18. BÖLÜM

"Bize empoze edilen hayatı yaşamamanın zamanı gelmedi mi?"
"Kendime kaçıyorum..."
İyi okumalar Vote+Yorumlarınızı beklerim. Bu bölümü sınır aşmak için yorumlar atan okuyucularıma ithaf ediyorum ♡
⏳
İçeri girdiğinde karşısında annesini görmeyi beklemiyordu.
"Hoşgeldin oğlum," başını sallamakla yetindi. Sinirliydi ve hiç kimseyle konuşmak istemiyordu."Adalet sofrayı kur, Fatih geldi." diye evin çalışanına seslendi Zehra Hanım. "Ben aç değilim. Size afiyet olsun." Annesi Fatih'i durdurdu.
"Niye sinirlendin bu kadar?"
Oğlu sorusuna cevap vermeyip hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp odasına girdi. Elindeki iş çantasını yere fırlatıp üstündeki ceketi yere savurdu. kravatanı gevşetip yatağının üzerine attı ve sinirle derin bir nefes aldı. Sinirliydi ve şu anda hiçbir şey sinirini yatıştıramazdı.Bugün az kalsın Azra ölüyordu ve buna kendi sebep olacaktı. İstemeden olsada Azra'nın tehlikede olması canını sıkmıştı. Sahi o adam o tetiği çekseydi ne olacaktı? Dayısına ne diyecekti? Kendi kuzenini korumaktan aciz damgası yiyecekti eğer bir şey olsaydı kendini suçlayacaktı. Sinirle derin bir nefes aldı.
Azra'nın yaptıkları onu şaşırtmıştı. Kafasına silah dayayan bir adamla nasıl öyle konuşurdu? Yarı sarhoş bir adamın kafasına dayadığı silahı yok sayarak nasıl hayatını tehlikeye atardı.
Basit bir şekilde çok ustaca adamı bir tekmede yere savurmuş ve adamın elindeki silahı sanki senelerdir silah tutmuş biri gibi tutmuştu. Gözlerinde gram korku yoktu. Gözlerindeki cesaret onunkinden bile büyüktü. Hissettiği telaşı paniği onun hissetmediği çok aşikardı. Bir kadınından beklenmeyecek tüm özelliklere sahipti.
Bugün bir erkeğin bile beş tanesini taşımakta zorlanacağı tuğlaları yedili sekizli beşinci kata kadar taşımıştı. Çevikti ve farklı bir auraya sahipti. Yıllardır görmediği kendisine anlatılan Azra'dan farklıydı. Sosyal medyasına yansıdığı kadar lüks içinde yaşayan gününü gün eden moda delisi bir kadın gibi değildi. Yaptığı her yemeği paylaşan ünlü gösteriş meraklısı bir aşçı gibi de değildi.
Ya da ortada bir paradoks vardı. Azranın dışarı farklı görünme çabası vardı. Belkide o sosyal medyadaki Azra değildi. O, onun yansıtmak istediği bir yüzdü. Bilmiyordu. Bildiği tek şey ona anlatılan ve gösterilen Azra'nın farklı oluşuydu. Israrla kendisi için Azra değilim demesi sinirini bozuyordu. Onun hakkında daha az şey duyup görseydi buna inanabilirdi ama inanmıyordu. Azra'nın özgür bir hayata erişmek için yalan söylediğini düşünüyordu. Buna çok emin olsa da bu kadar çelişki bir oyuncu için çok fazlaydı. Azra rol yapmakta bu kadar iyi miydi? Yoksa farklı bir durum mu vardı ortada.
Derin bir nefes aldı Fatih.
Ortada farklı bir durumun olduğunu seziyordu. Dayısının bahsettiği Azra o olamazdı. Bir kadın çantası yanında olmadan asla dışarı çıkmazdı. Bir kadın kıyafetini hiç uyumayan şalı yazın sıcağında boynuna dolamazdı.Ona basit ve sıradan demişti ama onunla olduğu her saniye hayatında hiç görmediği şeyler görüyordu.
Azra gerçekten farklıydı ve hayatında ilk defa kendi sözü üzerine söz söyleyen cesur bir kız görmüştü. Çıtkırıldım değil cesur bir kız.Oturduğu yerden kalkıp Pencerenin önünde durdu cebinden telefonunu çıkarıp adamlarından birini aradı. Karşı tarafın alo demesine fırsat vermeden direkt emirler yağdırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Tutsak Mağdurlar
Romance+18 Yetişkin içerik! Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde gözlerim büyüdü. Beni ilk defa öpüyordu. İlk defa... Öpüşü oldukça yumuşaktı kendinden geçmiş gibiydi. Karşılık vermeden karşısında utançtan renkten renge girdiğimde belimden kavrayıp sıkı...