ÇETREFİL / GxG

14- B&A MERAK

...

Selaam :)

Size bu satırları üşüyerek yazıyorum :)

Kıymetimi bilin de
yorum yapın azıcık yav.

Yorum sayısı düştü ve
bu benim hiç hoşuma gitmiyor  :(

Neyy'se...
Buyursunlar efenim :(

□■□

Büyük bir olayı çözüyormuşuz gibi bir auraya büründüm ve Akay'a göz kırptım.

"Ajan Akay Öztürk... Benimle çalışmaya hazır mısın?"

Benzer bir gerçek gülümseme de Akay'dan geldi. "Begüm Belçin Uzbay... Hadi başlayalım..."

□■□

Teker teker, bütün dosyaları renklerine aldırmaksızın incelemeye koyulduk ve saatin nasıl geçtiğini fark etmedik bile...

Söylemiş miydim? Ben çalışmayı ve işimi çok seviyorum ve hiçbir şeyin bunu engellemesine izin vermiyorum normal hayatımda da. Yani eğer söz konusu iş ise, tam bir profesyonel olabiliriyorum. ~Sanırım işimde başarılı olmamın en büyük sebebi de bu.~ Hiç sevmediğim ve normal şartlarda aynı masaya oturmayacağım insanlarla bu profesyonellik sayesinde bir arada bulunuyorum...

Fakat Akay'ın da benim gibi olduğunu ve onun başarısının da tıpkı benim gibi buna bağlı olduğunu anladım bu kısacık süre zarfında. Az önce benden hesap soran Akay gitti, yerine işkolik bir Akay geldi...

Son zamanlar hariç, Akay'ı genellikle ya aylık partide ya da toplantılarda gördüğüm için, güzelliğine vurulduğum bu muhteşem melezin, işe benim kadar bağımlı olduğunu görmek az da olsa şaşırttı beni açıkçası.

Sonra birdenbire kendi kendime düşünmeye başladım. 'Ben Ceylin'den kaçmak için, hep işe sığındım. Acaba Akay da benim gibi mi?' ....... 'Akay çalışma ve başarı konusunda ne kadar hırslı ve ne kadar ileri gidebilir?' ....... 'İş için özel hayatını ne kadar geriye atıyor?' ....... 'Aşk hayatından kaçmak için mi işine saldırıyor?' ....... 'Aşk mı iş mi diye sorsalar ne der?'

Çalışmaya uzun süre ara vermiş ve uzunca bir zamandır Akay'a bakıyor olmalıyım ki, gözü bir kaç kez bana takıldıktan sonra, sonunda dayanamayarak o da bana dikti bakışlarını ve "Söylemek istediğin bi'şey mi var?", diye sordu.

'Sorsam mı acaba?' diye başlayan bir kargaşaya girdim kısacık bir sürede de olsa... 'En azından bir tanesini...? Bence sormalıyım. Hem ne kaybederim ki? En fazla 'Bu sizi hiç ilgilendirmez Belçin hanım.' der olur biter.' ~Yapmadığı şey değil.~

Sanırım bakışlarının derinliğine kapılıp sürüklendim o an ve "Aşk için işini bırakır mısın?", diyen bir soru çıktı gitti benden birdenbire. ~Tutamadım.~

Yavaş yavaş böyle sorulara alıştığını gösteren bir gülümseme geldi Akay'dan. "Benim aşkım, işim.", dedi yüzüne oturttuğu ve silah etkisi yaratan o gülümsemenin hemen ardından.

Bakışlarım, gözlerini kasti bir şekilde delerken, "Zekice bir cevap. Ama kabul edilemez. 'Aşk başka iş başka.' derler. Cevabın geçersiz. Aslına cevap ver.", dedim tutar yanı kalmasın diye kıvırmalarının önünü keserek.

"O zaman şöyle cevaplayayım; işimin önüne geçebilecek bir aşka henüz rastlamadım.", diye açıkladı kendini.

"Yani rastlarsan bırakabilirsin?"