yine saat gece yarısına yaklaşırken gökyüzüne bakıyorum, yıldızları görmeye çalışıyorum. arkada çalan şarkı "sen benim söylenmeyen sözlerim" diyor. garip bir huzur var içimde aslında tam tanımlayamadığım. bu hissi seviyor muyum bilmiyorum. ama bir taraftan içimi ısıtırken bir taraftan beni deli gibi korkutuyor. bazen düşününce her şeyi başarabiliriz, istediğimiz her şeyi yapabiliriz gibi geliyor sonra düşünüyorum da ne ben külkedisiyim ne sen beyaz atlı prenssin ne de biz bir masalda yaşıyoruz. bir insanı düşününce nasıl hem deli gibi sırıtıp hem gözlerim dolabilir henüz çözebilmiş değilim ama çözeceğime inanıyorum. sen böyle uzun, duygusal, uğraşılmış şeyleri sevmezsin aslında biliyorum sana göre her zaman kısa ama anlamlı ve yapmacık olmayan şeyler daha önemlidir. ben de sevmem aslında bu tarz romantik şeyleri ama işte insan sevince öyle olmuyormuş, dünya üzerindeki tüm güzel sözleri sevdiği insana söylemek istiyormuş. senin yanında küçük bir kız çocuğu gibi oluyorum. beni korumanı, güven vermeni, hiç bırakmayacağını bilmek istiyorum. ama sakın söz verme, tutamazsın kahrolan ben olurum. geçmişte de tutmadın sözlerini gerçi ben de tutmana pek izin vermedim o ayrı konu ama neyse. zaten sen öyle büyük sözler vermezsin. bana verdiğin en büyük söz "seni kavgaya götüreceğim"di. romantikliğe bakar mısın ya?? dünya üzerinde kaç kişi yürüdüğü insana böyle der, ben söyleyim sıfır. yani allahtan öyle vıcık vıcık şeyler seven biri değilim eğer öyle olsaydım çok çekerdin. ama bildiğim tek bir şey var ki öyle biri olsaydım yine yontulmamış odun hatta ağaç olan seni seçerdim.❤