5- Kalbimin Zincirleri

26 14 4
                                    

Uzun süredir yokum. Okullar açıldı malum. O yüzden çok sık bölüm atamayacağım ancak atmaya devam edeceğim vakit buldukça 😊

Keyifli okumalaar oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum 💕

Bölüm şarkımız da olsun mu?
Hayko Cepkin- Dans Et

🌊☁️

Kuşların sesleri bir melodiyi andırırken gözlerimi açtım. Camı açık odamın penceresinden gelen sesler normalde bana huzur vermeliydi ancak her gün içinde olduğum bu azap bunu engelliyordu.

Tavanın soluk beyaz rengi yılların izini taşıyormuşçasına bana bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi. Öncekilerin ne hâlde olduğunu anlatmak ister gibi , sol kısımdan giden gider borusunun sızdırmasıyla oluşmuş olan kabarmış yer bana bunları fısıldıyordu.

Kulaklarımdaki fısıltılar dinmek bilmiyordu. Ben sağır olmak istiyordum ama her şey beni yavaş yavaş kör ediyordu. Ben susmak isterken herkes benim konuşmamı bekliyordu. Ben gülmek isterken hayat hep ağlatıyordu. Ve kader... kader denilen şey ise artık hissettiğim umudu yok etmiş yerini koskoca bir boşluk almıştı.

O boşluk hiç dolmayacaktı.
Ben içimde koskoca boşlukla beraber ölecek ve o toprağın altına gireceğim. Toprak, belki kapatır bedenimin sol yanındaki boşluğu...

Ancak hangi toprak iyileştirdi ki yaraları?
Toprak sadece çürüttü herkesi.
Ben de çürüdüm.
Toprak yapmadı bunu ya da başka bir şey.
Ben kendi kendimi çürüttüm.
Gözlerimin önündeki aynadan gördüğüm bedenim her gün ' beni gömmelisin' derken ben sadece duruyorum.

Zorundayım.
"Hayır değilsin."

Zorundayım!.

Durmak zorundayım, nefes almak zorundayım, duymak zorundayım, görmek zorundayım...
Çünkü..
Bana bahşedilen bu yaşamı kendi isteğime göre sonlandıramam.
Yapamam.

"Yapabilirsin."

Olmaz. Yapamam.

"Daha önce denedin olmadı ; bu sefer olacak buna inanmalısın."

Hayır. Olmayacak. Ben bir daha yapmayacağım. İyileşmeliyim. Daha fazla katlanamıyorum
Dayanamıyorum.
Boğuluyorum.
Çoktan çürüdüm ama kendimi gömemem.
İyileşip buradan çıkmalıyım.
Ben eski ben olmalıyım.
Evet.
Eski ben....
Ben...
Ben..
Ben.

Düşüncelerimin içinden sıyrılmamı sağlayan ses odaya ne ara girdiğini anlayamadığım hemşiremin açık pencereyi kapatma sesiydi.

"-Artık kahvaltı yapmalısın Havin. Serumlar seni tamamen doyurmaz. Hiç iyi gözükmüyorsun. Hadi ye getirdiğim tabağı. "

"Tamam."

İtiraz etmemiş olmama şaşırmış olmalı ki pencereyi kapattıktan sonra duraksadı. Bunu,bir adım atacakken olduğu yere tekrar dönen ayağından anladım.

"- İyi olacaksın. Buna sen de inanıyorsun artık değil mi?"

" Galiba. Bilmiyorum. Ama.. artık ben de istiyorum. İyi olmayı..."

"- Olacaksın. Sen her şeyin üstesinden gelebilecek bir kadınsın. Kimsenin yüzüne bakmazken eğik olan başın. Hep yere eğik olan o başın aslında yukarıda. Ben, o dik başlı güçlü kadını görüyorum Havin. İnan bana. Hiçbir şeye inancın kalmamış da olsa. İnan bana yapabilirsin. Bu yataktan dimdik kalkıp eşyalarını bavula koyup gitmek senin elinde. Hepsi senin elinde. "

MAVİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin