Bizi öldürmeyen şey süründürdü. Sanırım diğerlerinden farkımız buydu.
Tararken saçlarını oyuncak bebeklerinin hep seni izlerdim. Sen bilmezdin. Tüm arabalarım kırıktı benim. Onları şarampole yuvarlamayı bilsen nasıl sevdim.
Geçmişten gelen anılar sollayıp geçti bizi. Dünün bulutu bugün yağmur oldu iyi mi? Şemsiyesiz dolaştık anlamasınlar diye ağladığımızı. Bir ayağımız hep kırık, iki elimiz hep boştu. Kimse görmedi bizi, saçağın altında beklerken yağmurun dinmesini.
Bir köprünün üstünde karşılaşmıştık iki inatçı keçi. Pinokyo'nun insan olacağına inanmamıştım ben hiç. Sen inanır mıydın Kırmızı Başlıklı Kız'ın masum olduğuna? Peter Pan uçmamıştı mesela, biliyordum. Peki ya Cindirella, Külkedisi kadar iyi biri miydi acaba?
Düşlerimiz ahşaptı bizim, her gece yangın tehlikesi atlatırdık. Tulumbacılarımız hep sarhoş, sokaklarımız hep boştu. Neden böyleydi bilmezdim belki sen anlatırdın bana.
Dünyanın en saçma çocuk şarkısıydık. Bundan emindim. Her gece yalnızdık ve bu çok korkuçtu. Kimse anlamazdı, sen anla.
Annemizle babamızın arasında yatsak bile rüyalarımız hep kabus olurdu. Ve acırdı canımız. Acıdıkça gülerdik buna. Dinmedi kahkahalarımız, bak kaç yaşındayız gülüyoruz hâlâ. Geçmiş geçmiyor aslında bu yüzden çocuğuz anla.
Dizlerim yaralıydı benim. Seni görsem kesin saçını çekerdim. Hiçbir anlam veremezdin yaptığıma. Oysa çocuktum, seni seviyorum diyemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar
Poesía-Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar- Çok yürüyorum. Binaların üst katlarına ve kadınların vücut hatlarına bakıyorum. Ay yirmi yedi yıldır beni takip ediyor. Çok duruyorum. Odamın penceresinden gemileri ve yıldızları izliyorum. Sabah oluyor. Güneş yirmi ye...