papatyakorusu teşekkür ederim (:
1- papatyakorusu kimdir?
Papatyakorusu; ünden, şandan, tanınmak ve bilinmekten hoşlanmayan, sadelik seven,saklı gizli dünyasından çıkmayı pek sevmeyen, nezakete aşık, nazik insana vurgun, sözünü tartanı seven, kelimeleri bir urgan gibi değil de bir merhem gibi kullanan dostlar edinme gayretinde, on üç senelik öğretmen,kadın, insan kalma çabasında debelenen bir garip adem kızı... Sağlam kitaplar, iyi filmler, içe akan türküler, bilinmedik ezgiler severim mesela. Resim yapmayı severim Sevda gibi. Fotoğraf çekme tutkum vardır. Şiirleri belki en âlâ romanlardan daha fazla önemserim. Çünkü şairlerin ruhu şiirlerde çıplaktır. Roman ve hikâyeler onlara farklı karakterlerin kıyafetini giydirir çünkü. Didem Madak severim. Ah'lar Ağacı'nı bilmeyen var ise şiir seven herkese tavsiye ederim. Yara açan bir şairdir Didem. Tıpkı Gülten Akın gibi. Ahmet Arif, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Attilâ İlhan... Niceleri gibi. Gençlerin taze heveslerini severim. Hata yapma tutkularını, parlak bakışlarını, yaşama heveslerini... Tıpkı gençleri sevdiğim gibi. Ve her sene avuçlarıma bırakılan, taze bahar dalı çocukları severim. En çok mesleğimi. Öğretmeyi, eğitmeyi, yeri geldiğinde bir demiri bükmeyi severim. Zoru severim. Azmi. Ve sebat ederken onurunu koruyanları... Hayvanları ve çiçekleri... Doğayı ve denizi... Severim. Papatyakorusu; benzer acılar taşıyan, benzer sevinçlere uyanan, hüznü bol, kalbi her insan kadar kırık; göğe, eski zaman öykülerine ve aşka aşık birisi diyelim.
2- Ne zaman ve nasıl bir olayla yazmaya başladın,?
Esasında yazma çalışmaları oldukça eskiye, 5. sınıfta okuduğum vakitlere kadar gider. Günlük tutardım o vakitler ama günlük tutan herkesin içinde olan o korku " Ya okurlarsa?"dan dolayı asla olayları tam yazmaz, gerçek duygularımı ortaya koyamazdım. Bir müddet sonra da yazmayı bıraktım zaten. O dönemler annem için bir şiir yazmıştım. Yaşıma ve tecrübeme nazaran iyi bir şiirdi. Beğenildiğini anımsıyorum. Çok ufak yaşlardan beri çok fazla okuduğum için kendimi de iyi ifade edebildiğimi fark etmiştim. Hâliyle bu yazdıklarıma yansıyordu. Tabii o yaşlara göre iyidi ama acemiydi. Aradan geçen senelerde, özellikle lise döneminde Kompozisyon dersinde Edebiyat Öğretmenimiz tarafından sürekli övgüyle karşılaşınca cesaretlendim. Aldığım değerlendirme notları yüksekti. O dönem okula gelen yarışmalara katılmaya başladım ve hep dereceyle ayrılınca cesaretimin arttığını anımsıyorum. Üniversite yıllarında şiire olan merakım arttı. İçimi dökmek istediğimde şiir yazdım mesela. Üzüldüğümde, hüzünlendiğimde olduğu gibi. Ama bir edebiyat grubuna dahil olduğum meslek hayatımın ilk yılları bu anlamda beni en geliştiren süreç oldu kanaatindeyim. Şuraya bir dize bırakayım da okuyanların bir fikri olsun. 2019'da yazdığım uzun, hatta fazlaca uzun , şiirden ufak bir bölüm:
" ... -Taze bir meyveyi Isırır gibi Ölüm tenimizde.
Sen ölümden de üstün.
Nasıl bilmezsin?-
Gözlerinden şehirler koparıyorum, Gün ışığı koparıyorum, Karanlığıma Dikenler, Tel örgüler, Duvarlar, Koparıyorum.
'Mümkünüm sensin.
' İç içe geçmiş saç tellerinde Seneler akıyor bir nehre nazire yaparcasına.
Mahkum kim, Zindan kim, Ceza kim, Hüküm kim?
Hepsinde senden bir kimse bekliyor Soluğumun baş ucunda Kimse kim Sen değilsen , Kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZAR KÖŞESİ
Short StoryWattped üzerinde yazan yazarların bilinmeyenlerini soruyoruz... Hadi sende gel en sevdiğin kitabın yazarı hakkında bilmediğin şeyler öğren.