7. Bölüm

5.5K 183 12
                                    




Tanıdık bi duyguydu bu. En acısından hem de. Genç kızın kulakları çınlıyor, gözü kararıyordu. Bir gün bunun olacağını biliyordu. Abilerini kaybedeceğini..

"ALLAH KAHRETSİN!" Diyerek kumandayı duvara fırlattı Ege. Bu haraketi genç kızı kendine getirmişti. Ege arkasını döndüğünde kız kardeşini görmeyi beklemiyordu. Ne diyecekti şimdi ona? Dolu gözlerle kardeşine baktı. Bu haraketi üzerine Kağan da arkasını döndü. Genç kız onlara doğru yaklaşarak konuştu:
"Bişey olmamış dimi? Abimlerle konuştunuz mu? Mutlaka bi yanlışlık vardır,yalan haberdir,doğru değildir." Dedi genç kız umutla. Kendinde değildi sanki. Çok sakindi. Sanki fırtına öncesi sessizlik gibiydi bu.

"Bilmiyorum" dedi Ege koltuğa çökerek.

"Ne demek bilmiyorum?! Ne demek bilmiyorum ya? Orada değillermiş desene! Konuştum iyiler desene abi!" Diye bağırdı Ece abisine daha da yaklaşarak.

"Bilmiyorum kahretsinki bilmiyorum!" Diye bağırdı Ege.

"Ege sakin!"diyerek uyardı Kağan ve devam etti. "Çocuklara söyledim telefonlarının sinyalini bulmaya çalışıyolar, biraz bekleyelim." Kağan sakindi ama endişeliydi. Sonuçta sözkonusu kardeşi ve abisi gibi gördüğü insanların canıydı. Ama şuan,bu ortamda birinin mantıklı ve sağlıklı davranması gerekiyordu.

"Ya sinyal alamazlarsa?" Diye sordu Ece. Gözleri dolmuş yanaklarından yaşlar akmaya başlamıştı. Kağan sessiz kaldı.

"Ya size diyorum! Ya bişey deyin nolur!" Ağlaması şiddetlenmişti "ya Kağan bişey de nolur,nolur bişey söyle!"

Kağan genç kızın yanına yaklaştı ve yüzünü avuçları içine alarak konuştu. "O sinyali alacağız. Ediz abi de Emre de iyi,bundan eminim. Sende emin ol."diyerek güven vermek istedi genç kıza. Genç kız sanki bu sözü bekliyormuş gibi Kağan'a sarıldı. Şuan birine sarılmaya,güvenmeye ihtiyacı vardı ve bu kesinlikle Kağandı. Ege değildi, çünkü o da Ece'den farklı sayılmazdı. Koltuğa oturmuş kafasını elleri arasına almış öylece duruyordu. 

Ece ve Kağan bir süre öyle kaldıktan sonra Kağanın telefonun sesi onları ayırdı. Kağan telefonla konuşmak üzere Ece'den biraz uzaklaştı. "Konuş" dedi karşısındaki adama.

"Abi Ediz beyin telefonuna ulaşamıyoruz herhangi bi sinyal alamadık ama Emre beyden sinyal alabiliyoruz." Kağan bunu duyunca derin bi oh çekti. Bu da bişeydir diye düşündü ama kesin bir bilgiye ihtiyaçları olduğunu da biliyordu.

"Tamam. Bi gelişme olursa haber ver bana." Diyerek kapattı telefonu.

"Nolmuş ne diyo?" Diyerek heycanla Ayağa kalktı Ege. Genç kız da heyecanlanmıştı.

"Emre'nin telefonundan sinyal almışlar ama Ediz abiye ulaşamıyolar."Genç kız sevinçle konuştu.

"Ama zaten beraberlerdir dimi? İkiside iyidir yani."

"Bilmiyoruz Ece. Onlara bişey olup olmadığını da bilmiyoruz. Sinyal almış olmamız bunu değiştirmiyo." Dedi Ege üzgünce. Genç kızın sevinci aniden yerini üzüntüye bırakmıştı.

"Bugün bekliyoruz. Birkaç adamımı Dubai'ye gönderdim.Bi haber çıkmazsa yarın sabah ben de gideceğim." Dedi Kağan.

"Ne duruyoruz şimdi gidelim!" Dedi Ege.

"Ege saçmalama! Ediz abi aksi durumlarda evden ayrılmamamızı söyledi. Kaldı ki gidecek olursak bile senin evde kalman gerekiyo. Birimizin Ece'nin yanında olması gerek."

"Napıcaz böyle beklicekmiyiz?"

"Şuan yapabileceğimiz bişey yok."

"Bunun olacağını biliyodum." Bir süredir sessiz olan genç kızın bu sözleriyle Ege de Kağan da şaşırdı. Ne demek istemişti şimdi?

EVE DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin