"Onu kaybetmemin üzerinden birkaç ay geçmesine rağmen hâlâ yüzü gözümün önüne geliyor, ona dokunmak istiyorum ancak elimi ona uzattığımda yok oluveriyor.
Artık yaşamıyor olmasına rağmen her gün evinin kapısını tıklatıyorum. Cevap gelmeyeceğini, kapının açılmayacağını bile bile. Neden bunu kendime yaptığımı da bilmiyorum, onu sadece unutmam gerek ama o bir türlü KAFAMDAN ÇIKMIYOR. Huh... Sadece sakin olmalıyım.
Fazla abartıyorum, öyle değil mi? Fazla abartıyorum... Mezarını hiç ziyaret etmedim. Çünkü o benim için hâlâ yaşıyor. Onu kafamın içerisinde bir türlü ölü olarak kabullenemiyorum. Cenazesine de katılmadım, emin yukarılarda bir yerde hayal kırıklığına uğramış bir şekilde beni izliyordur, sırf bu sebepten.
O hâlâ rüyalarımda benimle konuşuyor. Bisiklet sürmeye devam ediyoruz. Sonra her zamanki gibi çimlere oturup piknik yapıyoruz. Sepetten sabah yapmış olduğu nefis kokulu kurabiyeleri çıkarıyor. Bir tane kurabiyeyi bana uzatıyor, alıyorum. Ah... Saçmalıyorum, değil mi? Ben... Sanırım deli olmalıyım. O öldü.
Onun artık olmadığı bu dünyada yaşamaya alışmaya çalışıyorum. Becerdiğim söylenemez. Şu sıralar tek yaptığım uyuyup rüyalarımda onunla vakit geçirmek. Ki bu da vücudum için sağlıklı bir şey değil. Rüyalarımda o kurabiyeleri yemem, gerçek hayatta da onları yemem anlamına gelmiyordu sonuçta. Yani... Artık eski dinçliğimi kaybettim denebilir. Gündüzüm, akşamım yok. Oysaki o varken... Her zaman aydınlıktı. Gece olsa bile ışığı her yeri aydınlatırdı. Yolumu görmemi sağlardı. Hayata devam etme amacım oydu. Şimdi ise yapayalnızım. Bana yol gösteren, yolumu aydınlatan biri yok.
Onu özledim. Sanırım biraz daha uyuyacağım."
İkinci sayfaya geçmekten vazgeçip günlüğü kapattım. O artık burada değil. Böyle diyordu ama yine de ona olan aşkı sona ermedi. Bu kadar sevgiyi hak eden biri miydi peki? Sanırım bunu asla öğrenemeyeceğim çünkü onun da dediği gibi o artık öldü. Bunu diyen kişi de...
Renkli kalemlerle yazmış olduğu kelimeleri tekrar hatırladım. Doğru söylüyordu. Bunun üstesinden gelmeyi beceremedi ve bunun sonucunda yalnız kaldı.
Ayağa kalkıp pencerenin önündeki koltuğa oturdum ve dışarıda yağan karı seyretmeye başladım ve düşüncelerimle başbaşa kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y o u A r e N o t H e r e A n y m o r e
De TodoÇIK KAFAMDAN, ÇIK KAFAMDAN... Artık burada olmadığını biliyorum, çünkü artık kalbin atmıyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bunu biliyorum. Sana ihtiyacım olacak ama bu sefer yardımıma koşmayacaksın. Koşamayacaksın. Çünkü sen yoksun. Artık burada...