İkimizde yorgun düştüğümüz için koltuklara yığıldık.
Abim :
"Nasıldık ama!" Diyip bi kahkaha fırlattı.
"Ayy çook komiksin gerçekten yaa abi biz resmen şuan hırsızlık yaptık farkındamısın?"
"Yaaw ammada nazlı çıktın haaa kızmısın oğlum sen?"
"Ya abi ne alakası var şimdi televizyonu satıpta paramızı alabilirdik."
"Yaw oğlum ne güzel tv de bizde kaldı parada hadi git yemek yap mall."
"Sanki yemek yapmayı biliyorumda!"
"Bağırma lan abine ben sana daha kaç kere dicem oğlumm yemek tarifi kitaplar var lan git bi tane al işte oktay ustanın kitabınıda bi kaç yemek öğren salak."
"Abi pardonda ben niye yapıyorum? Niye sen yapmıyosun iyi bende yapmicam git hizmetçi kadın tut napim!" Dedi bağırarak onur. Meriç sinirlenerek :
"Lan oğlum paramı var lan itt."
"Valla o kadar hırsızlık yapıyomuşsun abi hiçmi paran yok?"
"Yanii varda ee oğlum hizmetçi her ay para ister şimdi onamı para dağıtacaz?"
"Yaw ne olcak sanki nasılsa var paran verirsin işte."
"Oğlum paramı sıçıyom lan ben!!" Diye kızgın kaşlarıyla onur'a doğru yürüdü.
"Abi düzgün konuş yaa."
"Sus lan ergen."
"Aaa benmi senmi acaba? Ergen diyene bak ya!"
"Az konuşş azzz." Diyip tam odadan çıkarken onur :
"E abi ne yapcan alcanmı hizmetçi bu böyle olmaz yoksa hergün hazır yicez."
"Tamam bakarız bi çaresine hadi yat uyu lan geç oldu." Diyip tam yataklarına giderken zil çaldı. Meriç kapıya doğru yöneldi, ve arkasındanda onur. Meriç kapının deliğinden bakıp :
"Kim la bu karı gece gece?"
"Nebilim ben." Dedi onur arkasında endişeli bir tavırla.
Meriç kapının anahtarını çevirip açtı.
Onur gözlerine inanamıyordu. İlk defa abisiyle bu kadar abartılı gösterişli leş bi kadın görmüşlerdi. İkiside iğrendi, ama belli etmemeye çalıştılar. Meriç :
"Hayırdır sen kimsin?" Dedi. Kadın ağzında sakız meriçi iterek içeri salona girdi. Ve özelliklede (ayakkabılarıyla!) ikiside sinirlendi ama bişe diyemeden ve ne olduğunu anlamaya çalışarak salona kadının uzandığı koltuğa baktılar. Meriç onurun kulağına :
"Bu kadar leş bir ter kokusu hayatında gördünmü?"
"Yoo "
"Al bak işte ibret al. Çingene gibi karı. Bune lan mideme ossurdu resmen." Dedi ve kulağından çekildi. Onur o sırada kıkırdıyordu. Kadın elindeki bir dünya poşeti diğer koltuğa koyup :
"Aaaaaaa gelin gelin çekinmeyunn yavrucaklar." Dedi. Bu sefer ikinci bi mide bulantısı geçirerek teyzenin yanındaki iki kişilik koltuğa oturdular. Teyze ise üç kişik koltukta uzanmıştı. Meriç : "gece vakti gelmenizin sebebi nedir?"dedi. Teyze baş parmağıyla burnunu kaşıdıktan sonra sakızı tükürerek masaya attı. Sonrada :
"Ben sizi kızlarıma istiyom."
Deyince ikiside şoktan ağızları açık bakıyorlardı. Onur :
"Teyze ben 16 yaşındayım abimde 18 ne diyosunuz siz ya?"
"Valla canikolar bizim gızlar çok güzeller ellerini sıcak sudan soğuk suya tutmazsanız veririm." Meriç sinirlenerek : "noluyo be burda salakmısın lan kızlarını isteyen kim?"
"Aaa terbiyasuz kuzularımı görünce öyle demiyeceğiniz amaa?" Meriç öfkeyle yerinden kalkıp :
"Manyakmısın teyze yaa senin kuzularını kızlarını isteyen kim be gece gece gelmiş bize kuzularını anlatıyo afedersinde malmısın?" Deyince onur tişörtünden çekiştirip tamam otur der gibi bakıyordu.
"Aaaa benim kuzularımın herkes peşinden koşiyiii siz elinizin tersiyle iti veriyosunuz olmaz böyle şey sizi mahkemeye verecem yetti garii."
Meriç ilk onura neler oluyor diye bid baktıktan sonra teyzeye :
"Ya teyze tamam allahını seversen git yaaa git yani kime şikayet ediyosanda et beşte selamımı söyle hadi yol al." Dedi ve teyze konuşmaya çalışırken onu zorla itip kapıya doğru götürüp attı, ve kapıyı çok sert kapattı. Onur :
"Manyakmı ne ya 16 damı evlencem ben?"
"Aynen oğlum yaa aman bırak şu danayı hadi gel yatalım." Dedi ve yine kapı çaldı. Bu sefer cinnet geçirerek açtı kapıyı meriç teyze yine karşısında elinde hediye paketleri ve poşetlerle duruyordu. Sonra içeri girmek için
"Oğlum Hayde ama size ve kuzularına aldığım hediyelere bakmadan kapu dışaru ettiniz beni." Meriç :
"Ya teyze kıtmısın ya istemiyoruz hadi gittt."
"Oğlum bakkk." Diye elindeki poşetin içinden bebek giysisi çıkarıp :
"Bunları sizin doğacak bebelerinize aldum." Meriç bir şok geçirdi ve dışardakilerin onlara gülerek baktığını görünce daha fazla rezaletlik olmasın diye teyzeyi içeri aldı. Teyze :
"Bak kim bilir ne kadar güzel olacik vallahaa hemen yapında düğünü kıyafetler boşa gitmesin yavrum." Dedi ve meriç uzun bir of çektikten sonra :
"Ya teyze ne evlenmesi ne çocuk kıyafeti nediyosun gerçekten anlamıyorum yaa kim istediki senin kuzularınla evlenmeyi?" Deyince onur :
"Valla ya bize miye sorulmadı ayrıca yaşımız kaç başımız kaç ne evlenmesi?" Diyip ikiside teyzeye baktı. Teyze :
"Aaaa yeter ama size zaten sormicaz oğlum düğünüde yapacaksınız başka yolu yoktur. Bunuda böke bilesiniz!" Diyip evden gitti.
Meriçle onur şaşkınlıktan birbirlerine anlamsız anlamsız bakıyorlardı. Meriç :
"Noluyo lan bunlara kendi kendilerine gelin güvey olmuşlar!"
"Aman abi boşver gel artık yatalım 1 oldu saat iyi geceler." Dedi. Ve ikiside odalarına gidip yattılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİGREN‼️
Novela JuvenilAnnesi ve babasını kaybeden iki erkek kardeş. Biraz embesil olmalarına rağmen ikiside iyi bir insandır. Fakat meriç ve onur biraz farklıdır ve bazı uyuşmaz özelliklerinden dolayı her zaman bir olay çıkar. Anneleri babalarıda onlar daha küçükken öld...