Kızlar gitti. Bergüzar, çocuklarla bahçeye çıktı. Bir süre hep birlikte oynadılar. Çocuklar mutlu, Bergüzar mutlu, Nurhayat hanım mutlu.
Poyraz, uykusuz bir geceye hazırlanıyordu. Annesiyle konuşamadı. Yanında Bergüzar olduğu için annesi kısa kesmişti.
Çocuklarla konuştu. Bu bile neşesini yerine getirmedi. Eli devamlı Bergüzarın numarası üzerindeydi.
Bir türlü cesaret edemedi. Ona verdiği sözü hatırladı.
Bu arada Bergüzar, çocuklar babalarıyla konuşurken mutfakta oyalanmıştı.
" Nihayet uyudular. Bu masumluk, bu güzellik beni nasıl mutlu ediyor anlatamam."
"Uslu çocuklar."
"Hiç annelerini sormuyorlar mı?"
"Bazen soruyorlar ve annelerinin uzun bir yolculuğa çıktığını dönmeyeceğini söylüyoruz. Bilinçlendiklerinde yardım alacaklar ve o zaman gerçeği öğrenecekler."
"Ne kadar bilinçlenseler de, bu onlarda hayatları boyunca travmaya neden olacak. "
"Anneleri kadar onları seven birisi olursa, daha hafif atlatacaklarını düşünüyorum."
Bergüzar, mesajı almıştı bir şey söylemedi.
"Yüzün daha iyi görünüyor. Artık canın acımıyor değil mi?"
Konunun değişmesine sevinen Bergüzar,
"Düzeldi sanırım. Şu morluklar bile sarardı. Ağrımda yok," diye cevapladı.
"İçeri girelim mi, hava baya serin sonra hasta olmayalım."
"Özür dilerim farkına varmadım. Siz daha yeni hastaneden çıktınız. Bazen çok düşüncesiz oluyorum."
"Kızım, ben koca kadınım kendini niye suçluyorsun! "
"Sizi lafa tuttum."
Nurhayat ayaklandı bastonuna dayanarak salona geçtiler.
"Şurada içki dolabı var. Birer kadeh baileys içelim. Buz koyarsan sevinirim."
Bergüzar daha önce içmediği için biraz tereddüt etti ama denileni yaptı. Kadehlere buz koydu ve doldurdu.
"Mutfakta kuru yemiş mutlaka vardır. Biraz getirir misin?"
"Yerini bilmiyorum!"
"Kızım oradaki kavanozları aç bak. Kızıyorum ama! Ne var bunda."
Bergüzar, kalktı ve uzunca bir süre aradı. Nurhayat hanım eve alışmasını yabancılık çekmesini istemediği için sabırla bekledi.
"Güzel günlere içelim!"
Kadehler kalktı. Bir yudum alan Bergüzarın hoşuna gitti içki. İzin isteyip kızları aradı.
Sude dışardaymış. Bulunduğu yerden müzik sesi geliyordu.
Hafta sonu babası gelecekmiş. Uzatmadı Bergüzar. "Sonra konuşuruz," deyip kapattı.
Sevgi, dayısıyla yemek yiyorlarmış, sonrada sinemaya gideceklermiş.
Bergüzar, yüzünde gülümseme telefonu kapattı.
"Arkadaşlarının keyfi yerinde galiba?"
"Evet. Onları böyle mutlu görünce içim coşuyor."
"Sen ne zaman mutlu olmayı düşünüyorsun?"
"Ben çok mutluyum. Ailemin eksikliğini, arkadaşlarım, çocuklar ve siz azaltıyorsunuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
Ficțiune generalăÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"