a. Jisung şüphe ile ona bakmış ardından çizmesindeki asayı çıkarmış ve 'yaratığa' doğrultmuştu.

Hyunjin işaret parmağını tedirgince uzatarak bir tuşa basmıştı. Gelen 'tık' sesi ile irkilmiş ama bir şey olmadığını görerek bir kaç tuşa daha basmıştı.

"Ne oldu şimdi?" Dedi Jisung. Hyunjin ne olduğunu anlamak için masaya doğru yaklaşmıştı ki açılan kapı ile korkarak geriye çekildi.

Kaslı kısa boylu bir adam içeri girmiş, kendisini yatağa atmıştı.

"Trol prens bu mu? Trole benzer bir yanı yok bunun." Jisung yavaşça yaklaşarak Hyunjin'in kulağına fısıldadı. Hyunjin dibindeki çocuğa dönerek omuz silkti.

"Gidelim mi yanına?" Dedi yatakta oturan çocuğu kastederek. Jisung onu onaylayarak elini sırtına koymuş ve öne doğru yürümesini sağlamıştı.

"Yap hadi büyüyü." Dedi Hyunjin Jisung'un sırtındaki elini iterken. Cadı olan bu hareketine göz devirmiş ardından asasını ikisinin üzerinde çevirerek görünür olmalarını sağlamıştı.

Yatakta yatan çocuk karşısında beliren bedenlerle korkarak çığlık atmıştı ki Jisung onu doğrultarak hızla elini ağzına kapattı.

"Sakin ol. Sana zarar vermeyeceğiz." Diyerek elini yavaşça geri çekmişti ki Changbin yine çığlık attı.

Fairytale HyunsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin