Bölüm10 Hasta İnsanlar

2.2K 234 48
                                    

Gösteri oldukça heyecanlıydı.

Sonunda imparator oğlunu kurtarmak için bir kaç cümleyi alttan aldı.

Ne olursa olsun istediğini yapacaklardı zaten.

Dışarı derin bir nefes verip ayrıldım. Şimdilik baloya odaklanalım.

Çok değişik durumlar gördüğüm oldum.

Dük Khan, Büyük komutan ve aynı zamanda bir baron olan Ronald ve bir de veliaht onları izlediğim iki dönem boyu aynı anda aynı kişiye âşık olmayı başardılar.

Şahsen ben aptallık ya da bipolar olarak buna teşhis koydum.

En mantıklısı bu. Önce bir kızı seviyorlar sonra benden nefret ederken bedenime başkası giriyor ve beni seviyorlar.

Yok daha neler.

Her neyse ben bu hasta insanlarla ne kadar muhatap olmak istemesem dahi biraz uğraşmak iyidir.

İkisi de her seferinde veliahta kaybetti. Bana tek zararları her seferinde bir kız için ortaya çıkıp 'kahramanlık' yapmalarıydı.

Bir de şu şövalye olan ondan çok nefret ediyorum. Ölümüm de büyük bir payı var.

Bu neden ile ona doğru gitmeliyim.

Sonuçta daha kötü bir şöhret imkansız ve olsa da ben burada olamayacağım.

Adama yaklaştım ve selam verdim. Ona saygı duyduğumdan değil onu çok iyi tanıdığımdan. Heh ne demek istediğimi şimdi anlarsınız

-Sir Ronald. Güzel bir gün geçiriyorsunuzdur umarım.

Selam vermeden devam etti.

Heh biliyordum.

-Gayet iyi leydi Persilian. Ancak sizi benim yanıma getiren nedir bilmiyorum.

-Amanın sevdiğim birine hal hatır sormak istedim bir neden mi olmalı?

Gözlerimin içine sanki düşüncelerimi okumaya çalışıyormuş gibi baktı.

-Yine neler peşindesin?

Her neyse sanırım bu kadar yeterli.

Elimde tuttuğum bardağı kafasından aşağı boşalttım.

-Bu...bu ne demek oluyor!?

-Pardon sir sadece elim kaydı. Sanırım sevimsiz insanlara olan alerjim ortaya çıktı.

-Bu ne saygısızlık! Leydi Persilian...

Onun sözünü kestim.

-Bir baron olarak kontun kızına selam vermedin. Ayrıca bir leydinin selamını karşılamamak ne kadar ayıp bir şeydir.

Haklıydım. O ne kadar güçlü bir asker olarak görülse bile para bizde. İstediği kadar savaşsın. Yine de kazanan ben olurum.

-Yine de bu yaptığınız.

-Oh? Çoktan özür diledim. Ama sizce de bir şey eksik değil mi?

Kısaca ondan özür dilemesini istedim. Gururlu ve gururlu asker dişlerini sıktı.

Eğilmemeye kararlı gibiydi.

-Duydum ki doğudaki ordu için Persilian ailesi oldukça büyük bir miktar bağış yapmış.

Bu doğruydu. Babam her zaman imparator ve onun yakındakileriyle iyi ilişkiler kurdu.

Onları parasıyla belli sebeplerden dolayı destekledi.

Ama onlar ne yaptı?

Babamdan bağışları çekmesini isteseydim bunu yapmazdı. Ama bir blöf yapıyorum yani kim takar.

Ordusunu çok önemseyen onurlu ve gururlu aynı zamanda yakışıklı ve güçlü asker karşımda durdu ve başını eğerek fısıldadı.

-Özür dilerim.

-Efendim bir şey mi dedin?

-Özür dilerim!

Kafasını eğmiş olan kişiye baktım. Ona bunu yaptığım için mutluydum.

Herkes ona iyi bir dese de bence öyle değildi ve bencil olmak istiyordum.

Başkalarının duygularını anlamaya çalışmayı bırakalı çok oldu.

Yanından geçerken kişinin omzunu tuttum.

-Ayağını denk al...!

'Bunun bedelini ödeyecek. Sırf zengin diye bunları yapama...'

Elimi çektiğim de ise ses susmuştu.

Bu da ne? Evde işe yaramadı peki ya şimdi?

Herkes beni izlerken kendimi hemen toparladım ve ilerledim. Ama ikinci hasta beni karşılamaya geldi.

Onun önünde de selam verdim ama aynısını bu sefer bekleyemezdim. O bir dük.

Ve benim çocukluk arkadaşım.

-Dük Khan. Selamlarımı sunarım.

Başımı dikleştirdikten sonra dirak olarak yüzüne baktım.

-Neden öyle yaktın?

-Nasıl?

Suskunluk sürdü. Sonunda beni dışarı çağırdı.

İmparator balonun sonlarına doğru zehirleniyor şimdilik bir sorun yok.

Dışarı kadar onu takip ettim.

Bu kişi...beni en çok üzen kişiydi.

O kadar zaman yanımdaydı ve birbirimizi çok iyi tanıyorduk ama sonra bir gün o kız geldi.

Sonra olaylar değişti.

*****

-Aisha sen değiştin! Sen böyle değildin!

Bu sözleri kalbimde bir delik açtı.

-Sürekli veliahtın etrafında dolaşıyor ve dedikodular...

-Sırf bunlar yüzünden ona zarar veremezsin o sadece bizim arkadaşımız. O suçsuz.

Ona tutunmaya çalışmadım ama umdum. Belki beni anlar diye.

Yine de beni terk edenlerden biriydi.

Ben ise bu sözlere sadece güldüm.

-Asıl değişen ben değil sensin Khan.

Bu sözlerden sonra ayrıldım.

******

Dışarı çıktığımız da karşımda durdu. Sanırım yine öğüt verecek.

Öyle olsun. Bu sefer senin ve hatıraların hatırına alttan almayacağım.

Sıra sende Khan. Önüm de diz çok ve özür dile.

Böylece gelecekte daha merhametli olacağım.

__________
Yazar:Villainesssss

Bu arada az kişi okuyor o neden ile utanmayın ve gelip konuşalım.

Ben sohbete açığım. (⁠◍⁠•⁠ᴗ⁠•⁠◍⁠)






Gerçek Sahip Geri Döndü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin