17. BÖLÜM

4.5K 31 2
                                    

17. BÖLÜM











"Ben kaybettimde sen ne kazandın?"




İyi okumalar... Vote+Yorum beklerim.
:)






















....

"Bunun hesabını ödeyeceksin!" duyduğum sesle arkamı döndüğümde gördüğüm kişiyle ayağa kalktım. Kalkmamın etkisiyle sandalye devrilmişti. Tıpkı ayaktayken devrildiğimi hissettiğim gibi! Göz bebeklerim şaşkınlıkla açıldığında başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü...

İşte şimdi bitmiştim!

Her şey eskiye dönüyordu.

Her şey!

"Sen kimsin?" dedim boğuk çıkan sesimle. Uzuvlarıma kadar gerilirken kapana kısıldığım gerçeği tokat gibi çarptı suratıma.

Elindeki silahı bana tutmuş bu yabancıda kimdi?
Timur'un adamlarından biri miydi? Üzerindeki kıyafetler eski püsküydü orta yaşlarda uzun zayıf biriydi gözlerinin altı kıpkırmızı olmuş silah tuttuğu eli titriyordu.

Aramızda mesafe olmasına rağmen burnuma gelen iğrenç kokuyla yüzümü buruşturdum. Leş gibi içki kokuyordu bu mide bulandırıcıydı.
Elindeki silahı tutmakta zorlanıyordu hızla üzerime atılıp boynumdan kavradı beni. Sendeledim durumun şaşkınlığıyla bir çığlık koptu dudaklarımdan. Tek koluyla boynumu tüm gücüyle sıkıp tutmakta zorlandığı silahı kafama tuttu.

"O it beni mahvetti ve ben de onu mahvedeceğim."

Konuşmakta zorlanıyordu ağzını her açtığında kusma isteğim nüksediyordu. Keskin ve mide bulandırıcı bir koku yayıyordu.

"Kimsin sen," dedim tedirginlikle. Kafası yerinde değildi ve yapacağım bir hatam sonum olabilirdi.
"Bırak beni, indir o silahı. Cihat mı gönderdi seni?"

Nefes alışverişlerim hızlanıyor Gözlerim etrafımı tarıyordu. Cihat Beni bulmuşmuydu! Timur iti artık ensemdeydi. Aklımdaki düşüncelerle korku tüm bedenimi esir alırken kuruyan dudaklarımdan endişeyle döküldü cümleler.

"Sadece kendimi kurtarmak değil derdim. Onlar sizi de öldürecek.
Bir an önce herkes kaçmalı! Kafama silahı dayayıp beni onlara teslim etmekle eline hiç bir şey geçmeyecek! Bırak onu. Lütfen sadece ben değil sende öleceksin aptal!!!"

"Sizi mahvedeceğim," dedi adam yayvan yayvan konuşarak. Kelimeleri ağzında döndürüyor ara ara duraksıyordu.
"Hayatımı mahveden herkesi o iti de!"

"Ne diyorsun sen?" diye bağırmaya başladım. "Timur göndermedi mi seni?" Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra konuştu. Ağzını her açtığında kusma isteğim nüksediyordu.

"Nişanlından bahsediyorum. O hayatımı mahvetti ve ben de seni öldürerek onu hayatını mahvedeceğim!" Gözlerim şaşkınlıkla büyüdüğünde dudaklarım aralandı.
"Ne saçmalıyorsun sen?" diye sorduğumda kafama silahı iyice bastırdı. "Saçmalayan sensin!"
diye bağırdı.

Onu tahrik etmemeye çalışarak sesizliğimi korudum. Kafası yerinde değildi her an kafamı patlatabilirdi.

Fatih sesi işitmiş olacak ki koşarak yanımıza geldi. Derin bir nefes verdim. Bu izbe yerde tek değildim. Ve beni bu adama yem edecek kadar benden nefret etmiyordu Fatih. Ya da ediyordu. Bilmiyordum!

"Bırak lan o silahı!" diye bağırmaya başladı Fatih. Sinirle yumruk yaptığı elini sıktığında tedirginliğim yerini rahatlamaya bıraktı. Beni bırakmayacaktı.

+18 Tutsak MağdurlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin