( Yasemin'in Anlatımıyla )
Öldüm. Yaşamıyorum.
Karşımda bir kız çocuğu annesi yok diye ağlıyor.
Annesi olamıyorum, ölüyorum.
Kelebeğim ağlıyor ve ben ilk defa ona sahip çıkamıyorum.
Miray ağlıyor, Anıl ilk defa onu sarmak için adım atamıyor.
Duyduklarımız..
Çok ağır, çok ağır, çok ağır..
Hayır, kaldıramıyorum hayır.
Biz duyduk dayanamıyoruz, o gördü, nasıl dayanıyor?
Annem olsaydı geçerdi..
Geçer miydi?
Geçerdi Miray, geçerdi kelebeğim.
Ben yerimde çakılı kalırken Anıl'ın dakikalar sonra hareket ettiğini gördüm. Gözlerinde kuruyamayan yaşlarla eğildi. Elini tuttu.
"Annen olamam belki ben.." sesi titriyordu, gülümsemeye çalıştı.
Bu halde bile küçüğü ona gülümsesin istedi.
"Ama Yasemin'in sana çok iyi bir anne olacağına eminim."
Çöküp kalkmamak istiyordum. Bacaklarım sanki bedenimi taşıyamıyordu.
Miray'ın gülümsediğine şahit oldum.
"Hep oldu Anıl."
Yere çöktüm, belki ağlamamam gerekiyordu ama Miray'ın yüzünü gördüğüm an, hüngür hüngür ağlamaya başladığım an olmuştu.
Sıkıca sardım onu, ağladım, Miray'ın hıçkırıkları bitmeden tekrarlanmaya başladı.
Kendini öldürmek istemişti.
O siktiğimin yerinde kendini öldürmek istemişti.
Yapmıştı.
Kendini öldürmeye çalışmıştı.
Öldüm, öldüm, öldüm.
"Özür dilerim, özür dilerim güzel bebeğim, seni bulamadığım, bizi göremediğin her an için çok özür dilerim."
Anıl'ın sözlerimle daha da ağladığını gördüm. O da özür dilemeye başladı.
"Özür dilerim küçük, seni kaçırdığım intihara, defalarca sürüklendiğin için özür dilerim, o kapandığın, korktuğun odalarda tek kaldığın için özür dilerim."
Kapıda bir tıkırtı oldu. Miray korkuyla kafasını göğsümden kaldırırken, hepimiz kapıya döndük.
Emir ve Sude'yi gördüğümüz anda Miray'ın derin bir nefes aldığını gördüm.
Canım acıdı, korkusu geçmiyordu.
"Özür dilerim kuzen." dedi Emir gülümsemeye çalışarak.
"Bu bir kaza değil, bu cinayet dediğinde kimse sana inanmadığı için, senin bu yüzden Bodrum'dan kaçtığını bile bile senelerdir elimden bir şey gelmediği için, Miray.."
Sesi titredi.
"Miray, teyzem burada olmadığı için, çok özür dilerim."
Kelimeler boğazıma dizilirken, Miray yerinden kalktı, Emir'e öyle bir sarıldı ki, bu sarılmanın bir duygu karmaşası olduğu açıkça belli oluyordu.
Sude onlara yaklaştı, ayrıldıklarında Miray'ın yüzünü avuçladı.
"Ben özür dilemiyorum, ben sana söz veriyorum." dedi içtenlikle.