14.05.2006
Elemle dolup taşan ve acı denen illetin her bir satırının ilmek ilmek içime örüldüğü anın tam ortasında kulaç atıyordum.
Gözlerim masadaki bedenleri canhıraş bir şekilde süzüyor, dudaklarım daha fazla ağlamamak için ahenkle bükülüyordu.
Ceza aldığım için tek ayak üstünde dururken,masanın başına tüneyen ve hiçbir şey yaşanmamış gibi yemek yiyen aileme kin dolu bir ifadeyle baktım.Şu an onları sevmekten çok uzak bir haldeydim.
Karnım acıkmıştı ve masanın üzerindeki çeşitli yiyecekler dudaklarımı yalamama sebep olacak kadar şahane gözüküyordu.İçimden aldığım cezanın son bulması için dualar ediyor,insaflı yanlarını bana göstermeleri için ufacık dahi olsa merhamet kırıntısı dileniyordum.
"Ben çok acıktım baba."diye konuştum isyankar bir tonda.Aslında katı tavrının biraz olsun yumuşamasını umut ediyordum ve içten içe bana kıyamayarak bu kararından vazgeçmesini..."Söz bir daha yaramazlık yapmayacağım,uslu uslu oturacağım.Sizi hiç üzmeyeceğim."
Yediğim dayak yüzünden yaşlar yanaklarımın üzerinde kurumuşken babam sessiz kalmaya devam etti.Çıtını dahi çıkartmadı.Ben de dudaklarımı yavaş hareketlerle dişledim ve bu kez de annemden medet umdum.
Hala daha kırık kalbimi sarmalayacak bir hareket bekliyordum lakin onlar beni kucaklamıyordu aksine onlara koşan küçük Alaca'yı geri püskürtüyorlardı.
"Anne."diye fısıldadım olabildiğine kısıkça.Ses tonumdaki kederler birleşmiş ve soğuk bir kaftan giyinmişti.
Annem yüzünü birkaç saniye bana döndürdü fakat hemen ardından düşmanıymışım gibi çatık kaşlarla kötü kötü baktı.Bu bakışlar altında ezilerek yaslandığım duvara sindim iyice.
Yediğim dayaklardan daha kötü hissettirdi annemin o bakışı...
Karşımdaki görüntüye kapılmamak için dirensemde babamın
ağzına koyduğu her lokmayı büyük bir zevkle yemesi ağzımı sulandırıyor, beni epey yoruyordu.Ayağım ağırmış,az önce yediğim okkalı tokat yüzünden yanağım fazlasıyla sızlamaya başlamıştı.
"Baba çok acıktım."dedim bir kez daha.Aslında bu büyük bir yakarıştı.Enkazımı görsün istiyorum.
Lakin o bana kör,sağır ve dilsiz oldu.
Umursamadı.
"Lütfen..."durmadan yalvarırken ona, en sonunda zehir gözlerini sinir harbiyle bana çevirdi.
"Cezalısın."sesi son derece katı çıkıyordu."Bugün yemek yemek yok!Boşuna vır vır edipte kafamı ütüleme."
Ardından iştahı kaçmış gibi peçeteyle dudaklarını silerek ayağa kalktı ve merdivenlerden yukarıya çıkarak gözden kayboldu.
Annemde,babam masadan kalkar kalkmaz sofrayı toplamaya başlamıştı.
"Anne,babam gitti gizli gizli yesem...Karnım çok acıktı."
Yasaklı kelimeler beyan etmişim gibi karşımdaki kadının yönü bana çevrildi.Adımları tam önümde durduğunda ise kulağımı sert hareketlerle çekerek bağırdı nadide ruhuma.
Kırıklarımı sarsın isterken daha da parçalara ayırdı benliğimi.
"Babanla papaz etme beni küçük şeytan baban ne dediyse o!"
Vücudumda duran izlere her geçen saniye yenileri ekleniyordu fakat en büyük yaralar asıl kalbimdeydi.
O yaralar gittikçe derinleşiyordu...Dipsiz bir kuyu oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alaca +18
RomanceOlur da görüşemezsek, Ölür de söyleyemezsek, Ben seni çok sevdim. Beni unut bunu unutma. (Can YÜCEL) ~ Not: Hikayemin tüm hakları saklıdır. 5846 sayılı Fikri Mülkiyet Kanunu gereğince eserin manevi ve mali hakları tümüyle tarafıma aittir. (Beli...