1.0

85 7 0
                                    

Yorulmak içim illa fiziken bir şeyler mi yapılmalıydı?Ruhun yorgunluğu hangi kategoriye giriyordu?

Okulun ilk haftasını koleji be okulu dengeleyerek geçiriyordum.

Okuldan sonra koleje gidiyor ordanda gece on gibi çıkıyordum cumartesi yarım gün gidiyor pazarı da kendime ayırıyordum.

Alp'i sorararsanız hiç bir gelişme yoktu normal bir arkadaşı gibi konuşuyor bitiyordu.

Sabahın ışıklarından önce rütin bir şekilde kalkıp notlarımı ve bilgisayarımı alıp kumaş dar paça pantolonumu giydim onun üstüne şifon buz mavisi gömleğimi giyip beyaz sitilettomuda ayağıma geçirip otobüs durağına geçtim.Bugün o yazana kadar yazmıyacaktım.

Okula gelip derslere tek tek girip çıkışta da koştur koştur koleje gittim bu sırada telefonuma hiç bir şekilde ondan mesaj gelmedi.

"Dora hocam"

Bana seslenen kolejin müdür yardımcısı olan Halil beydi.

"Bu birebirlere bir öğrenci daha ekleme gibi bir şansımız var mı acaba?"

"Çok doluyum Halil bey"

"Biliyorum haklısınız ama lütfen matematiği hariç diğer dersleri çok iyi bir çare bulamamız gerek diğer hocalardan aldı ama bir türlü anlaşamadılar"

Kafamı salladım ve düşünceli şekilde birebir programına baktım.

"Tamam cumartesime alalım uzaman saat 14.00-17.00 e kadar uyar mı?"

"Çok iyi olur çok teşekkürler"

Kafamı sallayıp derslere girmeye devam ettim.
Her ders çıkışında telefonuma bakıyordum ama nafile yok atmıyor.Bu daha çok sinirimi bozduğu için bakmamaya karar verip etütseniz soru çözümüne başladım.

"Tamam hocam anlıyorum ama"

"Derin aması ne tatlım"

"Hocam bu problemler çok zor"

"Değil!anlaşılan sana konulardan önce bire birde problem anlaşmalıyım"

"Ayhh hocam çok iyi olur bakın siz anlattınız trigonometriyi tak anlayıp sorularını tak diye çözüyorum"

Diyip kıkırdayarak giderken uzun olan sırada teker teker soruları çözmeye devam ettim.

Nihayetinde soru çözümü bitince eşyalarımı toplayıp son otobüse yetişmek için hızlı adımlarla yürümeye başladım ki bana çalınan bir korna ile otorafa döndüğümde öğrencilerim içerisinde en hanım hanımlık olan dila ve sanırım anlattığı abisini gördüm.

Dila arabadan inip arkaya geçerken

"Hocam sizi bırakalım biz bugün ordan geçicez"

"Ben hiç zahmet vermiyim tatlım"

Bu sefer direksiyondaki adam nazikçe elini uzayıp

"Mustafa ben ve inanın hiç zahmet olma Buyrun lütfen"

Elimi sıkıp

"Dora"

Diyerek arabaya geçtim geçmesem kaçırdığım otobüsten dolayı eve yürüyerek girmek zorunda olucaktım.

Yok onların sorusu ile geçerken

Mustafa'nın aile şirketlerine baktığını ve benden üç yaş büyük olduğunu öğrendim.
Tutumuna bakılırsa oldukça terbiye sahibi  biriydi ne kabaydı ne de yobazdı ve anlaşılan dila için her şeyi yapardı.

"Burası sanırım"

"Teşekkür ederim"

Başını sallayıp bende arabadan inerken kapıya döndüm.Eve girdiğimde onlarda girince kendimi direk duşa attım.Duştan çıkıp elime telefonu aldığımda sadece çınardan ve gizemden Mesajlar vardı.

Bir gece masalı|Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin