∆Your Blood My Soul / Part2

188 8 6
                                    

•Renjun kaçırılmadan 2 hafta önce

Bu dünyada her insan yaşadığı mutsuzluklar, sinirli halleri ve şansızlıkları için, kısacası her yaşadığı duyguya, gerçekleştirdiği her harekete bir bahane ve bir sebep bulabilirlerdi. Bunun sayesinde mutlu oluyorum gibi kafalarının içerisinde sürekli meşgul edip durdukları o havuzu asla büyütmüyorlardı. Sadece başlarına gelen her şey için bir neden aramakta üstlerine yoktu.

Haechan ise bu düşünceleri duyuyor olmaktan artık bıkmıştı. Bu güce sahip olmak bazen işine çok yarıyordu evet ama bazen o kadar nefret ediyordu ki aklına dolan düşünceleri yok etmek için elinden ne gelirse yapmaya hazırdı. Farkında olmadan yapıyordu ve durdurmak imkansızdı. Bu güç kendisine çoğu zaman baş ağrısı kazandırıyordu.

Haechan'ın ailesi doğaları gereği insanlar ile iç içe olmamalıydı, bu yasaktı. Ve onlara kendilerini göstermekte öyleydi. Annesi ne kadar insan olsa da bu yaşına dek asla insan arkadaşı, sevgilisi olmamıştı. Annesi de Vampir hayatına alışmış bir insandı zaten. Avrupa'daki kurallar gereği onlar ile yakınlaşmak ve birlikte olmak özel izin gibi bir şey gerektiriyordu. Ve kendileri Avrupa'dan Asya'ya göç etmiş ilk vampirler oldukları için bu kurallara daha çok uymalılardı.

Babası senede birçok kez Avrupa'ya gidiyordu ve bir hafta orada kalıp geriye geliyordu. Ailenin başında olduğundan dolayı hesap vermesi gereken kişiler vardı. Tıpki bu kaybolmalar gibi.

Bu kaybolma mevzuları da Avrupa ile başlamıştı, onlar tarafından kendilerine söylenen insanları kendi taraflarına götürmek ve onları başka bir emir gelene dek orada tutmaktı. Ama onlar sürekli insan isimleri göndermeye başlayınca bu kaybolmalar göze batmaya başlamış ve insanlar korkudan dışarıya çıkamaz hale gelmişlerdi. Bir nevi geçici karantina sürecine girmişlerdi.

Güvenlikler arttırılmış, her yerde silahlı polisler geziyordu. İşleri zorlaşsa da hep kurtulmayı başarmışlardı. Sessiz çalışıyorlar ve anında kayboluyorlardı. Haechan ve ailesinin hiçbir zaman insanlara zararları olmadığı için bu kaçırma işini zorla yapıyor olsalar da getirdikleri insanlar çok iyi imkanlar sunmaya çalışıyorlardı. Annesi de bir insan olduğundan dolayı onları rahat ettiriyorlardı.

Ancak ailesinde hayvan kanı ya da yapay kan kullanmaya başlayan yeni kişiler olduğu için insanları Saraydan daha uzak bir yerde büyük bir evde tutuyorlardı. Sabahları ve öğlenleri Saraya geliyor takılıyorlar ancak akşama kalmadan oraya geri dönüyorlardı. Kural böyleydi.

Bir vampirin elinde olmadan insana saldırması demek başlarına büyük bir bela almaları demekti bu nedenle insanlar da ölmek istemedikleri için kurallara uyuyorlardı.

"Haechan bu getirilen diğer insan. Onu da eve götürdük."

Düşüncelere boğulmuş bir şekilde okumadan önünde öylece açık olan parşömenden kafasını kaldırıp odasına gelene baktı. Babasının kendisine emanet ettiği işlere başladığında saat öğlen zamanıydı, ne ara akşam olmuştu? Demek ki çok fazla düşünmekten farketmemişti. Abisinin eşi Jeno'yu görünce kafasını sallayarak onu içeri davet etti.

Jeno yavaş adımlar ile kendisine yaklaşarak elindeki kağıdı ona uzatmıştı. İnsanları buraya getirdikleri anda genel kontrolleri ve bilgilerinin yazılı olduğu bir kağıt hazırlar ve bunu dosyaya koyarlardı. Gerekli bir şeydi ve babası istemişti. "Sağ ol Jeno."

"Bir konuya sıkılmış gibisin? Sorun ne?"

"Huh?" Tekrar dalgın hallerine geçiş yaparken kafasına dokunan bedene bskmıştı. "Ben iyiyim Jeno."

İnanmayan bakışları kendisine yollayan Jeno'ya karşı yalan söylemek imkansızdı. Büyük ihtimal ile kafasına dokunduğu anda neye sıkıntılandığını anlamış olmalıydı. Jeno dokunduğu insanın duygularını ve bu duyguyu yaratan geçmişini görme yeteneğine sahipti. Ama şu sıralar dokunmadan gerçekleştirmek için çalışmalara başlamıştı. Abisi ile antrenman yaptığını biliyordu. "Biliyorsan niye soruyorsun?"

§ 𝐑𝐞𝐧𝐇𝐲𝐮𝐜𝐤 𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬 §Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin