~31~

98 73 85
                                    

Çınar'dan~

Herşeyden sıkılıp gitme isteği gelir bazen ama yapamazsınız, gidemezsiniz. Bazen çok yorulursunuz bir yere odaklanırken bile hemen gözleriniz dolar. Ağlamamak için kaçarsınız üzüntülü,dertli şarkılardan. O kadar yorulur ki insan bazen sadece sessiz bir ortamda sabaha kadar oturmak ister. Bazen ise sevdiğiniz sizi hayatta bağlayan kişilerin başına birşey gelir işte, ben o anı yaşıyordum. Kardeşim,tek ailem olan kişi kötü durumdaydı ölmemek için çaba harcarken ben elim ayağım bağlı duruyordum. Bir de koruyacağım diye söz vermiştim.

Eren kendini suçluyor ve sürekli ağlıyordu ona ne kadar onun suçu olmadığını söylesem de yine de kendisini suçluyordu. Oğuz da aynı şekildeydi; kardeşimi koruyamadım diyor ve bir eli anlında kara kara düşünüyordu. Yeşim ise yorgun düşmüş rahatsız hastane sandelyelerinde uyuyordu. Ben ise hala elisin uyanmasını bekliyordum.

"Hastayı normal odaya aldık 5 dakikalık görebilirsiniz" hemşirenin  dediği şeyle üstümü başımı düzelttim

"Çocuklar kalkın elisi görücez" dedim hepsi kalktı ve yeşimde hızla kendine çeki düzen verip odaya doğru yürüdük.

"Tek tek girin ve fazla durmayın lütfen" dedi hemşire diğerlerine döndüğümde bana gitmem izin işaret ettiler girdim ve girdigim gibi elisin bembeyaz olmuş yüzünü görmemle göz yaşlarımın akması bir oldu. Yanina gidip oturdum ve elini tuttum.

"Canım kardeşim keşke uyanıp yine eren ile olan şeyleri anlatsan kızmayacağım sana söz sabaha kadar anlatsan oturup dinleyeceğim seni." dedim güçle çıkan sesimle tekrar derin bir nefes aldım.

"Lütfen uyan elis bak söz sana sen uyanana kadar cafeyi açmayacağım zaten sensiz hiç açmadım"

"Elis nolur gitme beni bırakma güzelim anneme kavuşmayı çok istiyorsun biliyorum ama şu an olmaz. Hayalerimiz var, daha birlikte yapacağımız tonlarca şey var. Birlikte cafeyi açıp senin en sevdiğin müzik listelerinden şarkı açarak herşeyi hazırlayacağız. Nolur elis gitme..."

Odadan çıktığımda hıçkırıklarımı serbest bıraktım yeşim gelip sarıldı ve ardından oğuz girdi.

Oğuz'dan~

"Merhaba elis" diyip yanındaki sandalyeye oturdum. "Biliyorum beni sevmiyorsun birden hayatına girdim ve herşey mahvoldu. Gelmeseydin keşke diyorsun kesin. Seninle fazla zaman geçiremesem de sen benim minik civcivimdin elis, küçükken sana hep böyle seslenmeyi hayal etmiştim annem sapsarı saçları olan güzeller güzeli bir kardeşim olacağını dediğinden beri hayalini kuruyordum." diyip derin bir iç çektim.

"Gideceğini bilmiyordum,bilsem bırakır mıydım seni? Asla! belki gücüm yetmezdi ama annemi ikna edebilirdim şu anki ben o zamanda olsa alırdım seni tutardım o küçük beyaz ellerinden bırakmazdım." derken eline elimi görürdüm ama son anda vazgeçtim sonuçta sen beni ne seviyor ne de yanında istiyorsun olsun Ben yinede senin yanındayım."

"Çok düşündüm civcivim. Bazen diyorum ki iyiki gitmiş! benim minik civcivim büyümüş koskocaman kadın olmuş okumuş ve bir cafe açmış. Güçlü bir kadın olup ayaklarının üzerinde durman benim için çok şey ifade ediyor.  İyi bir ailen oldu  bizimkisinin aksine ama iyiki de oldu belki bizimle yaşamaya devam etseydin böyle olmayacaktı tabi şimdi olduğu gibi böyle konuşmak istemezdim yüzüne söylemeyi çok istedim güzelim ama gitmeye karar verdim. Londraya, benden uzak ve mutlu olursun. Zaten osmanda yok artık uyandığın gibi sevdiklerini başında göreceksin. Onlara henüz söylemedim ama dediğimde umarım anlayışla karşılarlar beni, daha anlatacak çok şeyim var ama artık yeter gideyim."

Ve çıktım içimden bağırarak çığlıklar atarak ağlamak geliyordu ama yapamam burda olmaz.

Ardımdan yeşim girmek istedi ama çınar izin vermedi eve gidip dinlenmesi gerektiğini uyanınca gelmesini söyledi yeşim zorlada olsa kabul etti ve gitti. Odaya eren giriyordu ama bizden çok kendini yıpratan oydu elisi cidden seviyordu.

Eren'den~

Odaya girmeden de ağlıyordum ama elisin solgun yüzüne gördüğümde daha da ağlamaya başladım yanına oturdum elini tutmak bırakmamak adına tuttum elini.

"Yanındayım güzelim ama konuşamıyoruz,gözün gözlerime değmiyor, değemiyor. Burdasın ama benimle değilsin,elini tutabiliyorum ama ruhuna dokunamıyorum çileğim. Uyan sana söz sen oturup bana bin ton lâf etsen ağzımı açmayacağım tek istediğim uyan güzelim, uyan ki o güzel ve derin bakan gözlerinden beni mahrum bırakma." konuşurken göz yaşlarımın daha hızlı aktığını fark etmiştim.

"Birlikte geçirdiğimiz her anı, her saat, her saniye benim için çok önemli. Gözlerimin yaşlarını durduramıyorum bebeğim özür dilerim"

"Hatırlıyor musun bilmiyorum abine yeşimi isterken arabaya binmeden önce konuşmuştuk seninle, o güzel yüzün, güzel gözlerin değmişti yüzüme nerden bilebilirdim bugün bunları yaşayacağımızı?"

"Bilsem bırakırmıydım elini, bilsem sarılmaktan alıkoyar mıydım bedeninden bedenimi..."

"Senden uzak olmak istediğim son şey güzelim" dedim ve kapıya kadar yürüdüm yormak istemiyordum seni. Dönüp baktığımda hala uyuyordun güzel yüzüne tekrar baktım ve odadan ayrıldım.

◇♡◇♡◇♡◇♡◇

Helooo herkese merhaba nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Çikolatalı Çilek | Instagram Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin