Selam canımın içleriiii umarım beğendiğiniz bir bölüm oluuuur, bölüm sonunda görüşürüüüüük. Dım dım dııım ta daaaa işte alın size bölüm.
"Ruh hastası bir adamla yirmi yıl aynı evin içerisinde yaşayan Ayperi'yi oradan çekip almıştık ve onu ailemize kabul etmiştik."
Esenli okumalar 🕊
Berat'tan,
Odamda volka atmaya devam ettiğim sırada telefonuma gelen mesaj ile hızla odadan çıkıp aşağı indim. Aşağıda beni karşılayan Çağan evin giriş kapısının önünde yerin altındaki gizli odanın kapağını açmış ve beni bekliyordu. Cengiz'in adamını getirmişti.
Efsun'u korumak için evdeki güvenliği arttırmıştık. Bahçeye ve ormanın içerisine korumalar yerleştirmiştik. Çağan'a 'Eyvallah' anlamında bir bakış atıp gitmesini söyledikten sonra aşağı indim ve telefonumdaki mobil uygulamadan kapağı tekrar kapatmıştım.
Yavaşça merdivenlerden indikten sonra beni bir çalışma masası ve Cengizle ilgili olan her şeyin asılı olduğu duvar karşıladı. Poyraz, Deniz ve benim tüm gizli görevleri yürüttüğümüz ve Cengizle ilgili her şeyin konuşulduğu gizli odaydı burası. Loş bir ışık vardı. Sağ tarafımda bulunan anahtar düğmesinden lambayı yaktığımda sol tarafa döndüm.
Sandalyeye bağlı bir şekilde oturan Yakup karşıladı beni. Ağzı yüzü dağılmış ve siyah kapüşonlusunun altına giyindiği beyaz tişörtünün neredeyse tamamı kan olmuştu. Uyuyordu.
Cengiz'in yanında çalışıyordu. Cengiz'in sağ kolu değildi ama Cengiz denen o herifle aralarında anlayamadığımız ve hiç şekilde öğrenemediğimiz bir bağ vardı. Cengiz'in yerini öğrenmek için bayağı bir hırpalamıştık ama ağzından tek kelime çıkmıyordu piçin. Cengiz'in yeri asla belli değildi. Cengiz heryerdeydi.
Kırmızı bültenle aranan o adam nasıl oluyordu da hala bulunamıyordu aklımız almıyordu ve hepimiz çok yorulmuştuk. Cengiz bir terör örgütü lideriydi ve adam tüm yasal olmayan ne varsa hepsiyle ilgili bir iş yapıyordu. Adam bu dünyaya haram para nasıl kazanılır sorusunun cevabı olarak doğmuştu.
Ayperi'yle ilk defa Cengiz'in evine yapılan bir baskında tanışmıştık, Ayperi çok kötü bir hayat yaşıyordu o adamın yanında. O adi şerefsiz Ayperi'nin annesini bir odaya hapsetmişti. Ayperi annesini yılda bir kere sadece doğum gününde doğum günü hediyesi olarak babasından istediği için görebiliyordu. Ruh hastası bir adamla yirmi yıl aynı evin içerisinde yaşayan Ayperi'yi oradan çekip almıştık ve onu ailemize kabul etmiştik.
Poyraz ona aşık olmuştu ve onu her şeyden çok sevmişti Ayperi de onu aynı şekilde her şeyden çok sevmişti ama bir gün Cengiz piçi Ayperi'yi bizden almıştı. O günden sonra Cengiz'e olan nefretimiz daha da büyümüştü ve onu gördüğümüz yerde acı çektire çektire öldürecektik o ne kadar bizim canımızı yaktıysa biz de onun canını o kadar yakacaktık. Gerçi bizim acılarımız daha büyüktü ama bu savaşın sonunda biz kazanmalıydık. Bir ruh hastasına karşı kaybetmek Türk askerine yakışacak türden değildi.
Derin bir nefes aldım ve ellerimi birbirine çarptım güçlü bir alkış sesi çıkardım. Uyku mahmuru sesiyle mırıldanmaya başlayan Yakup'a bir yumruk attım.
"Görüşmeyeli ne kadar oldu özlemişsindir." Deyip bir yumruk daha attım. "Benim elimden dayağı."
Konuşmadı. Çok sessizdi. Onu aldığımız günden beri hepi topu toplasan on kelime etmişti. Cengiz sağlam bir adam bulmuştu kendine.
"Adi piçin yanında çalışa çalışa kalbinin karalığını bıraktım yüzünde çirkinleşmiş sanki he." Dedim elimle çenesinden tutup yüzünü bir sağa bir sola yatırdım iğrenirmiş gibi yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESİSE | +18 (ASKIDA)
Aktuelle LiteraturBelime dolanan eller ile irkildim. Kalp ritmim hızlanmıştı. Kalbim neredeyse yerinden çıkacaktı. Gözlerimi sıkıca yumdum ve nefes alış verişlerimin ritmini düzenlemeye çalıştım. "Uyu artık." Dedi uyku mahmuru ses tonuyla. Birkaç saniye cevap verip...