"Hayat albayım, birken iki olduğumuzda anlam bulur. Yaraları sardığımızda, el ele verdiğimizde anlam bulur. Hayat, birlikte yaşanır, kıymeti o zaman anlaşılır."
°°°Bereket sadece mal için düşünülecek bir kavram değildi. Sadece para ya da mal mülk bereketli olmazdı. Bereket sadece maddiyata ait bir kavram değildi.
Bir gün bir kişi hayatına girerdi. Kalbinin içine girdiği an o kalpteki sevgiyi katbekat arttırırdı. Kalbi doldurur hatta belki de taşırırdı.
Kutay yatağında dönmeyi bırakıp komodinin üstündeki telefonunu eline aldı. Alarmının çalmasına 10 dakika kalmıştı ama o 1 saat dışında hiç uyuyamamıştı.
Bugün evleniyorlardı. Umay bugün onun soyadını alacak, Umay Eserkaya olacaktı. Onlar birbirinin eşi olacaktı. Onlar birbirinin diğer yarısı olacaktı.
Kutay derin bir nefes alıp yataktan kalktı. Ceyhun'un baş ucuna gitti. "Ceyhun kalk lan!" diyerek omzundan dürttü. Tıpkı nişan günü olduğu gibilerdi.
Ceyhun, "Hı!" diyerek tek gözünü açtı.
"Kalk hadi, evleniyorum ben bugün."
Ceyhun açtığı tek gözünü tekrar kapatıp başını yastığa gömdü. "Banane oğlum, ben mi evleniyorum sanki."
Kutay, Ceyhun'un kafasına yavaşça vurdu. "Oğlum kalk hadi işimiz gücümüz var."
Ceyhun derin bir nefes aldı. "Tamam ya kalkıyorum." diyerek zorla yataktan doğruldu.
Ceyhun ayılıp kendine gelene kadar Kutay elini yüzünü yıkamış, üzerini giyinmişti. Ceyhun yataktan kalkıp banyoya ilerledi. Kutay da aynanın önünde saçlarını düzeltmeye başladı.
Telefonunun zil sesiyle saçlarını bırakıp komodinin üzerinde duran telefonunu eline aldı. "Efendim sevgilim?" diyerek açmıştı telefonu.
"Uyandın değil mi?" diye sordu Umay. Heyecanı ve telaşı sesinden bile belli oluyordu. Kutay da bunu fark etmişti, yüzünde güzel bir gülümseme oluştu. "Uyuyakalacaksın diye korktum." diye ekledi.
"Doğru düzgün hiç uyumadım ki uyanayım." diye mırıldandı Kutay. Bir yandan da arabasının anahtarını, cüzdanını falan cebine koyuyordu.
"Ben de uyuyamadım. Kalbim nasıl atıyor bir bilsen. Yerinden çıkacak galiba." derken elini kalbinin üzerine koymuştu.
"Aynı durumdayım ben de."
Umay "Arabayı süsletmeye gideceksiniz değil mi?" diye sordu.
"Evet güzelim. Oradan da akşam için tuttuğumuz yere gideceğiz. Hazırlıklarını kontrol edip ufak tefek birkaç detay ekleyeceğim."
Nikah kıyıldıktan sonra eğlenmek için ufak bir mekan tutmuşlardı. Arkadaşları ile vakit geçirmek, onlar için bu kadar özel olan günün tadını sonuna kadar çıkartmak istiyorlardı.
"Tamamdır. Biz de kızlarla elbisemi mağazadan almaya gideceğiz birazdan."
"Tamamdır güzelim. Dikkat edin kendinize."
"Ederim."
Kutay telefonu kapatıp cebine attı. O an yatağa oturma ihtiyacı duymuştu. Kalbinin yorulduğunu hissediyordu.
Duvardaki bağlamasına baktı. Ailesinin sırf onu evde daha az görmek için onu bağlama kursuna yazdırdıkları zamanı hatırladı. Yüzündeki durgunluk yerini buruk bir tebessüme bırakmıştı.
İnsan sevgisiz de büyüyebiliyordu. Ama sevgisiz büyüyen insanın bir tarafı hep çocuk kalıyordu. Kutay şu anda Umay'la birlikte çocuk kalan yanını büyütüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...