Minho ve Chris minik kızı yıkamış temizlemiş ve giyindirmişlerdi. Daha sonra Minho aşağıya inerken Chris de üst kattaki odalardan birini çocuk odası olarak düzenlemişti.
Şimdi de Minho koltukta rahat bir pozisyonda oturmuş, göğsüne yatan kızın saçlarını okşuyordu.
"Odayı hazırladım." Diyerek yanına yaklaşan Chris'e baktı. Chris Minho'nun çenesinden tutarak burnuna bir öpücük kondurmuş daha sonra yanına oturarak onu göğsüne çekmişti.
"Hala bir ismi yok. Varsa da biz bilmiyoruz ona bir isim koymamız gerekiyor."
"Scarlet" dedi Minho. Uyuyan kızın saçlarını okşarken. "Onu çok güçlü bir cadı olarak yetiştireceğim. En az senin kadar güçlü olacak."
Kısa süre sessizlik içinde minik kızın mırıldanarak uyumasını izlemişlerdi. Ardından Chris Minho'nun boynunu öperek ayağa kalkmış bir süre raflara bakmış aradığı kitabı bulduğunda ise raftan çıkararak tekrar eski yerine oturmuştu.
Minho yanına gelen sevgilisine yaptığını anlamaya çalışarak bakıyordu. Chris sayfaları karıştırmış sonunda 'Buldum!' diyerek durmuş bulunduğu sayfayı okumaya başlamıştı.
"Sihir gücü olmayan bir insana sihir gücü kazandıracak büyü için yapılması gerekenler."
Minho onun söylediklerini algıladığında Skarlet'i rahatsız etmemeye çalışarak tek kolu ile Chris'i sarmış onu kendine çekerek yanağını öpmüştü.
"Onun cadı olmasına izin verdiğin için teşekkür ederim. Seni seviyorum."
"Ben de seni çok seviyorum." Chris kitabı kapatarak önündeki masaya koymuş kollarını Minho'ya sararak onu iyice göğsüne çekmişti.
✨✨✨
"Peşimi bıraksana küçük velet. Minho şu kızını al peşimden." Hyunjin ve Jisung yine Chris'in evine gelmişlerdi. Bu sefer yanlarında Jeongin ve Felix de vardı.
Hyunjin kahverengi deri koltuğa oturmuş bir yandan bitki çayını yudumlarken bir yandan da ters ters Scarlet'i izliyordu. Çocuk ona yaklaşırsa kanatlanıp kaçmayı düşünüyordu çünkü.
Felix ve Jeongin ise kendi dünyalarında takılıyorlardı daha çok. Bir süre kızıl saçlı kız ile yakalamaca oynamış, küçük kız sıkılınca Jisung'un peşine takılmış, onlar da Minho'nun hazırladığı küçük koltukta çay içerek kasabadaki canlıların dedikodusunu yapıyorlardı.
"Ona en ufak bir zarar verirsen kendini öldü bil Hanji." Minho omuzundaki yılanını beslerken kafasını kaldırarak bağıran Jisung'a baktı.
Minik Scarlet kısa sürede onlara alışmış, onları kendi ailesi gibi benimsemişti. Neredeyse 3 yaşında olan fakat yetersiz beslenmeden dolayı yaşıtlarndan çok daha ufak duran kız Minho'nun ilgisi sayesinde kilo almış, parlamıştı. Yeni yaşantısından oldukça memnundu.
Jisung sonunda dayanamayıp evden kaçtığında minik kız da kahkahalarla peşinden çıkmıştı.
"Laan!" Diye bağırdı Minho. Ve kucağındaki yılanı Hyunjin'in kucağına bırakarak kızının peşinden dışarı çıktı.
Hyunjin bir anda kucağına bırakılan yılanla gerilmiş ellerini kaldırarak kendini koltuğa bastırmıştı.
Jisung dışarı çıktığı gibi kapıya yaslı olan süpürgesine binmiş, evin üzerinde yükselirken dışarı çıkan çocuğa bakmaya başlamıştı.
"Iyyh seni küçük velet." Dedi aşağıda ona kollarını uzatan çocuğa karşı.
Daha sonra küçük çocuk dikkatini çeken kelebeğe doğru koşarken Jisung da süpürgeyle onu izliyordu.