gizemli bir yara

653 11 3
                                    

Adını anmaya cesaret dahi edemeyeceğim günahlar kadar güzel, en gizli kabuslar kadar korkunç bir gece...

Yanımda huzurla uyuyor. Sonunda uykuya daldığı için memnunum. Ona zarar verebilirdim. Ucuz atlattım.

Bilirsiniz ben aptal bir adamım. Aptallığımı cesaretle örtmeyi iyi bilirim tabii. Benden daha da aptal bir adam olamaz dünya'da diye düşünürdüm. Saçmalık. Benden daha da aptal bir herif tanıyorum. Buz lalesi Gray. Sanırım asıl hatam Lucy'i ona emanet etmek oldu.

Tamam en baştan başlıyorum. Aslında olay çok saçma bir görev almamıza başladı. Uzak bir köyden cirkince bir herif karısının onu terk ettiğini ve onu bulmamizi istedi. Basit bir görevdi ve parası fazlasıyla iyiydi. Lucy ben ve happy bu görevin altından kalkardık böyle düşünmüştüm. Ama yola çıktığımızda yanımızda Gray ve erza'da bitti. Onlara hak veriyorum, sonuçta takımdık. Bu görev de kolay para demekti. Her neyse... Tahmin ettiğiniz gibi köye vardığımızda işlerin pek de adamın anlattığı gibi olmadığını öğrendik.

Öncelikle adamı karısı başka bir adam için değil bir çeşit canavar için terk etmişti. Köyde tek terk edilen de bu çirkin adam değildi. Köydeki tüm güzel kadınlar evlerinden kaçmış, canavarın inine yerleşmişlerdi.

Canavarın yaşadığı mağaraya bir şekilde ulaştık. Canavarla da karşılaştık. Akıllara zarar bir şeydi. Gördüklerim günlerce aklımdan çıkmayacak sanırım.

Detaya girmek istemiyorum. Canavarın acayip uzuvları var. Her birinde bir kadın mest oluyor. Bunu söylemek bile asabimi bozuyor. Bu uzuvlar özgüvenimi yerle bir etti.

Hikayenin özeti şu, canavarın yaptığı bir şey sonrası kadınlar bambaşka bir karaktere bürünüyor. Kocalarını bırakıp canavarın devasa uzuvlarına koşuyorlar. Tabii biz canavar ne yapıyor da bu kadınlar akıllarını kaybediyor bilmiyorduk. Gereksiz yere muhabbeti uzatmak istemiyorum. Ben benim salak arkadaşım, aptal Lale graye Lucy'i emanet edip canavar ile güzelce kapıştım. Yumruğumu yiyen yandım anam der bilirsiniz. Erza da bana eşlik etti. Beyler bu kadından korkun canavarın 7 tane devasa uzvunu çatır çatır kesti. Gözümün önünde sünnet etti garibimi.

Mücadele bitti loncamiza döndük. İşler burada karışmaya başladı. Kapısma esnasında canavar Lucy'e saldırmıştı. Omzunda bir ısırık izi vardı. Yani donsuz lale, buzlu göt Gray, Lucy'i koruyamamisti. İlerleyen saatlerde Lucy kendini kötü hissettiğini söyleyerek evine gitti. Ben de bir süre sonra peşinden gittim. Omzundaki basit bir yaradan daha fazlası değildi. Ancak yine de onu kontrol etmek istemiştim.

Evinin önüne geldiğimde başımı kaldırdım. Odası karanlıktı. Yorgundu, uyumuş olmalıydı. Onu uyandırmak istemediğimden camdan girmeye karar verdim. Odasına adımımı atar atmaz sesini duydum.

"Natsu..." Soru değildi, ben olduğumu biliyordu. Sesi yorgun değildi, farklıydı. Sesi takip ettim. Aklımı kaybedeceğimi sandım. Yerde yatıyordu. Omuzundaki yara ise parildiyordu. Çünkü sandığımızin aksine bu bir yara değildi. Büyü çemberiydi.

Bir kez daha seslendi. "natsu... Yardım et." Panikle yanına yaklaştım. Vücudu ateşler içerisindeydi.

"Neyin var?" Dedim, anlamaya çalışıyordum. Onu kucağıma alıp yaptığına yatırdım.

"Canım acıyor." dedi sessizce. Gözleri kısık, yüzü terliydi. Onu yatağa bırakmama izin vermedi. Boynuma sardığı kolunu çözmedi. Beni kendine doğru çekti. Bir kez daha fısıldadı. "Bana yardım et." Yüzüme koyduğu elinin baş parmağı dudağımı okşadı.

Yutkundum. Donup kalmıştım. Nasıl, ona nasıl yardım edebilirdim. Aklıma gelen tek şey onu yatağına yatırıp, wendyi getirmek üzere ayrılmakti. "bekle, wendyi getireceğim " diyecektim. Diyemedim. Sözlerim dudaklarının ısrarcı baskısı ile kesildi.

Yara (Nalu Smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin